Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi 138.Sayı (Kasım-Aralık 2017)
52 Enerji ve Çevre / Kasım-Aralık 2017 enerji-dunyasi.com cisi, sistemin içerisinde nerede tasarruf sağlayabilirim, başka hangi kaynakları kul- lanarak daha az yakıt kullanılmasını sağla- yabilirim sorularına yanıt aramak. Diğeri ise bu yapılar nasıl birlikte çalışır, kontrol edilebilir, ölçülebilir ve takip edilebilir hale getirilebilir sorularını yanıtlamaktır. Bir di- ğeri ise bu konuları birleştirebilmektir. Söz konusu noktaları birleştirdiğinizde bu sis- temleri kurmak mümkün. Ek olarak teşvik sisteminin olması gerekiyor. Bunun için de kredi sistemlerinin açılması, düşük faizli kredilerin verilmesi gibi teşviklerle sürecin hızlandırılması önemli. Danfoss olarak binaların atık ısıdan yararlanabilecek şeklide planlanmasında, atık ısıların kapasitesi, bu kapasite ile kaç binanın ya da şehrin yararlanabileceği, bunların hesaplanması, dizaynı, bu sitem- lerin kurulması, danışmanlığının yapılması gibi konulara yönelik kanunların ve yönet- meliklerin Avrupa’da nasıl hayata geçiril- diğine ilişkin bilgimizi ve tecrübemizi hem bakanlıklarla hem ilgili kurumlarla hem de sektördeki mühendislik firmalarıyla pay- laşmaya her zaman hazırız. Türkiye bir in- şaat ülkesi… Gelecek için yapılan yapılarda şu anda boşa sarf edilen enerjilerin bu- günden düşünülüp ülkeye kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Bu yüzde 70’in yüzde 40’ı bina- larda kullanılıyor ve bu yüzde 40’ın yüzde 30’unu da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor. Elde ettiğimiz her tasarrufu çocuklarımız için, sağlık politikamız için, yaşlılarımız için kullanma şansımız var ne- den bu parayı atalım? Bu birinci önemli mesajdır. Türkiye’de yönetmeliklere uygun olmayan 60 milyona yakın eski bina var. Çok sayıda da endüstriyel tesis bulunuyor. İkinci mesaj, bu tesislerin bazı yenileme çalışmaları sonrası verimliliklerinin yüzde 30 oranında artırılması mümkün oluşudur, dolayısıyla bu iki konunun iyi ele alınma- sı gerekiyor. Yeni yapılacak binalarda bu standartların analiz edilip kurulması, geç- mişe yönelik olan yapılar içinse teşvikle düzeltmelerinin yapılması gerekiyor. Ülke- de büyük bir potansiyel var. Enerji kaynak- larını üretip satabilen bir ülke konumunda değilken neden bu kadar bol harcayalım? Ülke olarak bu konuları daha fazla dik- kate alıyor olmamız, bunun için de bazı bakanlıkların birlikte çalışması gerekiyor. Türkiye’de biraz da bu yönde sıkıntılar bu- lunuyor. Enerji Bakanlığı enerji verimliliği konusuyla ilgileniyor ama Çevre ve Şehir- cilik Bakanlığı’nın da bu çalışmalara dahil olması teşvik sitemi konusunda da Maliye Bakanlığı’nın da bu sistemde yer alması gerekiyor. TEŞVIK SISTEMI KONUSUNDA SIZIN GÖRÜŞLERINIZ NELERDIR? NASIL BIR SISTEMIN OLMASINI ÖNGÖRÜRSÜNÜZ? Teşvik sistemi konusunda Avrupa’da uygulanmış ve başarılı olmuş modeller bu- lunuyor. Teşviki birkaç alanda gerçekleşti- rebilmeniz mümkün. Birincisi yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı. Türkiye’de de devreye yeni girmiş, elektrik enerjisini üretip ihtiyaç fazlası olan elektriği dağıtım şirketleri aracılığıyla satışının gerçekleşti- rilebilmesini sağlamış bir yapı mevcut. Ko- nutlarda üretilen elektriğin daha iyi