200x200 piksel Reklam Alanı

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir: "Dağıtım sistemi işletmenin gerekleri açıktır: Elektriğin tüketicilere kesintisiz, kaliteli ve güvenilir bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak"

ELDER Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir: "Dağıtım sistemi işletmenin gerekleri açıktır: Elektriğin tüketicilere kesintisiz, kaliteli ve güvenilir bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak"

2 Ekim 2014 | SÖYLEŞİ
2.863 kez okundu

ELDER, elektrik dağıtım ve tedarik hizmetlerinin ülke yararına uygun ÅŸekilde yapılması ve geliÅŸtirilmesi için çalışan; gerekli desteÄŸi ve teÅŸviki sunmak, üyelerinin ve ülkenin ekonomik geliÅŸimine katkıda bulunacak maddi ve manevi korumayı saÄŸlamak; enerji alanında ülke kalkınmasına hizmet edecek giriÅŸimleri özendirmek amacıyla 2002’den bu yana hizmet vermektedir. Biz de, elektrik piyasasındaki son geliÅŸmeleri ve elektrik üretim ve dağıtım özelleÅŸtirmeleri hakkındaki sorularımızı ELDER Yönetim Kurulu BaÅŸkanı Nihat Özdemir’e yönelttik.

 

Derneğiniz hakkında bilgi vererek, yaptığınız faaliyetlerden bahsedebilir misiniz?

 

Öncelikle ELDER’den kısaca bahsederek bundan sonraki görüÅŸ ve önerilerimize bir baz oluÅŸturmakta fayda var. 15 yıla ulaÅŸan geçmiÅŸiyle ELDER, elektrik sektörünün en eski sivil toplum kuruluÅŸlarından birisidir.  KurulduÄŸu günden beri rekabetçi bir serbest piyasanın oluÅŸumuna katkı saÄŸlayan bir yapıda olmayı hedeflemiÅŸtir. Bu nedenle vizyonumuz, elektrik sektöründe rekabet öncelikli serbest bir piyasanın oluÅŸumuna etkin katılım ve katkı saÄŸlamak ve misyonumuz elektrik dağıtım hizmetlerinin tüm kullanıcılara kaliteli, sürekli, doÄŸru maliyetli, eÅŸit taraflar arasında ayrım yapmaksızın sunulmasını temin etmek olarak tanımlanmıştır. ELDER’in özelleÅŸtirme sonrası dönemde de bu rolünü güçlendirerek sürdüreceÄŸine inanıyorum.

 

ELDER çok farklı alanlarda üniversiteler, dağıtım ÅŸirketleri, kamu kurumları ve uluslararası kuruluÅŸlar ile iÅŸbirlikleri geliÅŸtirmekte ve çalışmalar yürütmektedir. Bunlardan bir iki tanesine kısaca deÄŸinmek istersek; elektrik dağıtım sektörünün iÅŸ saÄŸlığı ve güvenliÄŸi alanlarında uluslararası standartları da dikkate alarak, ülkemiz asgari ÅŸartlarını günün deÄŸiÅŸen koÅŸullarına göre yeniden belirlemekteyiz. Tüm dünyada olduÄŸu gibi akıllı ÅŸebekeler Türkiye’nin de birinci önceliÄŸi. Bu alanda hangi teknolojileri ne zaman niçin uygulamalıyız, fayda-maliyetleri kamuya, insanımıza ve ÅŸirketlere ne olacaktır deÄŸerlendirmeleri yapan bir baÅŸka çalışma grubumuz var. Elektrik faturasını ödemekte zorlananan ailelere yönelik bir sosyal tarife oluÅŸturulmasına yönelik öneriler geliÅŸtiren bir çalışma grubumuz var.

 

Türkiye’de ve dünyada enerji dengeleri deÄŸiÅŸiyor mu?

