Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi tehdidine karşı küresel tepkinin güçlendirilmesi, sürdürülebilir kalkınmanın saÄŸlanması ve yoksulluÄŸun azaltılması baÄŸlamında hazırlanan 1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu açıklandı. TEMA Vakfı, endüstrileÅŸme öncesi döneme göre 1,5 °C sıcaklık artışının etkileri ve küresel sera gazı emisyonu senaryolarını ele alan raporu deÄŸerlendirmek ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin Türkiye'ye etkilerini ele almak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Türkiye’nin iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine neden olan sera gazı emisyonlarının azaltımı ve adaptasyon çalışmaları kapsamında öncelikle Paris AnlaÅŸması’nı onaylayarak zaman kaybetmeden harekete geçmesi gerektiÄŸi vurgulandı.

Rapor yol gösterici olma niteliÄŸi taşıyor
1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi çalışmalarının en önemli bilimsel organı olan Hükümetlerarası Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Paneli (Intergovernmental Panel on Climate Change-IPCC) tarafından 8 Ekim’de Güney Kore’nin Incheon ÅŸehrinde açıklanmıştı. 1,5 °C Küresel Isınma Özel Raporu’nun içeriÄŸine dair konuÅŸan Hükümetlerarası Ä°klim DeÄŸiÅŸikliÄŸi Paneli'nin baÅŸyazarlarından TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat TürkeÅŸ, “Raporda 1 °C küresel sıcaklık artışıyla birlikte aşırı hava olaylarında ve deniz seviyesi yükselmelerinde artışın, Arktik deniz buzullarında azalışın net bir ÅŸekilde görülmesi en önemli tespitler arasında yer alıyor” dedi.

İnsan kaynaklı sera gazı emisyonları net olarak sıfırlanmalı
Raporun, sıcaklık artışının 2 derece yerine 1,5 °C altında sınırlandırılması ile iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin birçok etkisinin azaltılabileceÄŸini ortaya koyduÄŸunu ifade ederek sözlerini sürdüren Prof. Dr. Murat TürkeÅŸ, “ÖrneÄŸin sıcaklık artışının 1,5 °C’de sınırlandırılması, 2100 yılı itibariyle deniz seviyelerinin sıcaklık artışının 2 °C’de sınırlandırılması senaryosuna göre 10 santimetre daha az yükselmesi anlamına geliyor. Rapor sıcaklık artışını 1.5 °C ile sınırlandırmanın, enerji, endüstri, binalar, ulaşım, ÅŸehirler ve arazi kullanımında hızlı ve kapsamlı dönüÅŸümleri gerektirdiÄŸini vurguluyor. Küresel sera gazı emisyonlarının 2030 yılında 2010 yılına göre net olarak yüzde 45 azaltılması ve 2050 yılı itibariyle net olarak sıfırlanması gerekiyor. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸine karşı Türkiye de diÄŸer ülkelerle birlikte aynı kaderi paylaşıyor. Ülkemizde gözlenen hava sıcaklıklarındaki hızlı deÄŸiÅŸmelere ek olarak, iklim modelleri gelecekte Türkiye ve bölgesindeki hava sıcaklıklarında önemli ve hızlı artışların olacağını gösteriyor” diyerek sözlerini tamamladı.

Paris Anlaşması onaylanmalı
BeÅŸ bölümden oluÅŸan raporun bir bölümünün sürdürülebilir kalkınma, yoksulluÄŸun engellenmesi ve eÅŸitsizliklerin azaltılmasına adanması, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin doÄŸal sistemler üzerindeki olumsuz etkilerinin ötesinde sosyal etkilerine yönelik güçlü mesajlar veriyor. Basın toplantısında Paris AnlaÅŸması’nın onaylanması vurgusu yapan TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası Ä°liÅŸkiler Bölüm BaÅŸkanı Özgül Erdemli Mutlu, “Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi politikalarının katılımcı, demokratik ve ÅŸeffaf ÅŸekilde hayata geçirilmesi için çaba harcanmalıdır. Büyümenin hızı kadar niteliÄŸi de önemlidir. DüÅŸük karbonlu politikalar ile daha fazla enerji güvenliÄŸi, daha yüksek yaÅŸam kalitesi, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin etkilerine karşı dayanıklılık, fosil yakıt ithalatından tasarruf, yenilenebilir enerji alanında istihdam yaratılması ve hava kirliliÄŸine baÄŸlı erken ölümlerin azalması gibi çok sayıda yan fayda saÄŸlayacaktır. Bu faydaların yaratacağı ekonomik deÄŸer düÅŸük karbon politikalarının yürütülmesi için gerekli olan maliyetlerden daha fazla olacaktır” dedi.

Politikaların baÅŸarıya ulaÅŸması için Paris AnlaÅŸması’na taraf olmanın ve anlaÅŸmanın gerekliliklerini yerine getirmenin aciliyet taşıdığının altını çizerek sözlerini sürdüren Özgül Erdemli Mutlu, “Türkiye’nin 2018 yılı sonunda Polonya’da yapılacak 24. Taraflar Konferansı’ndan önce, “Ulusal Katkı Niyet Beyanı”nı güncellemesi, azaltım hedefini yeniden belirlemesi, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸine uyumu hedeflerine dahil etmesi ve Paris AnlaÅŸması’nı acilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde onaylaması gerekiyor. Türkiye’nin iklim hareketinde söz sahibi olması, ancak azaltım ve uyum alanında birbirini tamamlayan ulusal-yerel politikaların eÅŸ zamanlı gerçekleÅŸtirilmesi ile mümkün olacaktır” dedi.