200x200 piksel Reklam Alanı

UEVF 2013'te Etkili Bir Enerji Verimliliği Politikası İçin Öneriler Paylaşıldı

UEVF 2013'te Etkili Bir Enerji Verimliliği Politikası İçin Öneriler Paylaşıldı

21 Şubat 2013 | TEKNİK MAKALE
99. Sayı (Ocak - Şubat 2013)
2.018 kez okundu

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız tarafından açılışı gerçekleştirilen 4. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı'nın ilk oturumunda, "Dünyada ve Türkiye'de Enerji Verimliliği Çalışmaları ve Sonuçları" konusu tartışıldı. Moderatörlüğünü TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı'nın yaptığı ilk oturumda, ülkemizin bugün enerji verimliliğinde geldiği nokta değerlendirildi ve bu konuda öneriler paylaşıldı. Oturumda konuşulanların özetini sizlerle paylaşıyoruz.

UEVF 2013 - 4. Ulusal Enerji Verimliliği Forum ve Fuarı’nda, “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Verimliliği Çalışmaları ve Sonuçları” başlıklı bir panel düzenlendi. TBMM Enerji Komisyonu Başkanı Mücahit Fındıklı’nın oturum başkanı olduğu panele, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bankalığı Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü’nden Erdal Çalıkoğlu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan (TEPAV) Ozan Acar, İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği’nden (İMSAD) Hüseyin Bilmaç, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nden (MÜSİAD) Mustafa Albayrak ve Avrupa Birliği Delegasyonu’ndan Hasan Özkoç konuşmacı olarak katıldı.

Enerji verimliliğinde en etkin ve yetkili isimlerden biri olan Yenilenebilir Enerji Genel Müdür Yardımcısı Vekili Erdal Çalıkoğlu, enerji verimliliğinde yol alınmasının diğer alanlara göre daha zor olduğunu belirterek başladığı konuşmasına, “Ancak örnek vermek gerekirse sanayi kuruluşlarımızda milyonlarca lira değerinde ısının bacalardan boşa akıp kaybolduğunu görüyoruz. Bu konuda biraz gayret etmemiz gerekiyor” diye devam etti.

“Enerji yönetimini enerji verimliliğinde birinci adım olarak görüyoruz. Bundan sonraki süreçte bununla ilgili etkin adımlar atılması gerekiyor” diyen Çalıkoğlu, “Çare entegre enerji verimliliği politikaları üretmekte yatıyor. Bu politikaların ekonomi ve çevre politikaları ile de uyumlu olması lazım. Bu manada uyumluluğun sağlanması adına asgari kriterlerin yasalarla belirlenmesi gerekiyor ve bununla ilgili 2007 yılından beri kanunlar çıkarılıyor. Bu kanunlar gerekli ama henüz yeterli değil. Bu konuda yönetmeliklerimizin geliştirilmeye ihtiyacı var” diye konuştu. 

Çıkarılan kanun ve yönetmeliklerin önemli olduğunu, ancak yapılanları izleyecek ve  denetleyecek bir yapı olmadığı takdirde, birçok şeyin eksik kaldığını söyleyen Çalıkoğlu, “Denetleme ihtiyaçtır. Biz enerji verimliliği kanunu ile birlikte bu yapıyı geliştirmeye çalıştık. Bunlar kurumsal değil ama idari yapılar olarak düşünülebilir. Bunlardan bir tanesi enerji verimliliği koordinasyon kurumu, ikincisi kanunla oluşturulan danışma kuruludur” dedi.

Enerji verimliliğinde atılan, uygulanan adımları sürdürülebilir kılacak olan finansman       konusunun da önemine değinen Çalıkoğlu, sanayide yapılan projelere %30 oranında teşvik veriliyor, ancak teşvik edici finansman modelinin Türkiye’de daha da geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti. 

Enerjiyi verimsiz kullanan ürünlerin kullanımını engellemek adına verimlilik gereksinimlerini tanımlayan düzenlemelerin de yapıldığına dikkat çeken Çalıkoğlu, “Enerji verimliliğinde bilgilendirme, bilinçlendirme, tanıtma çalışmaları da son derece kritik öneme sahiptir” diye konuştu.  