 

Bir açıdan pek çok ÅŸey deÄŸiÅŸiyor. Yenilenebilirin toplam üretim portföyündeki payı hızla yükseliyor. Kısa sürede rüzgarın yerini güneÅŸ alacak gibi gözüküyor. GüneÅŸten elektrik enerjisi tesislerinin birim MW maliyetleri hızla düÅŸüyor; verimlilikleri de nispeten yükseliyor. Enerji depolama teknolojilerinde önemli geliÅŸmeler yaÅŸanıyor. ABD yıllar sonra yasakları kaldırıp net petrol ihracatçısı oluyor. Kaya gazı ve kaya petrolü paradigma deÄŸiÅŸimlerine yol açtı. Bunlar tüm dünya adına olumlu geliÅŸmeler.

 

Öte yandan tüm bu olumlu geliÅŸmelere raÄŸmen dünya genelinde karbon kaynaklarına –nispi azalmalara karşın- yüksek bağımlılığımız devam ediyor. Daha yüksek maliyetli petrol ve gaz üretiyoruz ve bu üretimleri yaparken daha fazla çevreye zarar veriyoruz. En temiz enerjilerden olan nükleer istenmeyen adam ilan edildi. Depolama teknolojilerinde “oyun deÄŸiÅŸtiren” bir geliÅŸme olmadığı sürece yenilenebilir birincil enerji kaynağı olma potansiyeline sahip deÄŸil. Bu konuda çok saygın kuruluÅŸlar peÅŸ peÅŸe raporlar yayımlıyorlar ve görülen o ki herkesin kafası karışık. Tarih vermek doÄŸru deÄŸil, ancak en az 20 sene daha karbon kaynaklarına baÄŸlı senaryoları çalışmak daha uygun olur düÅŸüncesindeyim.

 

Bu kargaÅŸa içinde, dünya enerji dengeleri yapısal anlamda muhtemelen deÄŸiÅŸecek diye, Türkiye’nin tercihleri çok etkilenmemelidir. Öncelikle yapılacak olanlar; yerli kaynakları en verimli ve azami oranda kullanarak enerjide dışa bağımlılığı azaltmak, doÄŸalgaz tedarik kaynaklarının sayısını artırmak, nükleer projeleri mümkünse zamanından önce tamamlamak ve yenilenebilirde bürokrasiyi kaldırmak. GüneÅŸte 600MW sınırını kaldırın, YEKDEM garantisi vermeyin ve bırakın yatırımcı kendi kararını versin riskini alsın yatırımın gerçekleÅŸtirsin.

 

 

Elektrik dağıtımının özelleÅŸtirilme süreciyle birlikte, enerji piyasalarında yaÅŸanan deÄŸiÅŸiklikler hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

1990’larda baÅŸlayan piyasanın özelleÅŸtirilmesi yolculuÄŸunda elektrik sektöründe yapısal dönüÅŸümlere tanık olduk. 4628 sayılı Yasa ile baÅŸlayan tüketici odaklı serbest ve rekabetçi piyasa hedefinde tamamlanan dağıtım özelleÅŸtirmeleri ile çok önemli bir eÅŸiÄŸi geçmiÅŸ olduk. Elektrik sektörünün özelleÅŸtirilmesi ve serbest bir piyasa oluÅŸturulması yönünde 2006 yılı bir milattır. Bu tarihte TEDAÅž’ın dağıtım ÅŸirketleri ile yaptığı İşletme Hakkı Devri SözleÅŸmesi ve akabinde verilen dağıtım lisansları ile özelleÅŸtirme süreçlerinin gerekli koÅŸulları yerine getirilmiÅŸ oldu. 2013 yılı sonu ile de dağıtım özelleÅŸtirmeleri tamamlandı; üretim özelleÅŸtirmeleri ise baÅŸarılı bir ÅŸekilde devam ediyor. 2014 yılı sonuna kadar tamamlanmasını bekliyoruz.

 

2006’dan bugüne kurulu gücümüz %57 oranında, enerji talebimiz %42 oranında büyüdü. Bu büyümenin dünya ölçeÄŸinde bile etkileyici olduÄŸunu hepimiz biliyoruz. Kurulu güçteki artışın neredeyse tamamı özel sektör projeleri ile elde edildi. 2006 yılında yaklaşık 17000 MW kurulu güce sahip olan özel sektör, 2013 yılı sonu itibariyle 40.000 MW’ın üstünde kurulu güç kapasitesine ulaÅŸmıştır. 20 milyar doları bulan bu yatırımlar özel sektör finansmanıyla gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir.

