Ä°lk insanoÄŸlu dogmatik içgüdüleri ile ateÅŸi kullanmaya baÅŸladığında enerjinin dönüÅŸüm ve korunum yasalarının da temellerini bir nevi atmış bulunmaktadır. Yerkürede yüzey çatlaklarından sızan, kuru ve kokusuz olan ve bileÅŸiminde %82,96 metan, %14,5 etan, %1,5 azot ve %1 karbondioksit bulunan doÄŸalgazın oksijen ile temas edip kendiliÄŸinden yanması sonucu açığa çıkan alev ile tanışan homo-sapiensler ateÅŸi ilk olarak piÅŸirmede ve ısınmada kullanmışlardır. Ä°lk akıllı insan olarak tabir edilen homo-sapiensler ateÅŸ ile avladıkları hayvanları piÅŸirmeyi ve soÄŸuk havalarda maÄŸaralarda ısınmayı öÄŸrenmiÅŸlerdir ve tam bu noktada ısı enerjisini tabiri caizse keÅŸfetmiÅŸlerdir.

Daha sonra magmatik kökenli, cam görünümünde kolayca kırılabilen, ÅŸekil verilebilen ve kesici olabilen, volkanik patlamalardan sonra lavların soÄŸumasıyla oluÅŸan “obsidiyen” kayacı ile tanışan homo-sapiensler bu kayacı mızrak, ok ve kesici alet yapımında kullanarak avlanma kabiliyetlerini geliÅŸtirmiÅŸlerdir. Dolayısıyla yaklaşık 300.000 yıl önce atalarımız, prensipte potansiyel enerjiyi kinetik enerjiye, kinetik enerjiyi de mekanik enerjiye çevirmiÅŸlerdir diyebiliriz. Binlerce yıl sonra insanoÄŸlu doÄŸadan çıkan madenleri kullanarak ateÅŸ ile birleÅŸtirerek birçok icat yapmıştır. Günümüzde, dünya tarihinde yaÅŸamış olan birçok bilim insanının keÅŸifleri sayesinde bilimin ve teknolojinin geldiÄŸi noktayı hayal bile edememekteyiz. Enerjinin kullanımı ilk insanoÄŸlundan baÅŸlayıp günümüze kadar uzanan ve bundan sonraki süreçte de çok önemli bir rol oynayacak devrim niteliÄŸindedir. Bilim ve teknolojinin geldiÄŸi noktada insanların yerini robotların alacağını söylemek çok zor deÄŸildir.

Dolayısıyla insanoÄŸlunun Homo-Sapiens’ten Robo-Sapiens’e evrilmesi metaforu her ne kadar arzu etmesek de uzun vadede gerçekleÅŸecek gibi gözükmektedir. Enerjinin kullanımı hayatımızdaki en önemli yeri iÅŸgal etmektedir. Ä°nsanoÄŸlunun birincil ihtiyacı yeme-içme, ikincil ihtiyacı barınma, üçüncül ihtiyacı güvenlik gibi düÅŸünecek olursak, enerji kullanımının belki de artık birincil ihtiyaç olduÄŸunu veya çok yakın zamanda olabileceÄŸini söyleyebiliriz. Ä°ÅŸte tam bu noktada enerji kaynaklarının doÄŸru kullanımı, insan saÄŸlığına etkilerinin azaltılması ve bilinçli tüketilmesi gerekmektedir. Günümüzde her ülke kendi enerji öz kaynaklarını kullanmaya doÄŸru yönelmiÅŸtir. Artan maliyetler, tedarik zorlukları, ülkeler arası enerji politikaları ve daha birçok parametre özellikle geliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan ülkeler için rekabet ortamını tetiklemektedir. Dünyada enerji sektöründe gelinen nokta, ivmesel olarak önümüzdeki zaman diliminde çok daha farklı boyutlara gelineceÄŸinin göstergesidir.

Özellikle 21. Yüzyılda yapay zeka, artırılmış gerçeklikler, çip üretimi, uzay teknolojisi ve buna benzer birçok teknolojik yenilikler bize insanoÄŸlunun ne kadar zeki ve akıl almaz iÅŸlerin üstesinden gelebileceÄŸini göstermektedir. Ä°nsanoÄŸlunun en büyük hedeflerinden biri de insan ömrünü uzatabilmektir. Bu anlamda bilim ve teknolojide gelinen noktada bazı araÅŸtırmacılar antik çaÄŸlara göre bebek ölümlerinin azalmasıyla insanoÄŸlunun ömrünün uzadığını savunurken, bazı araÅŸtırmacılar ise saÄŸlıklı beslenme, tıbbi imkanlar ve kaliteli yaÅŸam standartları gibi parametreler sebebiyle insanoÄŸlunun ömrünün uzadığını savunmaktadır. Neolitik dönemde milattan önce 6.000-10.000 tarihleri arasında insanoÄŸlunun ortalama ömrü 20 yıl iken, günümüzde insanoÄŸlunun ortalama ömrü 75 yıl olarak öngörülmektedir. Antik çaÄŸlardan günümüze gelindiÄŸinde ortalama insan ömrünün arttığı gözlemlenmektedir.

Bu ortalamanın robo-sapiens’e doÄŸru evrildikçe çok daha artacağını öngörmek kaçınılmazdır. Åžunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki enerji sektöründe yapılan devrimler insanoÄŸlunun rahatlığını, konforunu ve hatta ömrünü artıran en önemli unsur olmaktadır. Enerjinin doÄŸru kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının arttırılması, atık yönetimi, insan ve çevre saÄŸlığı gibi konularda daha çok bilinçlenmek ve bu konuda azami seviyede hassas davranmak her bir bireyin yerküremize olan borcudur.