Kyoto Protokolü Muhasebesi, Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi ve 2012 Yılı Sonrası Yeni Mekanizmalar
Evren TÜRKMENOĞLU
T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı
Özet
Gelişmiş ülkeler, Kyoto Protokolü altında sayısallaştırılmış sera gazı azatlım ve sınırlama hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırmak ve emisyonlarını azaltıcı uygulamaların daha düşük maliyet ile gerçekleştirmeleri için Protokol’de proje ve piyasa temelli esneklik mekanizmaları tanımlanmıştır. Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (AB-ETS) dünyadaki en büyük uluslararası, çok sektörlü emisyon ticareti sistemidir. 2012 sonrasına yönelik yeni iklim rejiminin müzakereleri kapsamında, 2007 yılında gerçekleştirilen 13. Taraflar Konferansı’nda kabul edilen Bali Eylem Planı önemli bir değişimin göstergesidir. COP-17’de bir ya da daha fazla piyasa temelli mekanizmanın oluşturulması hususu değerlendirilecektir.
Giriş
Gelişmiş ülkeler, Kyoto Protokolü altında sayısallaştırılmış sera gazı azaltım ve sınırlama hedeflerine ulaşmalarını kolaylaştırmak ve emisyonlarını azaltıcı uygulamaları daha düşük maliyet ile gerçekleştirmeleri için Protokolde proje ve piyasa temelli esneklik mekanizmaları tanımlanmıştır. Ülkeler ulusal sera gazı emisyonu azaltım önlemlerinin yetersiz veya ekonomik olarak uygulanabilir olmadığı durumlarda bu mekanizmalara başvurmaktadırlar. Kyoto Protokolü’nün tarafların kullanımına sunduğu proje temelli mekanizmalar Temiz Kalkınma Mekanizması (TKM) ve Ortak Yürütme Mekanizması (OYM), piyasa temelli mekanizma ise Emisyon Ticareti’dir (ETS).
Kyoto Protokolü Esneklik Mekanizmaları ve AB-ETS
Proje temelli esneklik mekanizmalarından ilki Temiz Kalkınma Mekanizmasıdır (TKM). Bu mekanizmaya göre EK–I ülkeleri, bu ekin dışında kalan ülkelerde uygulanan projeler çerçevesinde gelişmiş teknolojiyi transfer edecek, sera gazı emisyonlarında azaltım sağlanmış olacak ve bu sayede Sertifikalandırılmış Emisyon Azaltım Kredisi (Certification Emissions Reduction-CER) kazanarak, kazandıkları bu miktar kadar emisyon hakkı elde edeceklerdir. TKM projeleri sayesinde emisyon azaltma yükümlülüğü olmayan EK-I dışı ülkeler, sera gazı emisyonu azaltılmasına yönelik önleyici politikalar geliştirerek emisyon artışlarını sınırlandırmaktadırlar.
Diğer bir proje temelli esneklik mekanizması olan Ortak Yürütme (OY) ise herhangi bir EK-I ülkesi başka bir Ek-I ülkesinde emisyon azaltımına yönelik ortak proje yürütebilir. Hazırlanan bu projeler yoluyla emisyon azaltımlarını başaran ev sahibi Ek–I tarafı ülke Emisyon Azaltım Kredisi (Emissions Reduction Units-ERU) kazanmakta ve bu miktarı yatırımcı diğer EK–I ülkesine satabilmektedir. Yatırımcı EK–I ülkesi satın aldığı kredileri kendi toplam azaltım hedefinden düşmektedir.
Piyasa temelli esneklik mekanizması olan Emisyon Ticaret Sistemi ise; Kyoto Protokolü’nde sayısal emisyon azaltım yükümlülüğü almış ülkeler belirlenmiş olan emisyon azaltım miktarlarının bir bölümünün ticaretini yapabilir. Avrupa Birliği Emisyon Ticareti Sistemi (AB-ETS) dünyadaki en büyük uluslararası, çok sektörlü emisyon ticareti sistemidir. AB-ETS içinde kazanılan emisyon kredilerine European Union Allowances (EUA) adı verilmektedir. Sistem, Kyoto Protokolü’nce tanımlanmış olan 6 sera gazından karbondioksit, diazot oksit ve perflorokarbonları, büyük emisyon yayan seçilmiş tesisler ve ülkeler arasında ticaretini kapsamaktadır. Sistem bu şekilde AB’nin toplam emisyonlarının % 45’ini kapsamaktadır.
2012 Sonrası İklim Rejimi
2012 sonrasına yönelik yeni iklim rejiminin müzakereleri kapsamında, 2007 yılında gerçekleştirilen 13. Taraflar Konferansı’nda kabul edilen Bali Eylem Planı önemli bir değişimin göstergesidir, çünkü sayısal hedeflere karşılık yeni bir seçenek olarak “Ulusal Programlara Uygun Azaltım Faaliyetleri” (Nationally Appropriate Mitigation Action - NAMA) oluşturulmuş ve hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin azaltıma yönelik katkı sağlayacakları bir çerçeve çizilmiştir. Söz konusu azaltım hedeflerinin ölçülebilir, raporlanabilir ve doğrulanabilir (MRV) olması gerekmektedir. 2012 sonrası iklim rejiminde, MRV sisteminin önemli bir yeri olacağı açıktır ancak bu sistem müzakerelerde alınacak kararlar çerçevesinde gelişecektir. Cancun Anlaşmaları kapsamında NAMA’lar konusunda önemli adımlar atılmıştır.