Çalıkoğlu konuşmasına şöyle devam etti: “Enerji verimliliğinde nihai hedefe ulaşılabilmesi için bu işin herkesin kazanacağı bir iş modeline dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun önemli halkalarından bir tanesi enerji verimliliği hizmetlerinin yaygınlaştırılması doğrultusunda enerji verimliliği danışmanlık şirketleri ile ilgili yapılanmalardır. 2007 yılından sonra sertifikalandırma ve yetkilendirme çalışmalarına başladık. Şu anda 30’un üzerinde sayıya ulaştık ve yakında 40’a ulaşmasını bekliyoruz” diyerek enerji verimliliği danışmanlık şirketlerinin de önemine dikkat çekti.

Binalarda enerji kimlik belgesi uygulamasının son derece önemli olduğunu ve binalarda enerji verimliliği performansının ciddi bir şekilde ele alınıp daha etkin hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Çalıkoğlu, mevzuatın gelişen şartlara uyumlaştırılması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Teşvik modelleriyle ilgili de görüşlerini açıklayan Çalıkoğlu, “Sanayiye yönelik teşvik modellerini biraz daha geliştirmek gerekiyor. Geri ödemesiz veya belli ödemeli veya kredi faizi desteği gibi, vergi düzenlemelerinde yapılacak iyileştirmeler gibi konuların tartışılıp gündeme getirilmesi ve iyileştirerek yürürlüğe konulması lazım” diye konuştu.

Etkin enerji verimliliği uygulamaları için önerilerini sıralamaya devam eden Çalıkoğlu, “Kullanılmakta olan ürünlerin, enerji verimli ürünler ile değiştirilmesi adına programlar oluşturulmalıdır. Verimi iyileştirilmiş termik santraller, yüksek verimli kojenerasyon konuları, atık ısıdan elektrik enerjisi üretimi gibi konular desteklenmesi, teşvik edilmesi gereken konular arasında yer almalıdır” dedi.

Çalıkoğlu konuşmasının devamında, “Enerji fiyatları, enerji verimliliğinde tasarrufu teşvik eden parametrelerden bir tanesi. Burada bilhassa binalarda güç ve tüketim bedeli üzerinden faturalandırmalar yapılırsa belki bugün Antalya gibi sıcak iklim bölgelerinde yazın misline çıkan güç talepleri bir nebze regüle edilebilir ve yerinde üretim, mikro kojenerasyon ve küçük ölçekli yenilenebilir enerjiler kullanılabilir diye düşünüyoruz” diye konuştu.

Ulaşımda enerji verimliliği konusuna da değinen Çalıkoğlu, “Ulaşım konusunda çevre dostu küçük hacim motorlu taşıtları yaygınlaştırmak için bunlardan alınan peşin vergilerde taksitlendirme veya vergi kolaylıkları yapılabilirse ulaşımda da enerji verimliliği konusunda ciddi aşamalar kaydederiz” önerisinde bulundu.  

Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’nin bir yol haritası olduğunu hatırlatan Çalıkoğlu, kanunda yapılacak çeşitli düzenlemelerle enerji verimliliği alanında yol alınabileceğini düşündüklerini ifade etti.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’ndan TEPAV Ozan Acar ise yaptığı konuşmada, AB sürecinde Türkiye’nin bölgenin en önemli üreticisi olduğunu söyleyerek, “Türkiye, orta gelir tuzağına yakalanmıştır. Ülkemizin, 1960’da da 2008’de de orta geliri aynıdır. Sanayisizleştirme orta gelir tuzağından çıkışı güçleştirmektedir. Büyümek için sanayiye ihtiyaç var. Üretim yapısının, katma değerin yüksek olduğu bir düzeye ulaşamaması sanayisizleşmenin en temel nedenidir” diye konuştu ve şöyle devam etti:  Sanayiden uzaklaştıkça; verimliliği artırmak, Ar-Ge harcamalarında etkinliği sağlamak ve cari açık problemini azaltmak zordur”

“Türkiye’nin iktisadi kalkınma gündeminin merkezine ‘yeşil büyüme’yi yerleştirmesi sanayinin dönüşümü için gereklidir. Yeşil değer zincirleri AB ülkelerinden gelmektedir” şeklinde konuşan Acar, yeşil büyüme ile 6 alanda 2030 yılına kadar 127 milyar dolar yatırım yaparak, 428 milyar dolarlık fayda sağlamanın mümkün olduğunu söyledi ve bunların aynı zamanda iş imkanı anlamına geldiğini de belirtti.

Acar konuşmasında son olarak, “Kurumlar arası koordinasyonu sağlamamız gerekiyor. Çünkü mekanizmaların inşası önemli konudur” dedi. 

