Enerji ve Çevre Dünyası 58. Sayı (Aralık 2007)

çalışmaları, güneş ve rüzgar yatırımlan devam ediyor. Yani enerji piyasamız oldukça hareketli. Türkiye'de AB doğal gaz piyasası gibi çalışan bir piyasa nasıl kurulabilir? EPDK'nın işi bu zaten. Onlar bunu yapmaya çalışıyor. Ama Türkiye büyüyen bir piyasa, oturmuş bir piyasa değil. Düşünün Türkiye'deki doğal gaz yatırımları bitmiş, her şey çalışıyor ve piyasayı liberalleştiriyorsunuz. O zaman işiniz kolay. Ama bir taraftan yeni şirketler kuruyorsunuz, yerleşim bölgelerine yeni yeni gaz veriyorsunuz, gaz alımını ona göre ayarlamaya çalışıyorsunuz. Bir taraftan da henüz olmayan bir piyasayı liberalleştirmeye çalışıyorsunuz. EPDK'nın işi de zor. Bu piyasayı tecrübe etmiş, çok iyi yaşamış hazır insanlar da yok. Dolayısıyla sistem biraz daha yavaş yürüyor. Avrupa Birliği derken kastettiğiniz eğer; 01 Temmuz 2007'de Avrupalı evsel tüketicilerin elektrik ve gaz alımında serbest tüketici olmaları konusu ise dün EUROGAS-Avrupa Gaz Birliği Genel Sekreteri bizi ziyarete geldi. Özel olarak bizi ziyarete geldi. Ve yaptığı açıklamada, 01 Temmuz öncesi ve sonrasında bir değişiklik olmadığını dile getirdi. Neden yok? Çünkü bireysel tüketiciler çok sık operatör, şirket değiştirmeye yanaşmıyorlar. Fiyat, tedarik güvenlik ve hizmet konusunda tüketiciler her üçünün de aynı anda 32 ENERJi DÜNYASI ARALIK 2007 olmasını istiyorlar. EPDK yavaş yavaş bu dönüşümü sağlayacak ama burada birinci konu gazın Türkiye'ye getirilmesi. BOTAŞ dışında da diğer firmaların çok rahat ülkeye gaz ithal edebilmesi gerekli. Bu şartların oluşması lazım ki; piyasaya bizim şu ana kadar alışık olduğumuz maliyetlerden daha uygun maliyette bir gaz girebilsin. Fiyatın düşmesi için kaynakların bir şekilde Türkiye'ye gelmesi lazım. Belki bir şikayet olacak ama; BOTAŞ'tan gaz fiyatını alıyoruz. EPDK'nın internette yayınlanan ve bize uygun gördüğü gaz fiyatından bağımsız bir birim hizmet amortisman bedeli var. Biz onu üzerine ekliyoruz, fatura edip gönderiyoruz. EPDK, sürekli bizim bir.im amortisman bedeline saldırıyor. Onu yarıya bile indirseniz toplamda çok büyük fark etmiyor halbuki gaz fiyatının kendisinde yapılacak yaklaşık yüzde 1 0'luk bir düşüş diyelim ki; 300 Dolar için 30 Dolar yapar. Bir.im amortisman bedeli evsel tüketici için 80 kuruş, ne kadar saldırırsanız saldırın, 20 kuruş indirirsiniz, 60 kuruş eder. Ama 315 Dolarlık gazdaki yüzde 10'luk düşüş yaklaşık 50 YTL eder. Böyle bir çelişki var ve bunun aşılması gerekli. Daha önceki aylarda dergimizde yayınlanan bir makalenizde "Nükleer enerji için; yeni teknolojilerin durumu, dünya rezervinin önemli bir bölümü bizde olan Toryum'un kullanılabilme ihtimali ve m a evcut tecrübelerden ders lınarak çözümler üretilmesi uygun olacaktır." demiştiniz. Bildiğiniz gibi Nükleer Enerji Yasası Komisyon'da kabul edildi. Sizin nükleer enerji hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz? Bu nükleer enerji benim başımı yakacak. Çevreciler deminde belirttiğim gibi tahtasına koyacaklar. Avrupa Gaz Birliği Genel Sekreteri buradaydı. Avrupa bizden daha çevreci ve insan sağlığı, çevre.. vs. konularına bizden daha hassaslar. Bunu kabul etmemiz gerekir. Kendisinin bize söylediği, bundan sonra ilerideki enerji piyasası yüzde 40 gaz, yüzde 40 nükleer ve yüzde 20 yenilenebilir kaynaklardan oluşacak. Avrupa buraya doğru hazırlık yapıyor. O zaman neden nükleer enerji santralleri durduruluyor, bu kadar gürültü yapılıyor? Bunların hepsi şu anki heyecanla yapılıyor. Bugün gaz 315 Dolar diyoruz, gaz 750 Dolar olduğunda ne olacak? O zaman kim karşı olacak nükleere ben görmek istiyorum. Kendisinin lafını duyunca ben daha çok sıkıldım. Tamam, kötü bir tecrübe yaşandı hala uygunsuz teknolojilerle giden santraller vardır. Ama örneğin, Fransa enerjisinin yüzde 50'sinden fazlasını nükleerden karşılıyor ve muhtemelen santralleri de 30-40 yıllıktır. Bizim yapmamız gereken ne? 9697 yıllarındaki hatalara düşmeden,

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=