kuruluşları ile ilişkilerinde ortaya çıkan sorunları mümkün olduğu kadar bir sivil toplum örgütü hizmeti çerçevesinde tutarak yardımcı olmaya çalıştıklarını vurguladı. Ayrıca Avrupa Birliği'nin çıkarmış olduğu direktiflerin ve bugünlerde çok gündemde olan AB müktesebatında elektrik ve kojenerasyonla ilgili konularda sektörde faaliyet gösteren yetkilileri bilgilendirmeyi amaç edindiklerini söyleyen Başkan Ağış, "Bütün bunları yapabilmek için de biliyorsunuz derneğimiz 7 yıldır merkezi Brüksel'de olan Cogen Europe'un üyesi. Yine biliyorsunuz ki sadece Türkiye Kojenerasyon Derneği, Avrupa Kojenerasyon Birliği içinde Türkiye'yi temsil ediyor" bilgisini verdi. Öte yandan der nek olarak, 2004 yılı Şubat ayında yürürlüğe giren 'AB Kojenerasyon Direktifi'ni ele aldıklarını ve yaklaşık bir buçuk yıldır Enerji Bakanlığı'nın yetkilileri ile konuya ilişkin çalışmalar yaptıklarını hatırlatan Ağış, "Umuyorum ki bu Direktif, 4628 sayılı yasanın revizyonu çerçevesinde yer alır ve onunla birlikte çıkartılır" dedi. Dernek tüzüğündeki en önemli iki maddeden de bahseden Başkan Ağış, şöyle konuştu: "Özellikle şebekeye bağlantılar ile ilgili olarak üyelerimizin kar şılaştığı sorunları ve bu sorunların çözümlenmesi konusunda çalışmalar yapmak Dernek Tüzüğünde de yer almaktadır ve bu sorunları incelemek için kendi ihtisas gruplarımız var. 'Bunları konuşarak bir çözüme kavuşturabilir miyiz?' şeklinde yakla şıyoruz. 2001 yılında kabul edilen 4628 sayılı yasanın getirmiş olduğu yasal haklar çerçevesinde, özellikle lisans alma prosedürü başladıktan sonra lisans alma süreci esnasında çok fazla sorun çıktığını ve sorunların da lisans alma sürecini uzattığı kanaatine kavuştuk. Duyuruların ve şikayetlerin sayısı arttı. En sonunda da zaman zaman ilgili arkadaşlarımızla ikili görüşmeler yapmak suretiyle 'Ya şurada birtakım anormal biristekle karşılaştık acaba bunu yumuşatamaz mısın?' diye bir cevabımız oldu. Ama baktık ki bu sayı artıyor ve herkese aynı mesafede olmamıza rağmen bazı şikayetler yanlış anlaşılıyor, x şirketinin talebini takip eder duruma düşüyoruz. En sonunda bu yıl Yönetim Kurulu olarak, bu sorunlara bu gün yaptığımız gibi bir tartışma platformunda herkesin so runlarını mümkün olduğu kadar saptayacak bir forum veya platform düzenleyelim düşüncesi ile çözüm getirelim dedik. Bu düşünce ile yola çıkarak ilk platformumuzu geçtiğimiz gün lerde TEİAŞ ile birlikte yaptık. Bugünkü toplantımızda da konuyu işlemek üzere sayın Haşim Keklik'i ve TEDAŞ'tan uzman arka daşları davet ettik. Onlar da bizleri kırmayarak geldiler ve bu toplantıyı düzenledik". GÜNCEL / AGENDA Ağış, foruma geçmeden önce Türkiye'nin elektriklenme sürecine de değindi Ayrıca foruma geçmeden önce Türkiye'nin elektriklenme sürecine de kısaca değinen BaşkanAğış, 1 948 yılında Çatalağzı Termik Santrali'nde başladığıilk görevinden bu yana enerji dünyasının içinde olduğunu ifade etti. O yıllarda Türkiye'nin toplam kapasitesinin 980 MW olduğunu bugün ise bu oranın 37 bin MW'a yükseldiğini de belirten Ağış, "Fotoğrafın ikinci karesine baktığımızda Cum huriyetin ilan edileceği 1923 yılında Ankara'da elektrik yoktu. Bunun için de diyorum ki elektrik ve elektriklenme davası Tür kiye'de Kurtuluş Savaşı kadar önemli. Birisi düşmanlardan kurtuluş diğeri ise karanlıktan, cehaletten kurtuluş. Bugün sorularımızı ortaya koyarken bu gerçekleri unutmayalım. Nerelerden nerelere geldik. 