
TÜRKOTED Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Ağış: "Enerji, Tüketildiği Noktaya Yakın Bir Yerde Üretilirse, Kayıp ve Kaçaklar Ortadan Kalkar ve Enerji Tasarrufu Artar"![]()
Enerji kaynağı tasarrufu sağlaması ve ucuz maliyet oluşturması başta olmak üzere kojenerasyon sistemlerinin ülke ekonomisine katkıları tartışılmaz. Kojenerasyon sektörünün en etkin temsilcisi olan Türkiye Kojenerasyon ve Temiz Enerji Teknolojileri Derneği’nin (TÜRKOTED) Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Ağış’a 2014 yılının sektör açısından nasıl geçtiğini sorduk.
TÜRKOTED olarak Türkiye enerji sektörü açısından 2014 yılını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Enerjide 2014 yılında tüm dünyada ve ülkemizde, hiç de beklemediğimiz değişiklikler yaşadık. En büyük değişiklik dünya borsalarında petrol fiyatlarının 104$’dan, bugünlerde 70$’a (%35) düşmesi oldu. Bu düşüş, cari açığımızı yılda 7-8 milyar $ azalttı. Düşüşün çok hızlandığı son aylarda borsamız yükselme trendine girdi ve yeniden %4’lük büyümeden bahseder olduk. Petrol fiyatlarındaki bu inanılmaz düşüş tüketicilere yeterince yansıtılmamış olmasına rağmen, çok yüksek doğal gaz fiyatlrı üzerinde aşağıya doğru bir baskı yarattığı için, tüm dünyada büyük gaz tüketicileri, gaz satınalma anlaşmalarını satıcılarla tartışmaya başladılar. Botaş da Gazprom ve İran’la gaz anlaşmalarını masaya yatırdı. 2015 yılında bu görüşmelerden aşağı yönlü hareketler bekliyoruz.
Türkiye, ucuz petrolün gaz fiyatları üzerindeki aşağı yönlü baskısından henüz yararlanamadı. Aksine, 2 ay önce hem doğal gaz hem de elektrik fiyatlarına %9 zam geldi. Yetkililer, özellikle doğal gaz zammının, dünya gaz fiyatları artışından değil, geçen 2 yıl içinde TL’nin Amerikan doları karşısında %25 zayıflamasından kaynaklandığını bildirdiler.
2014 yılı enerjide Türkiye’de felaketler yılı oldu. Soma’da Eynez kömür ocağında oluşan patlama ve göçük sonucunda 301 canımızı kaybettik. Bu felaketten 5 ay sonra Karaman’da Ermenek kömür ocağını su bastı. 18 şehit verdik. Bunlar Türkiye’de sanayileşme şehitleridir. Bu iki felaket, Türkiye’de rödavans, taşeron kullanma, ruhsat ve sıfır kayıplı güvenlik önlemlerinin mercek altına alınmasını sağladı. Artık “ne olursa olsun ille de üretim” devri kapandı. Bu olaylardan sonra Hükümetimizin 2020 yılı için tespit ettiği %30 kömür payı programını revize edeceğine inanıyoruz.
2014 yılında ülkemizin maruz kaldığı üçüncü büyük felaket kuraklık oldu. Son 40 yılın en büyük kuraklığını yaşadığımız 2014 yılında hidrolik elektrik üretimi 55 Twh’dan 28 Twh’a indi. Hidrolik santrallerde kaydedilen üretim açığı büyük ölçüde doğal gaz kombine çevrim santralleri ile karşılanmıştır. Bu da doğal gaz ülke tüketiminin tavan yapmasına neden olmuştur. Rüzgar santralleri açığın dörtte birini bile karşılayamamıştır.
Enerji dünyamızın maruz kaldığı en büyük sıkıntılar, çığ gibi gelen lisanssız elektrik üretimi başvurularında yaşanmıştır. Karşılaşılan sıkıntıların atlatılmasında Bölgesel Elektrik Dağıtım Şebekeleri ve EPDK yetersiz kalmıştır. Aşağıdaki rakamlar otoritelerin neden yetersiz kaldığını göstermektedir.
Ø 2013 yılında EPDK, TEDAŞ ve TEİAŞ’ın birlikte tespit ettikleri güeş enerjisi kurulu gücü tahsisi 600 MW olarak belirlenmiştir. Bu tahsisten pay almak için 7094 MW’lık lisanslı ve lisanssız başvuru gelmiştir. Tahsisat sadece 600 MW olduğu için TEİAŞ bölgeler bazında yarışmalar düzenleyecektir.
Ø TEİAŞ’ın enerji nakil hatları artık, bu baş döndürücü yüklenmeleri karşılamakta zorlanmaktadır. TEİAŞ/APK Dairesinin hazırladığı yeni enerji hatları projeleri hayata geçirilmelidir.
Türkiye’de tüm enerji kaynaklarını düşündüğünüzde, yenilenebilir enerjinin orta ve uzun vadede alabileceği minimum ve maksimum paylar sizce ne oranda olacak?
Yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik üretim tesislerindeki kapasite artışları gelecek yıllar adına ümit vermektedir. 10 yıl önce sadece 100 MW olan rüzgar enerjisi santrallerinin kapasitesi Ekim/2014 sonu itibariyle 30 kat artarak 3511 MW’a yükselmiştir. Bu kapasitenin, Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde 10.000 MW’a yükseleceğine inanıyorum.