fiyata satın alınıp ihtiyaç olan elektriğin ise üre- ticiye daha düşük fiyatlarla satılıp, yapılan yatırımın 3 yıl içerisinde geri dönüşümü- nün sağlanabileceği sitemlerinin daha faz- la olması gerekiyor. Bugün yatırım geri dönüş süreleri beş ila yedi yıl kadar sürüyor, bu süreç üç yıla kadar düşecek olursa tüketici bunu daha hızlı kabul edebilir. Avrupa bu sistemi ger- çekleştirdi. Var olan enerji verimliliğine yönelik yönetmeliklerde bırakın teşviki; ceza ya da kontrol dahi bulunmuyor. Do- layısıyla kontrolün olmadığı hiçbir yerde uygulamanın olması zaten mümkün değil. Yönetmelikle birlikte alt yapının iyi hazırla- nıp kontrol sisteminin oluşturulması gere- kiyor. Yönetmelik hayata geçmeden önce buna ait ilgili birimlerin de hazırlanması gerekli. Ben üreticiysem ve enerji sınıfı yüksek ürünler üretmem gerekiyorsa bana birkaç yıl verilmesi ve bu süre zarfında üretim gerçekleştirmem, gerçekleştiremi- yorsam ürünlerimin satılamayacağını be- yan etmem ve bütün sektörün bu ürünleri üretmeye teşvik edilmesi gerekiyor. Aynı zamanda bu ürünleri denetleyecek kişile- rin yetiştirilmesinin ve bütün bu yapılarla birlikte düğmeye basıldığında sistemin ça- lışmasının sağlaması gerekiyor. Bu alanlar- da aksama olmaksızın sürecin yürütülmesi önemli. Aksama olduğunda ya kişi sayısı yetersiz kalıyor ya da denetimler yapıla- mıyor veya üretici baskı ile yönetmeliğin tarihi erteleniyor. Bu konularda daha dü- zenli organizasyon olursa şu an ithal et- tiğimiz enerjiden minimum yüzde 30 ila 40 oranında tasarruf etme potansiyelimiz olabilir. Bu da milyarlarca dolar anlamına geliyor. Bunu nasıl bilinçli bir şekilde yapa- biliriz, nasıl enerji politikası haline getirebi- liriz konusu üzerinde durmalıyız. DANFOSS’U ENERJI TASARRUFU KONUSUNDA RAKIPLERINDEN AYIRAN ÖZELLIKLERI NELERDIR? Fark yaratmadığınız ya da artı bir de- ğer katmadığınız sürece tercih edilmezsi- niz ve müşterinin aklında kalmazsınız. Bi- zim sektörde fark yarattığımız iki konu var; birincisi ürün, ikincisi hizmet. Üründeki farkımız şu; müşteri istekle- rine yönelik çok hızlı yanıt vererek, ürün- leri değiştirerek, yeni ürün üretebilecek bir R&D merkezimiz var ve biz Ar-Ge’ye yıllık ciromuzun yüzde 4.2’sini yatıran dünyada ve Avrupa’daki tek şirketiz. Genellikle bu oran 2 ile 3 arasındadır. Yani şirket sahip- leri ve ortakları parayı tutmak yerine çok daha fazlasını teknolojilerde kullanıyor. Bugün dijitalleşmede kullanılan tüm R&D ekipmanları, üretimde 3D yazıcılar dahil en son teknolojileri kullanan bir ekibimiz var. Dünya’da 5 tane Ar-Ge merkezi açan tek firmayız. Dolayısıyla da beş farklı kıta- da müşterilerin isteklerini alıp bu ürünlerin farklı özelliklerini yaratan ve test eden ve bunu pazara sunan bir yapıya sahibiz. Bir diğeri ise birbiriyle iletişim kuran ve konu- şan ürünler üretiyoruz. Bir binada birden fazla ürünümüz varsa bunların birbiri ile SÖYLEŞİ “Türkiye bir inşaat ülkesi… Gelecek için yapılan yapılarda şu anda boşa sarf edilen enerjilerin bugünden düşünülüp ülkeye kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Bu yüzde 70’in yüzde 40’ı binalarda kullanılıyor ve bu yüzde 40’ın yüzde 30’unu da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor.”
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=