1970'Ierde TEK kuruldu. Belediye santralleri TEK'in kurulması ile birlikte TEK bünyesinde toplanmaya başladı. 80' Ierde elektrik sıkıntıları çok çekildi. O yıllarda elektriğe ulaş da nasıl ulaşırsın ulaş. 1984 yılında ise 3096 sayılı kanun çıktı . Bu kanun elektriksiz yerlere elektrik götürebilmek, mümkün olduğu kadar herkesin kendi elektriğini kendisi üretmesi için çıktı. Fakat bir yıl sonrasında bir kararname yayınlandı. Bu kararnameyi kimse anlamadığı için yedi yıl içerisinde hiç kimse Türkiye'de bir otoprodüktör tesisi ku ramadı . İlk kurulan tesis 1992 yılındaki Yalova Elyaf Fab rikası. 1960 ve 70 yılları arasında muazzam bir elektrifi kas yon seferberliği başladı. 1970 ve 2000 yılları arasında kaliteli elektriğe kavuşmak isteyen insanlarımız bu hizmetleri hem TEİAŞ- TEDAŞ'tan bekledi ler. Avrupa'daki liberalleşme rüz garları Türkiye'yi de etkiledi. Avrupa'da 1994 yılında kabul edilen 'Elektrik Direktifi' 2001 yılında Türkiye'de devlet liberal elektrik piyasası kanununa dönüştü. Bu kanun çıkınca eskiden Enerji Bakanlığı tarafından takip edilen yeni otoprodüktör projeleri bundan sora EPDK tarafından takip edilmeye başlandı. Bu kontrol mekanizması ile lisans sorumluluğuna geçildi. Lisans sorumluluğu beraberinde sorunlar da getirdi. Bizim dağıtım ve iletim sisteminde yaşadığımız güçlükler şimdi daha büyük mercek altına alınmaya başlandı. Bugün burada şimdiye kadar biriktirdiğimiz soramadığımız veya sorduğumuz yeterli cevap alamadığımız sorularımıza cevap alacağız" diye konuştu. Keklik: Sektörde bizden talep edilen her şeye olumlu cevap vermeye çalıştık "EPDK, Kanun'un çıkmasından sonra yaklaşık bir buçuk yıllık hazırlık süresi geçirdi. Bu hazırlık süresinde ikincil mevzuatları üretti ve 2003 yılının başında bunun uygulanmasına başlandı. Biz de 2003 yılı başında hem dağıtım hem de perakende lisansı alarak yeni piyasa yapısına adaptasyona başladık" sözleri ile konuşmasına başlayan TEDAŞ Genel Müdürü Haşim Keklik, 2003 yılında yeni piyasa yapısına geçişin başladığını ve o za mandan bu zamana kadar sektörde kendilerinden talep edilen her şeye olumlu cevap vermeye çalıştıklarını ifade etti. Keklik, "Sistem Kullanım Tarifeleri ve Sistem Bağlantı ve Erişim Uygulamaları" konulu sunumunda, TEDAŞ Hakkında, Enerji Sektörü, Yeni Piyasa Yapısı, Sisteme Bağlantı Prosedürü, Sisteme Erişim Uygulamaları, Sistem Kullanım Bedel leri, "AB'ye Giriş Sürecinde Türkiye'de Kojenerasyon-Yeni Gelişmeler" ♦--ENERJİ & KOJENERASYON DUNYASI-� �[21
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=