Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Piyasasına Etkisi 2022 Yılı Analizi
SHURA ENERJİ DÖNÜŞÜM MERKEZİ Dünya genelinde enerji piyasaları belirsizliklerin yüksek olduğu çalkantılı bir dönemden geçmektedir. 2020 yılında COVID-19 salgını ve salgınla mücadele kapsamında alınan önlemlerle birlikte küresel olarak elektrik talebinde kayda değer bir düşüş gözlemlenmiştir. 2021 yılı itibarıyla başlayan normalleşme süreciyle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrik talebinde hızlı bir artış yaşanmıştır. 2021 yılı ikinci yarısında artış göstermeye başlayan enerji talebiyle birlikte doğal gaz, kömür ve petrol gibi birincil enerji emtia fiyatlarında hızlı bir artış gerçekleşmiştir. 2022 yılının Şubat ayına gelindiğinde ise Rusya Ukrayna savaşı ve Rusya’ya yönelik uygulanmaya başlanan yaptırımlar, enerji piyasalarında benzeri görülmemiş fiyat oluşumlarına neden olmuştur. Son dönemde doğal gaz, kömür ve petrol fiyatlarında görülen düşüşlerle birlikte bir miktar rahatlama sağlansa da, olası jeopolitik risklerle birlikte emtia fiyatlarının yakın gelecekte nasıl bir seyir izleyeceği belirsizliğini korumaktadır. Küresel ölçekte yaşanan enerji krizi ve arz güvenliği sorununun etkileri enerjide dışa bağımlılığı yüksek olan Türkiye’de de önemli ölçüde hissedilmektedir. Türkiye elektrik piyasalarında oluşan piyasa takas fiyatları (PTF), 2021 yılının ortasından itibaren enerji talebindeki artış, kuraklığa bağlı olarak hidroelektrik santrallerin düşen üretimi ve yükselen enerji emtia maliyetleri nedeniyle hızla artmıştır. Özellikle doğal gaz ve ithal kömür santrallerinin maliyetlerindeki artışlarla birlikte, Türkiye elektrik üretimi ortalama maliyetleri de çok yüksek seviyelerde gerçekleşmektedir. 2021 yılı ikinci yarısından bu yana artış eğiliminde olan küresel emtia ve elektrik fiyatları, 2022 yılı Eylül ayından itibaren yavaşlama eğilimine girmiştir. Fakat önümüzdeki dönem için riskler devam etmektedir. Maliyetlerde yaşanan artışın son kullanıcılara daha az yansıtılabilmesi için ‘Azami Uzlaştırma Fiyatı’ gibi uygulamalar geliştirilmiş olsa da, 2022 yılı içerisinde kaçınılmaz olarak son kullanıcı elektrik tarifelerinde önemli oranda artışlar yaşanmıştır. Elektrik tarifelerindeki bu artışlar enflasyonu ve ekonomiyi doğrudan etkilediği için enerjide ithal yakıt bağımlılığı ve yenilenebilir enerjiden azami faydalanma gerekliliği gibi konular tartışmaların odak noktası haline gelmiştir. Enerji krizinin Türkiye’deki yansıması küresel gelişmelerle paralellik göstermekle birlikte, enerji fiyatlarındaki artış uygulanmakta olan mevcut enerji politikalarından da etkilenmektedir. Bu çalışmanın amacı; günümüzde yatırım maliyetleri oldukça düşmüş rüzgâr ve güneş enerjisi teknolojilerinin Türkiye elektrik sisteminde daha fazla olması ya da hiç olmaması durumlarında oluşan piyasa maliyetini, karbon emisyonu ve ithal yakıt maliyeti değişimlerini analiz etmektir. Bu kapsamda, iki temel senaryo oluşturulmuş ve projeksiyon dönemi boyunca gerçekleşmiş değerlerle karşılaştırmalar yapılmıştır. Bu senaryolardan ilki yenilenebilir enerji kapasitesinin günümüzdeki seviyelerinden daha yüksek olduğu bir vaka analizi iken; ikinci senaryo mevcut güneş ve rüzgâr kapasitesi yerine doğal gaz, ithal kömür ve yerli kömür gibi termik santrallerin kapasitesinin daha yüksek olduğu bir vaka analizidir. İlginizi çekebilir... Dünya Enerji Görünümü 2024Orta Doğu'da tırmanan çatışma ve Rusya'nın Ukrayna'da devam eden savaşı, dünyanın karşı karşıya olduğu devam eden enerji güvenliği riskler... Güneş ve Rüzgarı BirleştirmekGüneş PV ve rüzgarın genişletilmesinin tam potansiyelinin gerçekleştirilmesi proaktif entegrasyon stratejileri gerektirir.... Adil Dönüşüm ve Bölgesel İstihdam: Türkiye için Politika SeçenekleriKarbonsuzlaşma ile birlikte yaşanacak dönüşüm sürecinde en çok tartışılan konulardan biri, bu dönüşümün istihdamda yaratacağı etkiler ve bu etkilerin ... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.