 

Yine bu dönemde dağıtım özelleÅŸtirmeleri tamamlandı ve kamuya yaklaşık 13 milyar dolarlık bir kaynak yaratıldı. Bu rakama üretim özelleÅŸtirmeleri ile elde edilen yaklaşık 10 milyar dolar da ilave edildiÄŸinde, elektrik sektörü özelleÅŸtirmelerinde 23 milyar Dolarlık bir yatırım büyüklüÄŸüne ulaşılmıştır. Dağıtım özelleÅŸtirmelerinde ödenen yaklaşık 13 milyar Doların %25’lik bölümü öz kaynaklardan %75’lik bölümü ise Türk bankacılık sisteminden kredi olarak saÄŸlandı. Öte yandan yatırımlar dağıtım ÅŸirketlerince finanse edilmekte ve tarifeden 10 yıllık dönemde geri dönüÅŸü alınmaktadır. 2011-2015 Dönemi’nde ÅŸirketler 5 milyar Dolar yatırım gerçekleÅŸtiriyor. 2016-2020 döneminde yatırım bütçelerinin önemli oranda artacağını düÅŸünüyoruz. Öncelikle yeni özelleÅŸen bölgelerin ciddi yatırım ihtiyaçları var. Ayrıca baÄŸlantı hatlarının dağıtım ÅŸirketlerine gelmesi ile ÅŸebekemiz hat olarak %30 oranında büyüdü. Lisanssız yenilenebilir enerji tesislerinin hızla artışı dağıtım ÅŸirketlerine büyük sorumluluklar getiriyor. Tüm bu etmenler dikkate alındığında,  2016-2020 döneminde dağıtım ÅŸirketlerinin ÅŸebekeye 7-8 milyar Dolarlık yatırım yapacağını öngörüyoruz. Özetle, dağıtım özelleÅŸtirmeleri ile kamuya sadece 13 milyar Dolarlık kaynak yaratılmamış, buna ek olarak yıllık 2 milyar Doları bulan yatırım ihtiyacı da özel sektör yükümlülüÄŸü haline getirilmiÅŸtir.

 

Bu arada 2006 yılına göre 2013’te elektrik fiyatları nasıl deÄŸiÅŸti diye bakarsak;  enflasyon düzenlemesi ile sanayi fiyatları neredeyse sabit kalırken mesken fiyatlarında nispeten küçük bir artış görüyoruz. Neticede, dünya petrol ve doÄŸalgaz fiyatlarındaki büyük artışların elektrik tarifelerine yansıması olmamıştır. Daha da önemlisi dağıtım hizmet bedelinin tarifedeki oranı %15’den %10 inmiÅŸtir.

 

Tüm bu özel sektör yatırımlarını ve diÄŸer sonuçları özelleÅŸtirme ve serbest piyasaya geçiÅŸin bir baÅŸarısı olarak yorumluyorum. Bu baÅŸarıda iÅŸ adamlarımızın ve bankalarımızın rolü yadsınamaz. ElektriÄŸin sadece dağıtımda deÄŸil, üretimden tedariÄŸe tüm alanlarında yatırım yapan bu iÅŸadamları ve süreci finanse eden bankacılık sistemi Türkiye’ye, özerk düzenleyici kuruma, hedeflenen serbest piyasa yapısına ve bu piyasanın ÅŸeffaf, öngörülebilir ve rekabet temelli iÅŸleyeceÄŸine inanmışlardır. Åžimdi de gelecek 10 yıllık dönem geçmiÅŸin tüm bu baÅŸarılarının kalıcı olmasını saÄŸlayacak ÅŸekilde yönetilmelidir. Bu yönetimi gerçekleÅŸtirecek EPDK’dır.  EPDK, geride bıraktığımız 13 yıl içerisinde her kademesinde gerekli bilgi birikimini, deneyimi ve öngörüyü kurumsal kimliÄŸinde oluÅŸturmuÅŸtur. Piyasaların bu beklentilere uygun geliÅŸmesi ve büyümesi baÅŸta siyasi iktidarlar olmak üzere hepimizin sorumluluÄŸu ve görevidir. Ekonomik ve siyasi istikrar burada en temel gerekliliktir. Bizler piyasa risklerini yönetebiliriz; ancak istikrarsızlığı ya da belirsizliÄŸi yönetemeyiz. Siyasi istikrar temelde seçimlerle millet tarafından belirlenir. Ancak sektörel istikrar Bakanlık ve EPDK tarafından saÄŸlanır ve burada ÅŸeffaf olunması, öngörülebilir olunması bizler için hayati önemdedir.