Diğer bir panelist İnşaat Malzemeleri Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı (İMSAD) Hüseyin Bilmaç da enerjinin dünyada bir sorun ve acil çözülmesi gereken bir konu haline geldiğini söyleyerek, tasarruf ve verimlilik kelimelerinin zıt gibi görünse de aslında kökten birbirine bağlı olduğunu hatırlattı.

Dernek olarak yaptıkları çalışmalar hakkında da kısa bilgiler veren Bilmaç, “İMSAD olarak bizim de dahil olduğumuz CEPMC Avrupa Birliği’nde öyle önemli bir yerde ki bu kuruluşun teknik komitelerinde alınan kararlar Avrupa Parlamentosu’na kanun teklifi olarak gidiyor. Burada da yasalaşıp yürürlüğe giriyor. Ülkemizde böyle bir yöntem olmamasına rağmen bu tür modelleri sektörümüze yansıtmaya çalışıyoruz. Sürekli AB fonlarından yararlanarak enerji verimliliğini ön plana çıkarmaya çalışıyoruz” dedi. 

Türkiye’de enerji, verimlilik ve bina kelimelerinin son zamanlarda yan yana kullanılır hale geldiğine dikkat çeken Bilmaç, “Enerji verimliliği için çok yönlü bir çalışma yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ülke genelinde ve uluslararası alanlarda binalar ve enerji sektörü terminolojisine uyum sağlanması lazım. Hükümet destekli verimlilik artırıcı proje ve gönüllü anlaşma desteklerinin binalar için de tanımlanması gerekir” diye konuştu.

Orta vadede 2030 yılı ve uzun vadede 2050 yılları için zorunlu enerji verimliliği hedefleri ile birlikte farklı stratejileri içeren alternatif senaryo ve projeksiyon çalışmalarının gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde görüşlerini açıklayan Bilmaç, “Ulusal enerji verimliliği eylem planını, pratik uygulamalara yönelik olarak destek ve ceza mekanizmalarını içerecek şekilde hazırlamak lazım” önerisinde bulundu.

Bilmaç konuşmasının devamında, “2008 yılında hazırlanan ve 2009’da yürürlüğe giren binalarda enerji performans yönetmeliğinin ve özellikle performans hesaplama yönteminin uygulamada görülen sorunlarının giderilecek şekilde yenilenmesi gerekir” dedi.

Finansman konusunun da çok önemli olduğunu vurgulayan Bilmaç konuya ilgili olarak, ticari sektörde faaliyet gösteren Eximbank gibi enerji verimliliği finansmanının geliştirilmesinden sorumlu, bir çatı finans kurumunun da oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Enerji verimliliği danışmanlık şirketi olma şartlarının, proje bazlı uygulamaların artırılması yönünde düzenlenmesi gerektiğini savunan Bilmaç, “EVD şirketlerinin garanti ettiği enerji tasarruf potansiyellerinin sağlanması için de enerji performans sözleşme uygulamaları kamu ve özel sektör projeleri başta olmak üzere yaygınlaştırılmalıdır” diye konuştu.

Bilmaç konuşmasının devamında, “Enerji verimliliği politikalarının, ekonomi, afet yönetimi, kentsel dönüşüm ve çevre stratejileri başta olmak üzere tüm ilgili politikalar ile entegrasyonu sağlanmalıdır” dedi.

Yenilenebilir enerji konusuna da değinen Bilmaç, bu uygulamalarının teşviki için alım garantisi ve gönüllü salım ticareti uygulaması etkinliklerinin artırılması gerektiğini söyledi ve finans yöntemleri ile ilgili olarak da uluslararası ortaklıklar geliştirilmesinin öneminin altını çizdi.  

Son olarak Bilmaç konuşmasına şöyle devam etti: “Bütün bunların yapılabilmesi için ülkemizde çok ciddi olarak kamu kurumlarının organizasyonları var. Ancak bizim İMSAD olarak bir görüşümüz var. Diğer gelişmiş tüm Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de ilgili tüm önerilerin, stratejilerin ve uygulamaların geliştirilmesi düzenli olarak izlenmesi, doğrulanması ve yaygınlaştırılması için bir enerji ajansı yapısı oluşturulması gerekmektedir. Türkiye’de enerji ile ilgili çalışan kamu kuruluşlarının koordinasyonu ile ilgili bir sorun bulunuyor. Bu açıdan böyle bir yapı kurulması önemlidir. Enerji ajansları gelişmiş batı ülkelerinde öncelikle kamunun yönetiminde olduğu; ama içerisinde STK’ların, akademisyenlerin, çeşitli uzmanların da bulunduğu ve yaptırım gücü olan, almış olduğu kararların da yasalaşabildiği organizasyonlardır.”  

