Türkiye Rüzgar Enerjisi BirliÄŸi BaÅŸkanı Ä°brahim Erten tarafından yapılan basın açıklamasında son dönemde yaÅŸanan geliÅŸmeler deÄŸerlendirildi. Açıklamada, ”2021 yılı ortasından itibaren hızla artan enerji ve hammadde talebiyle beraber yoÄŸun ÅŸekilde artan küresel hammadde ve tedarik zinciri sıkıntıları, bu nedenle dünya çapında oluÅŸan global enflasyonist ortam, yakın zamanda hızla bir savaÅŸa dönüÅŸen Rusya-Ukrayna krizi ve bu nedenle gerilen Rusya-NATO iliÅŸkileri gibi önemli küresel sorunlar nedeniyle tüm emtia ve enerji maliyetlerinde olaÄŸanüstü artışlar meydana geldiÄŸini görmekteyiz. Artan bu maliyetler hem dünya hem de ülkemizde enflasyon etkileri olarak iktisadi hayatımıza yansımakta, ayrıca enerji arzında da kısa vadede önemli riskler ortaya çıkarmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Enerji bağımsızlığı için yenilenebilir kaynaklara ağırlık verilmeli

Bu riskleri azaltmak ve yüksek tedarik maliyetleriyle tekrar karşılaÅŸmamak için en doÄŸru çözümünün yabancı kaynaklı petrol, kömür ya da doÄŸalgaza bağımlılığımızı azaltacak ÅŸekilde rüzgâr ve güneÅŸ gibi yerli ve yenilenebilir kaynaklara daha fazla ağırlık vermek olduÄŸu belirten Erten “RES üretimlerinin yüksek olduÄŸu gün ve saatlerde spot piyasada oluÅŸan saatlik fiyatların düÅŸük olması bu görüÅŸü desteklemektedir. Devletimiz de bu amaçla YEKA ve benzeri kapasite ihalelerini yaparken, büyük tüketicilerin kendi ihtiyaçlarını karşılamak için güneÅŸ ve rüzgâr yatırımı yapabilmesi amacıyla çatılarda ve arazide öz tüketim yatırımlarını kolaylaÅŸtırmaya çalışmaktadır. Bu doÄŸrultuda açıklanan kapasiteler ve teÅŸvik düzenlemelerini memnuniyetle izlemekle beraber tümünün daha da artırılarak devam ettirilmesi gerektiÄŸini düÅŸünüyoruz. Zira en büyük önceliÄŸimiz rüzgâr ve güneÅŸ gibi enerjide tam bağımsızlığı destekleyecek ve hızla devreye alınabilecek kaynakların eksiksiz kullanılması olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Yenilenebilir enerjide %1’lik artış 250 milyon dolar ithalata engel olur

Erten açıklamalarını ÅŸu ÅŸekilde sürdürdü, “Bu doÄŸrultuda kurulu gücümüzdeki her %1 yenilenebilir enerji artışı 250 Milyon USD’lik yabancı kaynak ithalatına engel olacak ve cari açığın bu ölçüde azalmasını mümkün kılacaktır. Devletimiz mevcut koÅŸullarda yeni yatırımların yapılması adına iyileÅŸtirici adımlar atarken özellikle dar gelirli vatandaÅŸlarımız ile küçük esnafımızı artan maliyet baskısına karşı korumaya gayret etmektedir. Bu niyetle, çeÅŸitli sektörel sübvansiyonlara ek olarak artan enerji fiyatları ile ilgili de yeni düzenlemeler yapılmaya gayret edildiÄŸini de görmekteyiz. Bu doÄŸrultuda devreye alınacak uygulamalarla ilgili olarak Bakanlıklar ve düzenleyici kurum yetkilileriyle de görüÅŸmelerimizi sürdürmekteyiz”.