Güneş enerjisindeki gelişmeler de memnuniyet vericidir. Geçen sene 0 olan güneş santrali kapasitesi bu yılın ilk 10 ayında 24.000 KW’a yükselmiştir. Güneş için lisans ve izin başvurularının toplam kapasitesi 7500 MW’a ulaşmıştır. Oysa ki, TEİAŞ ve TEDAŞ kendi sistemlerine bağlanabilecek kapasiteyi, geçen sene 600 MW’la sınırlamışlardı. Bu sınırlamanın Elektrik Dağıtım Bölgesi kapasitesi yönünden mi, yoksa TEİAŞ’ın enerji nakil hatlarının aşırı yüklü olmasından mı kaynaklandığını bilmemekle beraber, bu sorunun, güneşten elektrik enerjisi üretimi için önemli bir darboğaz teşkil edeceği muhakkaktır.
Kojenerasyon sistemlerinin genel sorunları ve dernek olarak sunduğunuz çözüm önerileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kojenerasyon enerjisi, hem iyi hem de sıkıntılı günlerin dostudur. İyi günlerde size, değişen soysa-ekonomik yaşamınıza uygun rahatlık ve konfor sağlar. Kötü günlerde de (arızalar, elektrik kesintileri, kısıtlamalar, voltaj ve frekans düşüklükleri) hemen devreye girer ve sıkıntıları giderir. Ayrıca da bize enerji tasarrufu sağlar. Bu, dost enerji teknolojisini yaşatmak ve uygulamalarını genişletmek için daha yapacağımız çok iş var:
Bütün dünyanın yaptığı gibi, yüksek teknoloji teşvik ve destek ister. 2012 yılında, doğal gaz yakan tesislerde kaldırılan teşvikler, kojenerasyon ve kombine çevrim doğal gaz santralleri için yeniden hayata geçirilmelidir.
Diğer bir sorun da toplu konutlarda hala 100 yıl öncesinin münferit kazan sisteminin kullanılmasıdır. Bütün dünya eski sistemi terk etti ve merkezi kojenerasyon sistemlerine döndü. Toplu konutlarda kojenerasyon uygulamalarına geçilebilirse, Türkiye’de her yıl yapılmakta olan 1 milyar yeni konutun ısıtılmasında yaklaşık 5 milyar m3 daha az doğal gaz yakılacağını hesaplıyoruz. Bunun da parasal değeri yaklaşık 2 milyar dolardır. Sloganımızı bir kere daha tekrarlıyoruz:
“Enerji, tüketildiği noktaya yakın bir yerde üretilirse, kayıp ve kaçaklar ortadan kalkar ve enerji tasarrufu artar. Bunun da en ideal uygulama alanı toplu konutlardır. Dünyadaki doğal gaz rezervlerinin %46’sına sahip olan Rusya bile toplu konutları kojenerasyon sistemleri ile ısıtıyor.”
Özellikle “Büyük Şehir”lerimize her yıl binlerce konutluk yeni bölgeler ilave edilmektedir (Ankara’da Söğütözü, İstanbul’da Bahçeşehir ve Beykent gibi). Bu bölgeler kurulurken yetkili belediyeler, “Bölgesel Isıtma ve Soğutma” projelerini (kojenerasyonlu) önceden yaparak, yeni yapılandırmaların bu esaslara göre yapılanmasını sağlayacak yasal alt yapıların hazırlanması: Dünya’da bu şekilde kurulan yeni bölgelerin çok güzel örnekleri var: Lizbon, Stokholm, Frankfurt, Berlin, Jyvaskyla gibi. Bu Sistemlerin ülkemizde de uygulanmasını görmek bir kojenerasyon misyoneri olarak beni çok mutlu edecektir.
Ulusal ve uluslararası gelişmeler dikkate alındığında, 2015 yılı için Türkiye enerji piyasasında ne gibi gelişmelerin olacağını öngörüyorsunuz? Ve Temsilcisi olduğunuz sektör için 2015 yılından beklentileriniz nelerdir?
2015 yılına ülke olarak ateş çemberi içinde giriyoruz. Bu çemberin ateşinden sadece ekonomimiz değil enerjimiz de etkileniyor. Enerji arz güvenliği yönünden, aşağıdaki olayların barışçı anlaşmalarla yatıştırılmasına İhtiyaç var.
Bu olayların bir veya birkaçının sürüyor olması Türkiye’nin enerji arz güvenliğini tehlikeye atacaktır. Jeostratejik sıkıntılarımıza rağmen 2015 yılında Türkiye’de aşağıdaki gelişmeleri bekliyorum.
Sözlerimi bir enerji dileği ile bitirmek istiyorum. Ucuz petrollü, bol gazlı, temiz havalı, kazasız belasız bir yeni yıl dileğiyle.
Bu söyleşi, Rusya Başbakanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyaretinden önce yapılmıştır. İlginizi çekebilir... Escon Enerj, CEO'su Onur Ünlü: "Doğru Kojenerasyon Tasarımı Maksimum Verimlilik Sağlar"Dergimizin sorularını yanıtlayan Escon Enerji CEO'su Onur Ünlü ile ülkemizdeki enerji verimliliği potansiyeli ve Escon Enerjı'nin hedeflerini ... İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge... 'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.