 

Bakanlık ile gerekse EPDK ile bugüne kadar böyle bir süreci yaÅŸayageldik. Her ÅŸey dört dörtlük diyemeyiz; birçok konuda farklı düÅŸündüÄŸümüz beklentimizin aksine kararlar geliÅŸmeler de oldu. Ama genelde birbirimize empati yaparak, sebeplere deÄŸil çözüme odaklanarak bu sıkıntıları aÅŸmayı bildik. Åžimdi bu iyi yönetimi çok daha ileriye taşımalıyız. Çünkü öyle bir döneme giriyoruz ki; bugüne kadar yapılan tüm baÅŸarılı adımların istenilen sonuçlara dönmesini görebileceÄŸimiz gibi hiç arzu etmediÄŸimiz krizlerle karşı karşıya da kalabiliriz. Kolayca anlaşılabileceÄŸi üzere, genelde dağıtım faaliyetlerinin sürdürülebilirliÄŸinin saÄŸlanmasından; özelde Aras gibi, Dicle gibi, Van Gölü gibi elektrik dağıtım sektörünü derinden etkileyen, ÅŸekillendiren bölgelerin özelleÅŸtirmelerinin tamamlanmasından bahsediyorum. Hedeflenen piyasaların oluÅŸabilmesi ve iÅŸleyebilmesi için bu bölgelerin baÅŸarılı olmaları gerekiyor. Bu bölgelerdeki yatırımcılar, devirden sonra pek çok sürprizle karşılaÅŸtılar. DiÄŸer bölgelerde benzer durumlar olduÄŸunu ÅŸahsen biliyorum. Bu konuya ayrıca deÄŸineceÄŸim.

 

Rekabet odaklı serbest piyasada dağıtım ÅŸirketlerinin rolü nelerdir?

 

Bazı temel doÄŸruları hatırlatmak isterim. Dağıtım ÅŸirketlerinin iki temel görevi vardır. Öncelikle dağıtım sisteminin iÅŸletilmesinden sorumludurlar. Ancak serbest piyasalarda en az ilki kadar önemli bir görevleri de piyasanın doÄŸru ÅŸekilde iÅŸlemesini saÄŸlamaktır.

 

Dağıtım sistemi iÅŸletmenin gerekleri açıktır: Evrensel hizmet olarak da tanımlanan elektriÄŸin tüketicilere kesintisiz, kaliteli ve güvenilir bir ÅŸekilde ulaÅŸtırılmasını saÄŸlamak. Serbest piyasanın iÅŸlemesine katkı saÄŸlamak ise nispeten daha güncel bir hizmettir. Piyasanın diÄŸer ana paydaÅŸları olan üreticiler ile tedarikçilere ayrım gözetmeksizin belirlenmiÅŸ hizmetleri sunmak.

 

Elektrik dağıtım hizmeti monopol yapısı nedeniyle tamamen düzenlenen bir faaliyettir. Dağıtım ÅŸirketlerinin her türlü geliri düzenleyici kurum tarafından belirlenir, faaliyetleri denetlenir. Dolayısıyla dağıtım ÅŸirketlerin sürdürülebilir finansal yapılara sahip olması düzenleyici kurum tarafından temin edilir. 

