Sunuş ■ Özkan AĞIŞ Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknoloji/eri Derneği(TURKOTE.D) Yönetim Kurulu Başkanı ozkan.agis@enerko.com.tr Mutfakta Birileri mi Var? Yemekler Düzelmeğe Başladı 15 yıldan beri enerji sorunlarımızı yazarız, çizeriz. Zaman geldi, köşemiz tenkitlerden kıpkırmızı gelincik tarlası gibi oldu, ama zamanla da yeşermeğe başladı. Sorunlar mı azaldı? Yoksa biz daha bir mütevekkil mi (kabulcü) olduk? Durum bazen gri olsa da, hiç yadırgayamayacağımız bir gerçek var. Enerji yönetimi eskisine nazaran çok daha iyi gidiyor. Adeta tatlanmaya başladı. İşlerin düzgün gittiğinin en iyi belirtisi plan ve stratejilerin önceden ortaya konması. Gerek ETKB ve gerekse DPT enerjide orta ve uzun vadeli hedeflerini ve stratejilerini açıkladılar. Orta menzilli hedef eskiden 2015, uzun vadeli hedef de 2030 olarak alınırdı. Şimdi, çok çarpıcı ve o kadar da heyecan dolu bir orta hedef çıktı ortaya, Cumhuriyetimizin 100. yılı. Uzun hedef değişmedi, 2030. Cumhuriyetimizin 100. yılını ortaya koymak o kadar anlamlı ki, sadece enerji çalışanlarını motive etmekle kalınıyor, enerji yöneticilerini, karar vericileri ve siyasi iradeyi de, kaldırılacak yükün altına itiyor. Enerji yöneticilerini, Cumhuriyetin 100. yılını, orta vadeli plan ve uygulamaların hedefi olarak aldıkları için kutluyorum. Zira yarattıkları sadece ulusal yönlendirme ve şartlandırma değil, ispatlamak istedikleri, yaptıkları ile gurur duyduğumuz atalarımızdan yapamadıklarını tamamlayarak, onlara layık evlatlar olduğumuzu göstermektir. İnanıyorum ki, bu ulusal hedef enerji çalışanlarını şaha kaldıracaktır. 29 Ekim 1923'ü sadece, teokratik ve diktatoryal bir yönetim biçiminin kapandığı bir tarih olarak algılamak çok noksan olur. Bu tarihle birlikte, sosyo-ekonomik hayatımızı kökünden değiştirecek devrimleri başlatmakla, bilim, teknik ve teknoloji devrimlerinin fiLizleneceği ortamı hazırlamıştır. Atatürk'ün gençLiğe hitabesinden 4 yıl sonra bile, TBJ\ılM salonlarında elektrik yoktu ve "Cumhuriyet Bildirisi", idare lambası ışığında hazırlanmıştı. İstiklal mücadelemizi verirken, sadece İstanbul'un (1914) ve İzmir'in bazı semtlerinde, bir de, Tavas, Tarsus, Merzifon gibi ruhban okullarında, yabancı ülkelerin bağışladığı jeneratörlerin 2 ENERJi DÜNYASI OCAK-ŞUBAT 2011 elektriği vardı. Geçen 90 yılda yapılanlar, mum ışığından, çıradan ve idare lambasından, modern elektrifikasyon sistemlerine geçiş için verilen savaşların ve dökülen alın terinin efsanesidir. Bu efsaneyi yaratan isimsiz kahramanları burada, minnetle ve saygıyla anıyoruz. Bugünlerimizi aydınlatmak için hayatlarını karartan o insanların mekan. ları nurla dolsun. Burada Büyük Atatürk'ün bize rehber olan değerlendirmesini hatırlamadan geçemeyiz. ''Yaptıklarımızı asla kafi göremeyiz. Daha çok ve büyük işler yapmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizi çağdaş medeniyet seviyesinin üstüne çıkartacağız." Esasında, yapılanlar, yapılabileceklerin teminatıdır. Daha nelerin yapılabileceğini göstermek için yapılan ve yaratılan güzelliklere isterseniz şöyle bir göz atalım; Elektriksiz köyümüz kalmadı. Kişi başına elektrik tüketimimiz yılda 3000 k\'(fh'e yükseldi (1950'de 50 kWh idi). Bu rakam AB ülkelerine nazaran elbette çok düşük. Ancak her yıl% 8 artmakta. Elektrik kesintileri kaderimizdi. Bulabildiğimiz elektril<le yetiniyorduk. Şimdi elektrik üretimimizin% 55'ini özel sektör üretiyor. Elektrik kalitesi de düzeleli. Üretim tesislerinin ve dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesi son derece başarılı gidiyor. Bu yıl yapılması planlanan, 45 hidrolik ve termik santralin ihalesinin sonunda kamu kuruluşu olan EÜAŞ'ın elektrik üretimindeki payı% 25'e düşecek. Hedef olarak alınan% 20 seviyesini, nerdeyse bu yıl sonunda yakalayacak. Dağıtım bölgelerinden, 2 bölgenin dışında, hepsi yeni sahiplerini buldu. Yenilenebilir enerji kaynaklarımız111 yüksek potansiyeLi, çıkartılan teşviklerle kullanıma sunuldu. Rüzgar gücümüz her yıl% 40, hidroLik gücümüz% 1012 artıyor. Tarımsal üretimimiz için çok büyük sorun olan artık ve atıl<larımız111, elektrik enerjisine dönüştürülmesi için çıkartılan teşvil<ler ülke çapında, mısır ve pamuk sapı başta olmak üzere, ayçiçeği sapı, buğday ve çavdar sapı ve anızı, zeytin çekirdeği, çırçır artığının değerlendirilmesinde ülke çapında olağanüstü çalışmalara tanık oluyoruz. Yaklaşık
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=