Cancun Anlaşmalarında, gelişmekte olan ülkelerin küresel azaltım çabalarına yaptıkları katkılar tanınarak, finansman, teknoloji ve kapasite geliştirme desteklerine bağlı olarak bu çabaları daha da geliştirebilecekleri belirtilmiştir. Ayrıca, sosyal ve ekonomik kalkınma ve yoksulluğun yok edilmesinin gelişmekte olan ülkelerin en önemli öncelikleri olduğu ve ekonomik ve sosyal ihtiyaçlarını karşılamak üzere küresel ısınma içindeki paylarının artacağı teyit edilmiştir.
Bu çerçevede, 2020 yılında olağan senaryodan sapma gerçekleştirebilmeleri hedefiyle gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde NAMA yapmaları, Ek-I dışı ülkeler tarafından uygulanacak NAMAlarının not edilmesi ve bunlara ilişkin bir bilgi dokümanı hazırlanması, gelişmiş ülkeler tarafından NAMAların hazırlanması konusunda gelişmiş ülkeler tarafından finansman, teknoloji ve kapasite geliştirme desteği verilmesi, uluslararası destek talep edilen NAMAlar için bir kayıt sistemi oluşturulması, gelişmekte olan ülkelerin uluslararası destek talep ettikleri NAMAları tahmini maliyet ve emisyon azaltımı ile öngörülen uygulama takvimini de belirterek sekretaryaya sunmaları, gelişmiş ülkelerin sağladıkları ve sağlayabilecekleri desteklere ilişkin bilgileri sekretaryaya sunmaları; sekretarya tarafından uluslararası destek talep edilen NAMAlar ile gelişmiş ülkeler tarafından sağlanmış ve sağlanabilecek olan destekler ile ilgili bilgilerin sisteme kayıt edilmesi ve güncelliğinin sağlanması, gelişmekte olan ülkeler tarafından hazırlanan NAMAlar için kayıt sisteminde ayrı bir bölüm oluşturulması, gelişmekte olan ülkeler tarafından sunulan ulusal bildirimlerin geliştirilmesi ve ulusal kapasiteleri ve sağlanan destekler çerçevesinde bienal raporlar sunmaları, uluslararası destekle yapılan NAMAların MRV’sinin ulusal olarak yapılması ve Sözleşme kapsamında geliştirilecek kılavuzlara uygun olarak uluslararası MRV’ye tabi olması, ulusal kaynaklarla yapılan NAMAlara sözleşme kapsamında geliştirilecek kılavuzlara uygun olarak ulusal MRV yapılması, iki yılda bir gönderilecek olan raporların Uluslararası İstişare ve Analiz (ICA) sürecine tabi tutulması, gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir kalkınma çerçevesinde düşük karbonlu kalkınma stratejileri veya eylemleri hazırlamaları konusunda teşvik edilmesi ve kayıt sistemi, bienal raporlar, ulusal ve uluslararası MRV ve ICA konularında yöntem ve kılavuzlar geliştirmek üzere bir çalışma programının oluşturulması karara bağlanmıştır.
Yeni mekanizmalar çerçevesinde tartışılan temel konular, yeni bir piyasa temelli mekanizma, piyasa temelli olmayan mekanizmalar ve diğer konularda bir iş programının oluşturulması, Kyoto Protokolü ikinci taahhüt dönemi başlamadan piyasa mekanizmalarına ilişkin tartışmaların başlatılmasının uygun olup olmayacağı, tarafların azaltım taahhütlerini karşılamak üzere piyasa temelli mekanizmaları kullanıp kullanamayacağı, mekanizmalara gönüllü katılım ve çevresel bütünlüğün korunması gibi hususlardır.
Bu çerçevede, COP-17’de bir karara varmak üzere bir ya da daha fazla piyasa temelli mekanizmanın oluşturulması hususunun değerlendirilmesi, AWG-LCA’dan COP 17’de için taslak karar veya kararların oluşturulması maksadıyla yeni piyasa temelli mekanizmaların ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesinin istenmesi ve buna ilişkin görüş ve önerilerin taraflarca sekretaryaya iletilmesi, bu mekanizmaların oluşturulması çerçevesinde Kyoto Protokolü altında kurulanlar da dahil olmak üzere mevcut mekanizmaların korunması ve temel olarak alınması, bir ya da daha fazla piyasa temelli olmayan mekanizmanın oluşturulması hususunun değerlendirilmesi ve AWG-LCA’dan COP-17’de taslak karar veya kararların oluşturulması maksadıyla yeni piyasa temelli olmayan mekanizmaların ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmesinin istenmesi ve buna ilişkin görüş ve önerilerin taraflarca sekretaryaya iletilmesi konuları karara bağlanmıştır.
İlginizi çekebilir... Enerji Depolama Sistemlerinde Yangın Tehlikeleri2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle, devrede olan santrallerin %54,8'ini yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu.... Biyogaz Üretiminde Kullanılan Atıkların ÖzellikleriVerimli biyogaz üretimi için hammaddelerdeki C/N oranının 20''30:1 arasında tutulması gerekir. Çünkü anaerobik mikrobiyal popülasyonlar karbon... Buhar Saflığı Kontrol ve Koruma: Örnek Koruma Sistemi Algoritma Oluşturma, Lojik Tasarım ve Uygulama Çalışması İncelemesiİnsanoğlu zaman içerisinde kendi ihtiyacına yönelik olarak bilim ile birlikte birçok yeni buluş ve keşif ortaya çıkarmıştır.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.