 

Dağıtım ÅŸirketlerinin faaliyetlerini istenilen kalitede yerine getirirken, sürdürülebilir finansal getiri saÄŸlanması baÅŸta EPDK ve kamu tarafından yapılacak düzenlemeler ile mümkün olacaktır. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde sektörü zorlu sınavlar bekliyor; ancak tüm paydaÅŸlarımız ile bu süreçten baÅŸarıyla çıkacağımızdan ve rekabetçi, tüketici odaklı bir serbest piyasayı tüm kurumlarıyla iÅŸleteceÄŸimizden de eminiz. Elektrikte serbest piyasa geçiÅŸi üretim özelleÅŸtirmeleriyle birlikte ilk aÅŸamasını tamamlamış olacaktır. 2016’da baÅŸlayacak III. Uygulama Dönemi serbest piyasanın gerekleri kadar geçiÅŸ döneminin gerçeklerinin de dikkate alındığı ve tarifelere konu edildiÄŸi bir dönem olmak zorundadır. Bu sektör kamunun sektörü, bu ÅŸirketleri ve varlıklarını korumak, en iyi ÅŸekilde iÅŸletmek ve geleceÄŸe taşımak boynumuzun borcu ve hep bu saikle davrandık. Bu inanışımızı da korumaya devam edeceÄŸiz.

 

Türkiye’de elektrik piyasasının önemli sorunları ve dernek olarak sunduÄŸunuz çözüm önerileri hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Elektrik kaçakları en önemli sorunlardan biridir. Özellikle elektrik kayıplarının yüksek olduÄŸu elektrik dağıtım bölgelerinde, kaçak elektrik kullanımı teknik bir sorun deÄŸil, sosyal bir sorun olarak da karşımıza çıkmaktadır. Kayıp oranları Türkiye ortalamasının çok üzerinde olan bu dağıtım bölgelerinde, kayıplarla etkin mücadele edilmesi ve bunların düÅŸürülmesi için yerel paydaÅŸların da katkı saÄŸlayacağı uzun dönemli önlemlerin alınması gerekmektedir. 

 

ÖrneÄŸin Dicle Elektrik Dağıtım Bölgesi’ndeki kayıp/kaçak oranlarının (%75) ülkemizin ortalama deÄŸerlerinin ve ticari bir faaliyetin sürdürülebilir sınırlarının çok üzerinde olduÄŸu bilinmektedir. ÖzelleÅŸtirme sonrasında yapılan çalışmalarda tüketicilerin; abone olmadan, elektriÄŸi sayaçtan geçirmeden ve sayaçlara müdahale etmek suretiyle veya dağıtım sistemine usulüne uygun olmayan izinsiz baÄŸlantı yapmak suretiyle yoÄŸun bir ÅŸekilde kaçak elektrik kullandığı, aboneliÄŸin mevcut olduÄŸu yerlerde ise çoÄŸunlukla kullanıcıların baÅŸkaları adına usulsüz olarak enerji tükettiÄŸi tespit edilmiÅŸtir. Kaçak elektrik kullanımının en çarpıcı örneÄŸi ise tarımsal sulamada görülmektedir. Bölgede tarımsal sulamada tüketilen yıllık yaklaşık 4 Milyar kWh elektrik tüketiminin tamamına yakını kaçak olarak kullanılmaktadır. Bölgede tüketilen elektriÄŸin %75’i kaçaktır. Bu yıllık 14 Milyar kWh kaçak tüketim demektir ki; parasal karşılığı (TETAÅž toptan fiyatları üzerinden vergi ve fonlar hariç) 2,5 Milyar TL’dir. Bölgedeki yıllık kaçak elektrik kullanım miktarı, ülkemizin en büyük hidroelektrik santrali olan Atatürk HES’in 2013 yılı üretiminin 2 katına tekabül etmektedir. BaÅŸka bir dramatik husus da, sadece Dicle Bölgesi’nde kullanılan kaçak elektrik nedeniyle, yıllık ülke tüketiminin yaklaşık %6,5 oranı kadar elektriÄŸin haksız bir ÅŸekilde tamamen israf edilmesidir. DiÄŸer bölgelerden gelen tüm desteklere raÄŸmen, ÅŸirketin özelleÅŸtirme öncesi son beÅŸ yıldaki -kamu dönemindeki- zararı ise 5 milyar TL’nin üzerindedir. Kaçak sadece Dicle Bölgesi’nde sorun deÄŸildir; Van Gölü Bölgesi’nde bu oran %60-65 Aras Bölgesi içinse %50 civarındadır.

