Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 137.Sayı (Ekim 2017)
Enerji ve Çevre / Ekim 2017 11 enerji-dunyasi.com “Yenilenebilir enerji kaynaklarından biri olan biyokütle önemli bir yere sahiptir çünkü; süreklidir, çevre dostudur ayrıca katı, sıvı ve gaz olarak kullanılabilir. Biyokütle enerjisini, klasik ve modern anlamda olmak üzere iki grupta ele almak mümkündür. Birincisi; geleneksel ormanlardan elde edilen yakacak odun ve yine yakacak olarak kullanılan bitki ve hayvan atıklarıdır. İkincisi, yani modern Biyokütle enerjisi ise; ormansal ve tarımsal atıklar, tarım endüstrisi atıkları, hayvan atıkları, enerji ormancılığı, kentsel atıklar olarak sıralanabilir.” edilmektedir. Bu potansiyelle Türkiye’deki elektrik üretiminin yaklaşık %13’ünün hay- vansal atıklardan karşılanabileceğini söy- lememiz mümkündür. Almanya bu alanda binlerle ifade edilecek tesisle öncü durum- dadır. Ayrıca hayvansal atıkların çürütülmesi sonucunda ortaya oldukça kaliteli sıvı gübre çıkmaktadır. Modern tarımda bu sıvı gübre- nin tanıtımı ve kullanımının yaygınlaşması tarımda verimi ciddi oranda artıracak ve gübre ithalatında tasarrufa yol açacaktır. Evsel atıklardan direk yakma, gazlaştır- ma, biyogaz, atıktan türetilmiş yakıt (ATY) ve diğer yöntemlerle enerji üretilebilir. En yaygın kullanılan yöntem biyogazdan enerji üretimidir. Ülkemizdeki büyükşehirlerin ço- ğunda biyogazdan elektrik üreten tesisler kurulmuş ve çalışmaktadır. Evsel atıklardan elde edilen biyogazla elektrik üretiminin topluma ve yaşadığımız çevreye en büyük katkısı atmosfere atılan en zararlı gaz olan metanın yakıt olarak değerlendirilmesidir. Çöp gazı ile çalışan 1 MW’lık bir gaz motoru yıllık 46.500 ton sera gazı salınımını önler. Güneş enerjisi ise önemi giderek artan ve yeni teknoloji araştırmalarının en yoğun kullanıldığı yenilenebilir enerji kaynağıdır. Güneş enerjisinden elektrik kullanımı için bilinen en yaygın kullanım alanı fotovoltaik panellerdir. Nispeten daha az bilinen diğer uygulama ise Yoğunlaştırılmış Güneş Ener- jisini (Concentrated Solar Power- CSP) kul- lanarak elektrik üretimidir. Bu teknolojide kızgın buhar veya kızgın yağ elde edilip bu- har türbinlerine yönlendirilerek elektrik ve ısı üretimi mümkün olmaktadır. Birçok enerji santralinin fosil yakıt kulla- narak elde ettiği yüksek basınç ve sıcaklık- taki su buharı, CSP teknolojisiyle bir kulenin tepesindeki bir alıcıya güneş ışığını odakla- mak için helyostat olarak bilinen, düz, güneş gözlem aynalarını kullanarak elde edilebil- mektedir. Kulenin tepesindeki bir Recei- ver’da elde edilen yüksek basınç ve sıcak- lıktaki buhar, türbin ve jeneratör yardımıyla elektrik enerjisine dönüştürülmektedir. Kule tipi CSP teknolojisinin giderek yay- gınlaşan bir diğer kullanım alanı da kurulu ve çalışmakta olan fosil yakıtlı santrallerden arazi ve güneş ışınımı uygun olanlarında Fo- sil + CSP hibrit uygulamalardır. Bu yolla ku- rulu tesisin verimliliği %20’lere varan oranda artırılabilmekte ve çok ciddi birincil yakıt ta- sarrufu sağlanabilmektedir. Yeni kurulacak olan fosil yakıtlı sant- rallerde de yer ve teknoloji seçiminin Fo- sil+CSP Hibrit uygulamaya uygun şekilde planlanmasıyla enerji maliyetlerinde ve cari açıkta hatırı sayılır ölçeklerde tasarruf sağ- lanması mümkündür. Böylece ülkenin enerji arz güvenliği sağlanırken yenilenebilir kay- naklar da en üst düzeyde değerlendirilmiş olmaktadır.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=