Enerji ve Çevre Dünyası 31. Sayı (Ocak-Şubat 2005) / Energy & Cogeneration World - Enerji & Kojenerasyon Dünyası

44 DOSYA/ FiLE "Enerji Yönetimi' anlayışı 2005'te de aynen devam edecek" 2005 yılının, enerji sektörünün yeniden yapılandırılması kapsamında, sektörde liberal piyasa anlayışının bugüne kıyasla daha fazla yerleştiği bir yıl olacağını düşündüklerini söyleyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Selahattin Çimen, dağıtım tesislerinin özelleştirilmesine başlanacağını açıkladı. Öte yandan, 2003 ve 2004'te Bakanlık olarak başarıyla uygulanan "Enerji Yönetimi" anlayışının 2005 yılında da aynen devam edeceğini kaydeden Çimen, 2005 yılına yönelik öngörülerini şöyle özetliyor: "Bu çerçevede 2005, enerji maliyetlerini minimize etmeye ve elektrik hizmetinin kalitesinin yedükesceelğtiilmyeensi inbeir idliöşnkeinmçaollıaşcmaakl.aKraınyyıpoğun şekilde devam -kaçakla mücadele çalışmaları aynı kararlılıkla sürdürülecek. Hidrolik ve yerli kömür kaynaklarımızı daha fazla kullanmaya öncelik veren politikamıza devam edeceğiz. Meclis gündeminde bulunan Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun yasalaşmasıyla, ülkemizin hidrolik, rüzgar, jeotermal, güneş, biyokütle gibi yenilenebilir kaynaklarının değerlendirilmesine yönelik ciddi bir adım atılmış olacak. Bakanlığımızca hazırlıkları sürdürülen Jeotermal Yasası ve Enerji Verimliliği Yasası hazırlıkları tamamlanmak üzeredir. Böylece, bugüne kadar yasal çerçevesi oluşturulmamış jeotermal konusunda gerekli düzenlemeler yapılmış olacak. Jeotermal alanında ülkemizin potansiyeli dikkate alındığında, bu çalışmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Diğer önemli bir konu, Enerji Verimliliği yasa tasarısı ile ilgili çalışmalarımız. Enerji alanında yıllık tasarruf potansiyelimizin 3 Milyar Dolar mertebesinde olduğunu göz önüne aldığımızda, enerji verimliliği konusundaki çalışmaların ve tedbirlerin önemi ortada. Bu çalışma da tamamlanma aşamasında ve 2005 yılında Meclise sevkedilecek. Ayrıca, Çağımızın en önemli projelerinden olan Bakü-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı projesi tamamlanmış olacak. 2005 yılında, gündemimizde olan konu ve çalışmalar bunlarla sınırlı değil ve bunları konuşmak bu zaman dilimini aşar." Yatırımcılara herhangi bir mesaj ınız olacak mı sorusunu ise Çimen, şöyle yanıtlıyor: "Enerji Bakanlığı olarak, sektörde rekabetin ve şeffaflığın esas olduğu, yatırımcıların kendilerini güven içinde hissedecekleri bir piyasa modelinin yerleştirilmesini hedefliyoruz. Tabii temel amacımız ekonomiye, sanayicimize ve insanımıza daha kaliteli ve uygun maliyetlerde enerji vermek. Bu yeni döneme tüm kesimlerin ve başta özel sektörün bu gözle bakması gerekiyor. Ülkemizin enerji talebinin artış oranına baktığımızda, önümüzdeki yıllarda yeni yatırımlara ihtiyaç olduğu açık ve üretilen enerjinin pazarlanmasında sıkıntı çekilmesi söz konusu değil. Ülkemizde yeni yatırımlar için yatırım ortamının uygun hale getirilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmakta, gereken tedbirler alınmakta. Ayrıca, dağıtım tesislerinde ve üretim santrallarında yapılacak özelleştirmelerin bizim için önemi çok büyük. Dolayısıyla, yatırımcıları bu çalışmalara ciddi bir şekilde katılmaya davet ediyorum. Bakanlık olarak, tüm çalışmalarımızda katılımcı bir yaklaşıma önem veriyoruz ve ortak aklı bulurken ilgili kesimlerin görüşlerinden yararlanmaya özen gösteriyoruz. Bu bağlamda, özel sektörün tecrübelerini ve düşüncelerini bizimle paylaşmalarının yararlı olacağı kanaatindeyim ve biz buna her zaman açığız." "Kanun tasarıları bir an önce TBMM'ye sevkedilmelidir" Türkiye'de enerji piyasalarında 2004 yılı içinde gerçekleşen gelişmeler hakkında Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Ağış ise şu bilgileri verdi: Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) tarafından Kasım ayında yayınlanan, 2004 Yılı Elektrik Üretim Tablosunda yer alan bilgiler ışığında, geçen yıl 140.500 GWh olan Türkiye elektrik üretim toplamı bu yıl yüzde 6,7 artışla 149.881 GWh'a ulaşmış. 2004 yılında kaydedilen ekonomik canlanma elektrik talebini de 2003'e nazaran yüzde 30 arttırmış. Tablo'da en çok dikkatimizi çeken konu hidrolik enerji üretimindeki büyüme. 2004'te barajlarımız suyla dolup taştığı için, Cumhuriyet tarihimizin en büyük elektrik üretimini (46.049 GWh) yapmayı başardık. Özel Enerji Şirketleri, Türkiye üretim toplamının yüzde 64.64'ünü üretmeyi başarmış. Devletin Elektrik Üretim Şirketi olan EÜAŞ ve Bağlı ortakları (Özelleştirme İdaresine devredilenlerle birlikte) toplam üretimin sadece yüzde 45,36'sını üretmiş. Bu rakamlara bakarak elektrik enerjisinin yüzde 64.64'ünün Serbest Elektrik Piyasasında pazarlandığını düşünmeyelim. Zira yüzde 64,64'ün yüzde 41 'i Yap-İşlet ve Yap-İşlet-Devret santralları payıdır ve bilindiği gibi bu santrallar ürettikleri elektrik enerjisini uzun vadeli sözleşmelerle TETAŞ'a satmaktalar. Bunların sözleşme süresi doluncaya kadar piyasa faaliyetleri olmayacak. Dikkatimizi çeken diğer bir husus da dış satımın dış alımdan daha fazla olması. Yani Türkiye'nin elektrik üretim kapasitesi bolluğu elektrik ihracat/ithalat dengesini de lehimize çevirmiş. 2004 yılında Primer enerji kaynaklarına göre elektrik enerjisi üretim oranları şöyle: Yüzde 69,24'ü termik santrallardan (yani fosil yakıtı), yüzde 30,72'si hidrolik ve yüzde 0,04'ü rüzgar santrallarından üretilmiştir. Termik santrallarda da en büyük pay yüzde 44,5'1a doğal gaz santrallarına aittir. Bu rakamlar bize, elektrik enerjisi üretiminde devlet ağırlığının giderek azaldığını ve 2003'ten itibaren yüzde 50'nin altına düştüğünü göstermektedir. 2004 yılı içinde yaklaşık 200 elektrik üretim başvurusu EPDK tarafından sonuçlandırılarak yatırımcılara lisansları verilmiştir. 2004 yılı elektrik arzı yönünden çok rahat bir yıl olmuştur. Talebin 149881 GWh olmasına karşın sistemde 192000 GWh'lık (%12,8 yedek) üretim kapasitesi bulunmaktaydı . I ENERJİ & KOJENERASYON DÜNYASI ♦ "Kojenerasyon: Yüksek Verim, Temiz Çevre, Enerjide Yeniden Yapılanma"

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=