Enerji ve Çevre Dünyası 112. Sayı (Eylül 2014)

rın karşılanabilirliği, senenin 365 günü için ayrı ayrı vermektedir. Yapmış olduğumuz analizde de gördük ki elektrik sistemimiz, puant gücü ihtiyacı yönünden en fazla 14.08.2014 Perşembe günü zorlanmıştır. Tablo 3'te de görüleceği üzere, elektrik sistemi 14 Ağustos saat 14.30'da 41.003 MW'lık, en yüksek ani puanta (günlük ve aylık) maruz kalmıştır. Bu durum da Tablo 3'te dakikasına kadar gösterilmiştir. Tablo 3: 14.08.2014 puant değerleri AtJI PUANTIM\M Puant 41003 � ÜNLÜK Saati 14.30 Tarihi 14.8.2014 EtJ YÜKSEK ANI PUAtffLARIM\M Puant 41003 AYLIK Saati 14.30 Tarihi 14.8.2014 Puant 41003 YILLIK Saati 14.30 Tarihi 14.8.2014 EN DÜ SÜK ANI PUANTLAR IMWI Puant 30583 AYLIK Saati 21,10 Tarihi 3.8.2014 Puant 24777 YILLIK Saati 22,10 Tarihi 28.7.2014 Tablo 4: 14.08.2014 günlük alınabilir güç tablosu 14.08.2014 PERŞEMBE ALL'i.\BILIR GUÇ �[W) IERMIK+JIOT. 29327 IDDROLIK 14095 RUZGAR 750 IOPUI\1 44172 BfR[.HI.IDELİ K OR.\.'.'.1 (%) TERMİK+JIOT. 71.67 HİDROLİK 60.50 RÜZGAR 23.35 TOPLAM 65.Sl DU='ıl(U PU. .\�I S.HI l\!W 14,30 41001,5 DIŞ ÜLK[l[RD[� .UJS-HRİS füW) ALINAı.� 875 VERİLEN 210 DıSO-[ BAĞL..\!\ıJSJ JÇJI\ PRİM[R \'I SEKü:\"'DER R[ZIR\" l \ IW 900 K.>\R SL:\N.IBİLIC[K Gt' C l\IW .«837 HHMİN EDİ1[1'i P('_.\.."\ı l\IW 41.500 emre amadelik performansıdır. EÜAŞ'a ait linyit ve kömür santrallerinin emre amaSistemin 41.003 MW talep ettiği 14 Ağus- deliği %50 civarındadır. Yani 8.515 MW'lık tos Perşembe günü sistemden alınabilen güç de, Tablo 4'ten görülebildiği gibi 44.172 MW olarak verilmiştir. Yani sadece 3.170 MW'lık bir döner yedek vardır. Burada biraz durum değerlendirmesi yapmak istiyoruz. Yazımızın başında verdiğimiz kurulu güç tablosunda, 31 Temmuz 2014 itibariyle kurulu gücümüzü, 67.431,0 MW olarak vermiştik. Buna karşın, bu tarihten 14 gün sonra karşılaştığımız yıllık puantta emre amade kapasitesi sadece 44.172,0 MW olarak verilmiştir. Yani sistemdeki santrallerin ortalama emre amadelik oranı %65,51'dir. Geri kalan kapasite (67.431,0 MW - 44.172,0 MW = 23.259 MW) nerededir? Tablo 4'e baktığımızda, en yüksek emre amadeliği %71,67 ile termik santraller sağlamaktadır. Oranı yükselten doğalgaz santrallerinin %85-95 arasında bulunması kömür+linyit kapasitesinin 4.000 MW'ı yok sayılabilir. Ta ki bu santrallerin, yeni sahiplerinin elinde renovation çalışmaları yapılıncaya kadar. Hidrolik santrallerin üretim kapasiteleri de, emre amadelikleri de barajlarındaki su seviyelerine ve yağışa bağlı olduğuna göre, 23.000 MW'lı kurulu gücün (barajlı+akarsu) %40'ı yani 9.200 MW'ı ne üretim hesabında, ne de emre amadelik oranında olmayacaktır. Rüzgar, emre amadelikte en zayıf durumdadır. 14 Ağustos tarihli emre amadeliğe katılım oranının, kapasitesinin %23,35'inde kalması da bunu göstermektedir. Rüzgar ve güneş satrallerinin puant (peak) talebinin karşılanmasındaki zafiyeti dikkate alarak, Almanya'nın enerji strateji planında, 86.000 MW'lık rüzgar+güneş kurulu gücüne yüksek emre amadeliğin ancak, sisteme ilave edilecek 34.000 MW'lık Sunuş O (%40) doğalgaz santrali ile sağlanabileceği belirtilmiştir. Ülkemizde, yenilenebilir kaynaklı elektrik üretimine önem ve öncelik verdiğimize göre, her yıl kurulacak rüzgar+güneş santrali toplam kapasitenin %40'ı oranında doğalgaz santrali kurulmasını tercih etmek lazım. Doğalgaz santrallerinin cari açığı arttırdığı iddiaları, yüksek verimli kombine çevrim santralleri (%60'ın üzerinde) kurmak suretiyle enerji kaynağı tasarrufu ile çürütülmüş olacaktır. Bu analizden çıkartacağımız sonuçlara gelince: • Rüzgar ve güneş ile elektrik üretecek santrallerin puant talebinin karşılanmasına faydası olmaz. Bu santraller havuza çalışırlar. • Yerli kömür ve linyit santrallerini yeni sahiplerine bir an önce devrederek, yeni teknoloji ile donanmaları şarttır. Yoksa, bu şekli ile arz güvenliğine faydası olmaz, aksine güvensizlik yaratır. • Doğalgaz ve kojenerasyon santralleri, elektrik üretiminin omurgasını teşkil ederler. Emre amadelikte de sistemi ayakta tutan kaptan gemisidir. Doğalgaz santrallerinin cari açığı arttırdığı iddialarını, bilimsel tartışma platformlarında tartışmalıyız. Petrol, doğalgazdan daha pahalıdır, daha kirlidir ve cari açığı daha çok artırmaktadır. Alternatif getirilecekse doğal gaza değil petrole getirilmelidir. Aşırı büyük güçlü lüks arabaların yasaklanması, elektrikli araba teşviklerinin arttırılması gibi. • Her yıl elektrik üretim kapasitesi artışıyla övünmek yerine, elektrik ithalatını ortadan kaldırmakla ve ihracatımızı arttırmakla övünmeliyiz. Elektrik ithal edersek yerli linyit kaynaklarımızı nasıl değerlendireceğiz? • Enerji yoğunluğunu düşürmek (birim GDP başına kullanılan enerji miktarı) kalkınmamızın en önemli hedefi olmalıdır. Bugünkü 260 kep/1000 $'1ık enerji yoğunluğu seviyesi ile, sanayi ürünleri rekabetinde Avrupa ile yarışmamız mükün mü? (11O kep/1000 $). Cari açığı arttıran fazla doğalgaz ithali değil, enerji tüketim savurganlığıdır. Bugünkü işçi ücret farkları ile götürebildiğimiz rekabeti, enerji yoğunluğunu düşürmeden ve dafa verimli çalışma sistemlerini (productivity) oturtmadan sürdürebilmemiz mümkün değil. Hoşça ve Dostça Kalın ... ENERJi ve ÇEVRE DÜNYASI EYL0L2014 3 ,.__......,_

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=