Söyleşi ■ sistemleri kuruluşu nasıl hızlandırılabilir?" konuları ana uğraşısı olmuştur. "90'ın üzerinde ülkede, 3 binden fazla kuruluş ile organize çalışıyoruz" Günümüzde de yine geleceğin enerji sistemleri Konsey'in ilgilendiği asıl konudur ve yine aynı şekilde en iyi uzmanları bir araya getirmek için uğraşır. Bugün belki kendi içimizde şu soruyu soruyoruz: "Bugünün enerji sistemlerinden yarının enerji sistemlerine doğru yaşanacak büyük dönüşüm nasıl olmalıdır?" DünyaEnerji Konseyi, işte bu konuda yine en iyi uzmanları bir araya getirir ve onların görüşleriyle en iyi uygulamaları gösterir. Devlet ve özel sektör ile sürekli diyalog halinde olarak, onların en doğru kararı verebilmesini sağlar. İşte bu, Dünya Eneri Konseyi'nin işlevinin en özet olarak açıklamasıdır. Biz 90'ın üzerinde ülkede ve 3 binden fazla kuruluş ile organize olmuş durumdayız. Örneğin, Moskova'daki kongrede ülke bakanlarını ve 1O bin insanı bir araya getirdik. Çalışmalarımızı kısaca böyle özetleyebilirim. "Özel sektörün iyi performans sergilemesi için hükümetlerin kesin kuralları olmalıdır" Dünyadaki enerji politikaları hakkında iyi veya kötü diye bir değerlendirme yapmıyoruz. Sadece bir ülke bir hedef koymuş mu ona bakıyor ve hedeflerin nasıl karşılandığını değerlendiriyoruz. Ayrıca politikaların hedeflere olan uyumunu değerlendirerek, içeriğe bakıyoruz. Şunu yapmalısınız veya şunu yapmamalısınız diye herhangi bir öneride bulunmuyoruz. Sanırım burada ele almamız gereken her şeyin bir konsepte göre yönlendirilmesi olmalıdır ve bu 74 ENERJi DÜNYASI KASIM-ARALIK2010 dikkat edilmesi gereken bir noktadır. Maliyet fiyatları, dikkate aldığımız bir başka konudur. Ayrıca dünyada politikaların şekillendirilmesi bakımından genel olarak kaliteye, maliyet fiyatlarına, petrol durumuna ve talebe bakıyoruz. Petrol fiyatlarını göz önüne aldığımızda, hükümetlerin finans sektörüne katılmamalarını, özel sektörün bu konuda kendi başına olması gerektiğini söylemek, politika olarak doğrudur denilebilir. Ancak herkes bir kural koyarsa da sistem çökebilir. Benzeri bir durum da enerji endüstrisinde, enerji fiyatları ülke çapında tam oluşmamış olmasına rağmen enerji sektörü için de söylenebilir. Çökmekten kurınlan piyasaların sayısı kuralsızlığın azaltılmasıyla sağlanır, burada hükümetlerin bazı kesin kurallar koyması, özel sektörün daha iyi performans göstermesini sağlayacaktır. Özel sektöre, "teknolojiye yatırım yap" demek yeterli değildir. Hükümetlerin de özel sektörün faaliyet göstermesi için gereken emniyetli ortamı sağlaması çok önemlidir. Özel sektörün iyi bir şekilde performans göstermesi için hükümetlerin bu konularda çerçeveyi belirleyen kesin kuralları olmalı ve teknolojiye yatırım yapılmalıdır. Böyle kesin bir çerçeveyi gelişmekte olan her ülkede son derece tutarlı bir şekilde görmekteyiz. Bunu görmek için Almanya'ya, Çin'e, Hindistan'a bakabilirsiniz, adeta gelişmekte olan yerlerde ortak bir tunı.mdur bu, belki bundan şikayet ediliyor ama doğru olan da budur. "Yeryüzü kaynaklarına ne kadar erişebildiğimiz önemlidir" Dünyada birkaç sene önce büyük bir değişiklik meydana geldi. Herkes enerji kaynaklarının bir sonu olduğunun farkına vardı ve ulaşılabilirliğinin sıkıntılarını kavradı. Burada ana mesele enerji kaynaklarının erişilebilirliği, bulunur olmasıdır ve bu husus enerji politikalarını etkilemektedir. Enerji kaynaklarının bulunabilirliğinde meydana gelen en büyük değişikliği düşündüğümüzde, üç sene önce hiç kimsenin aklında "Shale Gas"-kaya katmanları gazı- yoktu, ancak son yıllarda kaynak olarak "Shale gazı" kullanım oranı %40 artırmıştır. Bunun anlamı yeryüzünde hala kaynak olduğu ve bunuharekete geçirmemiz ya da bulmamız için teknolojiye ihtiyaç olduğudur. Yani teknoloji çok şeyi değiştirebilir ve bu sadece shale gazı için değil, shale petrolü için de söylenebilir. Petrol için shale de önceden hiç konuşulmamasına rağmen önemli bir araştırma konusu olmuşnı.r. Sanırım değişikliklerden biri de bir şeyin bittiğini düşünmek değil, yeni şeylerin olduğunu düşünmektir. Hala yeryüzünde varolan kaynakların erişilebilir olduğunu düşünmeliyiz ve sanırım değişikliklerin bir diğeri ise erişilebilirliktir. "Birleşmiş Milletler enerji erişilebilirliğine ağırlık vermemektedir" Burada akla gelen soru ise kaynaklara kimin eriştiğidir: 1,5 milyar insan herhangi bir şekilde elektriğe hala erişememekte, yani elektrik kullanamamaktadır ve 3,6 milyar insan da elektriğe sınırlı bir şekilde erişebilmektedir. Elektriğe erişmenin gelişmenin temel bir unsuru olduğunu biliyoruz, elektrik az olunca birçok şeyi layıkıyla yapamazsınız. Bu nedenle insanları elektriğe erişir hale getirmek politikalarımızdan bir olmalıdır. Burada Birleşmiş Milletlere baktığınızda bu konuda önemli bir beyanları olmadığını görüyorum. Bence ınilenyumun gelişme tanımı içinde, elektriğe erişim konusu hiç yer almamış, hiçbir
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=