“Enerji verimliliğini artıracak kullanılmayan ciddi bir potansiyel vardır. Bu konudaki en büyük eksikliğimiz enerji verimliliğini yönetecek bir kurumun olmayışıdır. Enerji yönetim sistemlerini, hali hazırdaki durum üzerinden  %10 ile % 40 arasında iyileştirme mümkündür” diyen Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Enerji ve Çevre Sektör Kurulu Başkanı Mustafa Albayrak, enerji verimliliği alanında çalışacak ve firmalara öncülük edecek kaliteli eleman eksikliğine de dikkat çekti.

“Binalar, sanayi ve ulaşım enerji verimliliğinin artırılmasında en büyük potansiyele sahip alanlardır. Ulaşımda, enerji verimliliği yüksek araçlar kullanılmamaktadır. Şehir içinde metro ve hafif raylı sistemlerin kullanımı teşvik edilmelidir. Şehirlerarası ulaşımda ise demiryolu ulaşımı etkinleştirilmelidir” şeklinde konuşan Albayrak, elektrikli araçların teşvik edilmesi gerektiğinin altını çizerek, “Bir üniversitede yapılan araştırmaya göre Türkiye’deki araç stokunun yüzde 10’unun elektrikli araçlara dönüştürülmesi ile %70’lik bir enerji tasarrufu yapılabileceği ortaya koyulmuştur” dedi. 

Elektrik üretimi ve dağıtım sistemleri üzerinde yapılabilecek çalışmalar ile önemli kazanımlar yapılmasının mümkün olduğunu ve bu kazanımların %30’a kadar varabileceğini söyleyen Albayrak, “OECD ülkelerinde elektrik iletim ve dağıtımında ortalama olarak %6’lar civarında kayıplar söz konusu iken, Türkiye’de bu ortalama %18’ler civarındadır” diye konuştu.

Albayrak, ulusal veriler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye’nin hedefinin iki yönde olması gerektiğini ifade ederek, “Birincisi OECD ülkelerinin enerji yoğunluğu rakamlarını yakalayabilmelidir ve uzun vadede de bunu geçmelidir” dedi.

Endüstrileşme hızı konusunda lider ülkeler arasına giren Türkiye’nin; enerji verimliliği konusunda da mutlaka liderliği hedeflemesi gerektiğini belirten Albayrak, “Termal, kömür, petrol türevleri, doğalgaz, nükleer, hidroelektrik, biyogaz, rüzgar, güneş gibi enerji kaynaklarından enerji üretimini, gelişen teknoloji ile birlikte sürekli güncelleyecek sistem tahsis edilmelidir” diye konuştu. 

Ulaştırma ve konut sektörünün, enerji verimliliğinin en çok uygulanabileceği sektörlerin başında geldiğini ifade eden Avrupa Birliği Delegasyonu Enerji ve Bilgi Toplumu Sektör Yöneticisi Hasan Özkoç, “Türkiye olarak, 2002’den 2013’e kadar AB fonlarını aktif olarak kullanmaya başladık. 2012 yılında KOBİ’lere bir fon ayırmıştık. 2014 ve 2020’yi programlanmasına çalışmaktayız” diye konuştu.

Özkoç konuşmasının devamında, AB’nin ülkelerin kendi verimlilik stratejilerini geliştirmesini beklediğini de sözlerine ekledi.


 

İlginizi çekebilir...

Enerji Depolama Sistemlerinde Yangın Tehlikeleri

2023 yılı Haziran ayı sonu itibariyle, devrede olan santrallerin %54,8'ini yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu....
18 Kasım 2024

Biyogaz Üretiminde Kullanılan Atıkların Özellikleri

Verimli biyogaz üretimi için hammaddelerdeki C/N oranının 20''30:1 arasında tutulması gerekir. Çünkü anaerobik mikrobiyal popülasyonlar karbon...
17 Temmuz 2024

Buhar Saflığı Kontrol ve Koruma: Örnek Koruma Sistemi Algoritma Oluşturma, Lojik Tasarım ve Uygulama Çalışması İncelemesi

İnsanoğlu zaman içerisinde kendi ihtiyacına yönelik olarak bilim ile birlikte birçok yeni buluş ve keşif ortaya çıkarmıştır....
15 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.