Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA)

Isıtma, küresel olarak en büyük enerji kullanım ÅŸeklidir ve nihai enerji talebinin yarısından fazlasını oluÅŸturur. Binaların ısıtılması ve evsel kullanım için sıcak su üretimi, üretilen toplam ısının yaklaşık yarısını oluÅŸturmaktadır (IEA, 2019a). Bu enerjinin büyük çoÄŸunluÄŸu fosil yakıtların yakılmasıyla üretilir ve bu da bina sektörünün dünyadaki birçok ÅŸehir için büyük endiÅŸe oluÅŸturan sera gazı (GHG) emisyonlarını, hava kirliliÄŸini ve ilgili saÄŸlık etkilerini önemli bir artırıcı etkisi bulunmaktadır. SoÄŸutma tarafında, soÄŸutma talebi dünya çapında hızla artıyor. GeliÅŸmekte olan ülkelerdeki sıcak iklimlerde alan soÄŸutma talebi genellikle yüksektir özellikle GüneydoÄŸu Asya, Afrika, Hindistan ve Çin’de. Bu nedenle ısıtma ve soÄŸutma, acil eylem gerektiren sektörlerdir.

Bu özellikle ÅŸehirler için geçerlidir. Bugün dünyadaki insanların yaklaşık yarısı (%55) kentsel alanlarda yaşıyor ve bu eÄŸilimin 2050’ye kadar %68’e yükselmesi bekleniyor (BM, 2019). Ä°yi haber ÅŸu ki, sektör karbondan arındırılabilir. Binalarda ek enerji verimliliÄŸi ve arz düzeyinde yenilenebilir ve sürdürülebilir enerji kaynaklarına geçiÅŸ potansiyeli yüksektir. Bölgesel enerji sistemleri, yenilenebilir enerji kullanımını artırabilir, enerji verimliliÄŸini yükseltebilir, enerji yoksulluÄŸunu önleyebilir, kullanılan fosil yakıt miktarını azaltabilir ve ısıtma ve soÄŸutma sektöründen CO2 ve hidroflorokarbon (HFC) emisyonlarını düÅŸürebilir. Bunu yaparak, ısıtma ve soÄŸutma sektörü, Paris anlaÅŸması (BM, 2015) ve Montreal Protokolüne Kigali DeÄŸiÅŸikliÄŸi (UN, 2016) ile belirlenen emisyon azaltma hedeflerine uyumlu hale getirilmesine katkıda bulunur.

Bölgesel ısıtma sistemleri halihazırda bazı bölgelerde yüksek enerji verimliliÄŸi saÄŸlamıştır. Ä°skandinavya’da, kümelenen ısı yüklerinin enerji arzını kademeli olarak optimize etmesine izin verilmektedir. Bu, birleÅŸik ısı ve güç (CHP) ve / veya endüstriyel atık ısı kullanımıyla elde edilir (Galindo Fernández ve diÄŸerleri, 2016). Bununla birlikte, bölgesel ısıtmanın karbon yoÄŸunluÄŸunu azaltmak için önemli ölçüde çaba sarf edilmesi gerekmektedir. Biyoenerji ve (yüksek ve orta sıcaklık) jeotermal kaynakların bazı bölgelerde ısıtma ve soÄŸutma saÄŸlamada önemli bir rol oynamasına raÄŸmen, yenilenebilir enerjinin küresel olarak bölgesel ısıtmadaki genel payı marjinaldir. 2018 yılında, yenilenebilir enerjinin bölgesel ısıtmada kullanılan enerjideki payı %8’in altındaydı (IEA, 2019b).

Yazının devamı için tıklayın