 

Kaçaklardan kaynaklanan bu riskler ve kaçakların düÅŸürülmesi özelleÅŸtirme sonrası özel sektörün riski haline gelmiÅŸtir. Ancak bölgelere iliÅŸkin özelleÅŸtirme öncesi kamu rakamlarının (kaçak oranları, tahakkuk tutarları) doÄŸru olmaması bu bölgeleri alan ÅŸirketlerinin tüm planlarını alt üst etmiÅŸtir. Bu hatalı rakamların doÄŸru rakamlar ile deÄŸiÅŸtirilerek hedeflerin yeniden belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca kaçakların düÅŸürülmesine yönelik hedeflerinde yeniden belirlenmesi zorunluluÄŸu vardır. Dünyada benzer olarak kaçak oranlarının yüksek olduÄŸu ülkelerde yıllık kaçak oranı kullanımındaki düÅŸüÅŸ hedefleri 2-3 puanı geçmemektedir. Türkiye’de ise yılda % 10 gibi ulaşılması imkansız bir düÅŸürme hedef oranı belirlenmiÅŸtir. Bu saatte 150 km hızla giden bir aracı 30 m içinde durdurmaya çalışmak gibi bir ÅŸeydir. Bunu denerseniz baÅŸarılı olamayacağınız gibi, araba takla atacak ve araçtakiler de muhtemelen ölecektir. Bunun yerine yeterince güvenli bir mesafe durdurmak sadece araçtakiler için deÄŸil, o anda hepimiz için baÅŸarması en olası, en güvenli ve aklıselim çözümdür. Ülkemizde uzun yıllar boyunca, mevcut sosyal ve siyasal etkenlerle kronik bir hal alan kaçak elektrik kullanımını, ülke ortalamasına yakın rakamlara indirme hedef oranları ve süresinin, dünya uygulamaları da göz önüne alınarak makul ve gerçekleÅŸtirilebilecek ÅŸekilde yeniden belirlenmelidir.

 

Bu bölgelerdeki oranların büyüklüÄŸü ister istemez ilgiyi buraya çekmektedir. Oysa diÄŸer bölgelerde de gerçekçi olmayan ve hatta teknik kayıp seviyelerinin altına indirilmiÅŸ hedefler mevcuttur. Tüm bölgeler için kayıp-kaçak hedeflerinin bilimsel yöntemlere ve sahadan yapılacak gerçek ölçümlere dayanacak ÅŸekilde yeniden belirlenmesi, dağıtım ÅŸirketlerinin yönetemeyeceÄŸi risklerle karşı karşıya kalmasını engelleyecektir.

 

Son olarak kaçağın sosyal bir sorun olduÄŸundan bahsetmiÅŸtik. Sadece Türkiye’de deÄŸil, tüm dünyada gelir seviyesi düÅŸük olan yerleÅŸim bölgelerinde kaçak oranlarının yüksek olduÄŸu bir gerçektir. Dünya ülkeleri, geliÅŸmiÅŸ batı ülkeleri dahil, bu sosyal problemi sosyal tarifeler belirleyerek aÅŸmaktadır. DüÅŸük gelir seviyesindeki tüketicilerin elektrik faturalarının desteklenmesi anlamına gelen sosyal tarife konusunda ETKB gerekli ön hazırlıkları yapmış ve Mart/2013 tarihinde yasalaÅŸan Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında bu hususa yer vermiÅŸtir. Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı burada icracı bakanlıktır. DüÅŸük gelirli ailelere saÄŸlanan destekler kapsamında elektrik tüketiminin bir bölümü devlet tarafından karşılanmalıdır. Burada elektrik fiyatında farklılaÅŸtırmaya gidilmemelidir. ÖrneÄŸin bunun yerine, tüketimin belirli bir kısmı (aylık 120 KW/saatlik bölümü) faturasının ödenmesi karşılığında tüketiciye destek olarak iade edilebilir. Dünyadaki yaygın örneklerde bu kapsamdadır. Bu hem sosyal devlet anlayışına uygundur; hem de Türkiye genelinde kaçak oranını azaltması mümkün olacaktır. ELDER olarak, biz bu konudaki bir hazırlığı daha önce ilgili kurumlar ile paylaÅŸmıştık. İhtiyaç olması halinde gerekli bilgi ve desteÄŸi saÄŸlamaya devam edeceÄŸiz.

