Beklentileriniz ve hedefleriniz doğrultusunda 2011 yılını firmanız açısından nasıl değerlendirebilirsiniz?

Schneider Electric olarak enerji verimliliği ve temiz enerji yatırımlarımızı ülkemize kazandırmaya devam ediyoruz. 2011 yılında Enerji Verimliliği Danışmanlık Şirketi yetki belgemizi alarak bu alanda da faaliyetlerimizi yoğunlaştırdık. Müşterilerimiz için bize ait bir know-how ile enerji yönetim danışmanlığı vermeye başladık. Diğer yandan Gebze’de bulunan çevre dostu Transformatör Fabrikamız Leed Gold Sertifikası kapsamında yapılan değerlendirmelerden tam puan alarak Amerikan Yeşil Binalar Konseyi’nden enerji ve çevresel tasarımda liderlik sertifikası aldı. Bu sertifika ile yerel ve nitelikli malzeme kullanımının yanısıra tüm kaynakların etkili ve verimli kullanılıyor olmasına dikkat çekiliyor. 

 

Manisa Fabrikamız ise, Türkiye’de “in-use” kategorisi BREEAM Yeşil Bina Sertifikası almaya hak kazanan ilk fabrika binası oldu. Ayrıca alınan bu sertifika Breeam in-use olarak Türkiye’de alınan ikinci sertifika olma özelliğiyle ön plana çıkmaktadır. Manisa fabrika binamız “asset” kategorisinde Very Good, “building management” kategorisinde de Excellent derecesi almıştır. BREEAM Yeşil Bina Sertifika’nda; “asset” kategorisinde verilen tüm sertifikaların sadece %13’ü very good, “building management” kategorisinde verilen tüm sertifikaların sadece %3’ü Excellent olmuştur. Tasarım, yapım ve işletme performansı açısından incelenen fabrikamız çevre dostu özellikleri ile tescillendi. 

 

2012 yılına dair projeleriniz ve hedefleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Schneider Electric olarak özellikle enerji verimliliği ve enerji yönetimi çözümleri üzerine odaklandık. Güç, veri merkezleri, proses ve makineler, bina kontrolü ve güvenliği alanlarındaki uzmanlığımızı bir araya getirerek enerji verimliliğini optimize etmek isteyen müşterilerimize Ecostruxure çözüm mimarisini sunuyoruz. EcoStruxure, bu beş uzmanlık alanını IP ve web hizmetlerinin kullanımına dayanan ve amaca özel uygulamaların gerektiği zaman ve doğru düzeyde bağlanmasını sağlayan açık ve esnek bir teknoloji ekosisteminde birbirine bağlıyor.

 

Kısa bir süre öncesine kadar, bir binanın temel gereksinimi olan ısıtma, soğutma, havalandırma otomasyonu ve aydınlatma otomasyonu birbirinden ayrı firmalarca uygulanırdı. Hatta yangın algılama, CCTV, enerji izleme otomasyonu, kartlı geçiş sistemleri de yine farklı alanların iş koluydu. Bu durum birbiriyle ilişkilendirilen ve kontrol altında tutulan bir sistem yürütmeyi zorlaştırıyordu. Tüm bunlar günümüzde artık EcoStruxure dediğimiz, tüm sistemlerin birbiriyle ilişki kurduğu, iletişim ve desteğin hiç kesilmediği bir sistemle, tek bir muhatap firma ve tek bir program ile yapılıyor. Böylece binalara kontrol edilmesi kolay ve uzaktan izlenerek yönetilmesi mümkün olan sistemler kuruluyor.

EcoStruxure sayesinde işletmeler sistematik enerji görünürlüğü ve enerji kullanımının gerçek zamanlı kontrolüyle işlemlerde daha iyi sonuçlar ve geliştirmeler elde edebilir. Örneğin, her uygulamaya video gözetimini eklemek ve böylelikle işletme maliyetlerini azaltırken güvenliği geliştirmek de mümkündür. Elektrik, su, makine ve insan kaynağından kaynaklanan her türlü enerji israfı, gelişmiş verimlilik elde etmek için tespit edilebilir ve azaltılabilir. 

 

Türkiye için enerji verimliliği kavramının anlamı sizce nedir? Ülkemizde bu alanda yapılan uygulamaları yeterli buluyor musunuz? 

Bu konuda geldiğimiz noktanın hiç azımsanacak bir yanı yok. Gerek yasal mevzuatlar gerekse özel sektör tepkisi bu bilincin belli bir noktada olduğunun göstergesi. Ama kesinlikle yeterli değil. İki açıdan bunu söylüyorum. Birincisi bu konu olmuş bitmiş ve düzeltmek için çaresini aradığımız bir konu değil. Bilakis, her geçen gün ağırlaşan bir tabloyla karşı karşıyayız. Çünkü bir taraftan kaynaklarımız azalırken, diğer taraftan da kullanım alışkanlıklarımız ve kullandığımız teknolojiler değişiyor. Dolayısıyla dinamik, hiç durmayan bir eylem planına ihtiyacımız var. İkinci konu da bu bilincin toplumun her bir bireyi mertebesinde yerleşmesi konusu ki, bu konuda ciddi eksikliğimiz olduğunu düşünüyorum. Bu bizim DNA’larımıza işlemedikçe gerçek iyileşme olmaz. Çünkü siz istediğiniz kadar enerji verimli ürünler kullanın, istediğiniz kadar enerji verimliliği projeleri geliştirin, onu kullanan insan faktörünü göz ardı ederseniz yanılırsınız. Enerji tasarruflu lamba takıp enerji tasarrufu yaptığını düşünen işletmeci, ofisinde çalışan kişilere bu bilinci yerleştirememişse gün ışığı yeterli olduğu halde o lamba kapanmayacak, dolayısıyla istenen geri dönüş sağlanamayacaktır.

 

Bizim, bu bilinci arttırmaya yönelik bir projemiz var ki; bu sektörde ilk: “Schneider Electric Enerji Üniversitesi”. Web ortamında erişebildiğiniz bu üniversiteye ücretsiz üye olabiliyorsunuz. İçerisinde Enerji verimliliği ile ilgili 50’yi aşkın eğitim modülü var. Hepsi birbirinden değerli bu uzmanlık konularını sıkılmadan, zaman sınırı olmadan takip edebiliyor, sonunda da bir sertifikaya sahip olabiliyorsunuz. Ayrıca bu üniversiteye kayıt olan sertifikalı enerji yöneticilerine de Prof. Dr Arif Hepbaşlı hocamızın yazdığı ve Schneider olarak Enerji verimliliği sektörüne katkı amaçlı bastırdığımız çok değerli bir kitabı da ücretsiz olarak gönderiyoruz. Bu üniversitedeki eğitim modüllerine sürekli yeni uzmanlık konuları ekleniyor. Bu bedelsiz hizmetten tüm ilgililerin yararlanabilmesini diliyorum.

 

Schneider Electric’in Enerji Verimliliğine Katkıları