Çözüm serbest piyasa yapısı içinde kalarak aranmalı

“Bu görüÅŸmelerimizde sektör temsilcileri olarak tekraren vurguladığımız ÅŸekilde çözümün ısrarla ‘serbest piyasa yapısı içerisinde kalınarak’ aranması ve yeni yatırımların güçlü biçimde teÅŸvik edilmesi olduÄŸu kanaatindeyiz. BilindiÄŸi üzere, enerji yatırımlarında yatırım kararları alınırken pek çok faktör göz önünde bulundurulmaktadır. Özellikle finansman faktörü dikkate alındığında yeni düzenlemelerin hassasiyetle planlanması yeni yatırım motivasyonunu azaltmadan yenilenebilir enerji alanında gücümüzü arttırmak açısından oldukça önem arz etmektedir. Bugün bulunan çözümlerin ileride daha büyük yatırım sorunlarına sebep olmaması noktasında hassasiyet gösterilmelidir.Bu noktada, yakın geçmiÅŸte baÅŸka ülkelerde uygulanan bazı önerilerin söz konusu ülkelerde yatırımların devamı açısından olumsuz sonuçlara neden olduÄŸunu hatırlatmakta fayda görüyoruz.”

Kapasite artışı için hibrit santraller ve yeni YEKA ihaleleri gerekli

“Bundan kaçınmak amacıyla ülke kurulu kapasitemizi hızla artırabilecek yeni kapasite artışları, hibrit santraller ve yeni YEKA ihaleleri gibi yeni yatırımların finanse edilmesinde ek zorluklar ortaya çıkmadan bu zor dönemin atlatılması gerektiÄŸi kanaatindeyiz. Takdir edilmelidir ki ülkemizde yerleÅŸik rüzgâr enerjisi yatırımcıları, COVID-19 pandemisinin baÅŸlangıcından 2021 yılı sonuna kadar geçen 2 yıllık dönemde 3.000 MW yeni rüzgâr kurulu gücünü sisteme dâhil edecek mücadeleyi baÅŸarıyla tamamlamış ve zor koÅŸullarda finansman ve yatırım kabiliyetleri açısından rüÅŸtünü ispatlamışlardır. Her ne kadar Enerji Piyasası Düzenleme Kurumumuz tarafından alınan tavan fiyat belirleme yetkisinin, ulusal rüzgâr kurulu gücümüzü 11.000 MW seviyesine taşıyan, baÅŸarılı ve doÄŸru kurgulanmış YEKDEM mekanizmasının devam ettirilmesi yönünde kullanılacağına inansak da Birlik olarak öncelikli önerilerimiz:

Yeni bir YEKDEM dönemi tanımlanmalı

Piyasa yapısı içerisinde yeni yatırımların aynı güçle ve motivasyonla devam edebilmesi ve finansman kaynaklarına eriÅŸimde kolaylık saÄŸlanması amacıyla YEKDEM kapsamında 10 yılını tamamlamış yenilenebilir tesisler için en az beÅŸ yıllık gönüllü ve yeni bir YEKDEM dönemi tanımlanması. Bu ÅŸekilde yatırımcıların orta ve uzun vadeli finansal risklerinin güvence altına almasının saÄŸlanması ve sürdürülen ekonomik mücadeleye destek olmalarına imkân saÄŸlanabilecektir.

• Bu yeni sisteme dâhil olacak yenilenebilir enerji tesisleri için gelecek dönemde kapasite artışlarında ve hibrit kapasitelerde öncelik verilmesi gibi öncelikli haklar tanımlanarak teÅŸvik edilmeleri de sistemin baÅŸarısını artıracaktır.

• Ayrıca, bu yıl ve önümüzdeki yıl rüzgâr ve güneÅŸ enerjisi projeleri için en az 3.000’er MW’lık kapasitelerin açılması ve ivedilikle ihale edilmesinin içinde bulunduÄŸumuz darboÄŸazı aÅŸmada çok büyük katkısı olacağına inancımız tamdır. Bu proje alanlarının belirlenmesi ve gerekli tüm teknik ön hazırlıkların yapılması konusunda da BirliÄŸimiz üzerine düÅŸen tüm desteÄŸi saÄŸlamaya hazırdır. Türkiye Rüzgar Enerjisi BirliÄŸi olarak devam eden diyalog ortamında tüm paydaÅŸlarımızla gerekli her türlü katkıyı saÄŸlamaya hazır olduÄŸumuzu bildirir, bu kriz ortamının ‘yeni yatırım imkanlarını desteklemek’ yolunda ülkemiz lehine kullanılacağına olan inancımızı yineleriz.”