 

ELDER’in yürüttüÄŸü çok sayıda araÅŸtırma ve çalışmadan sadece bir tanesine kısaca deÄŸinmek isterim. Akıllı ÅŸebekeler tüm dünyada elektrik dağıtım faaliyetinin en öncelikli baÅŸlığı haline geldi. Akıllı ÅŸebekenin en sade ifade ile biliÅŸim teknolojilerinin elektrik ÅŸebekesine uygulanmasıdır. Elektrik ÅŸebekesi 150 yıldır çok az deÄŸiÅŸti.  Oysa elektriÄŸin günlük yaÅŸantımızdaki yeri ve önemi bu süre içinde vazgeçilemez hale geldi. Ülkemizde çok deÄŸil 10-15 sene önce günlük 3-4 saatlik kesintiler doÄŸal karşılanırken, bugün 5-6 dakikalık kesintilere bile tahammülümüz yok. ELDER olarak, dağıtım ÅŸebekesini iÅŸleten, yatırımlarını planlayan ÅŸirketleriz ile akıllı ÅŸebeke çözümlerini en doÄŸru maliyet en yüksek fayda önceliÄŸinde Türkiye’de de geliÅŸtirmeye çalışıyoruz. Akıllı sayaçlardan, dağıtık üretime, elektrikli araçlardan talep taraflı yönetime her konuda doÄŸru çözümleri Bakanlık ve EPDK ile birlikte üretmeye çalışıyoruz. Akıllı ÅŸebeke uygulamaları ekonomiye, ÅŸebekeye ve tüketicilere ne tür faydalar saÄŸlayacak? Åžebekedeki kesintilerin sayısı azalacak, süresi kısalacak, iÅŸ kazaları azalacak, iÅŸletme maliyetlerinde tasarruf saÄŸlanacak ve rüzgar gibi, güneÅŸ gibi yenilenebilir enerji kaynaklarının ÅŸebekeye entegrasyonu daha kolay ve verimli hale gelecek. Böylece çevreye daha az zarar vereceÄŸiz ve üretim maliyetlerini düÅŸürebileceÄŸiz. En dikkat çeken sonuçları tüketici tarafında göreceÄŸiz. Kullandığımız elektriÄŸin kalitesi artacak, tüketicilerin daha fazla seçeneÄŸi olacak, aldıkları hizmetin kalitesi yükselecek ve enerji alım maliyetleri düÅŸecek. Dilerlerse çatılarına yerleÅŸtirdikleri güneÅŸ panelleri ile sadece tüketici olmayıp, üretip ÅŸebekeye satabilecekler. ELDER olarak tüm bu süreçlerde ETKB ve EPDK baÅŸta olmak üzere diÄŸer paydaÅŸlara etkin katkı saÄŸlamaktayız.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'

Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge...
14 Aralık 2023

'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'

2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros...
15 Kasım 2023

ZeroBuild Summit'23 Direktörü Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz: "Sıfır Enerji Bina'lara Dönüşümü Konu Alacağız"

Bu yıl 4. kez düzenlenecek olan Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi ZeroBuild Summit'23'te; Sıfır Enerji Binalar'a dair tüm bileşenl...
17 Nisan 2023

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeÅŸilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.