
Daruma Finansal Danışmanlık Hizmetleri A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Can Atacık: “Ekonomik ve Finansal Kriz İle Ertelenmiş Olan Enerji Krizi Tekrar Kapımıza Dayanabilir”![]()
![]()
Finansman açısından baktığımızda, sadece Türk bankaları değil, yabancı bankaların da sektöre ilgilerinin tekrar artmaya başladığını gördük. Fiyatlar yumuşarken, likiditesi artan bankalar ilk etapta özellikle en güvenli alan olarak gördükleri enerji ve altyapı projelerine yatırım yapmaya devam ettiler. Borç piyasasına ek olarak yeni kanun ile sektöre girmek isteyen yeni yatırımcılar olduğu gibi çıkmak isteyen yerli ve yabancı yatırımcılar da oldu. Bu da ortaklık, satın alma ve genel olarak sermaye finansmanı işlemlerini hareketlendirdi.
Enerji sektörünün önümüzdeki dönemine ilişkin değerlendirmeniz nelerdir?
Yeni Yenilenebilir Enerji Yasası’nın çıkması ve yeni lisansların sahiplerine teslim edilmesi ile piyasada hareketliliğinin artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan küresel krizin etkilerinin azalması ile hem bankalar arasında, hem de finansal yatırımcılar arasında rekabetin artacağını, bunun doğru şekilde değerlendirilmesi durumunda da yatırımcılara geçtiğimiz senelere göre daha avantajlı finansal yapılar ve imkanlar sunulacağını öngörüyoruz.
Türkiye’nin büyümesine kaldığı yerden devam edeceğine inanıyoruz. 2011 verileri, ülkemizin geçmişe göre azalmış olan enerji tüketiminin 2009 senesi rakamlarının en azından bazı sektörlerde, tekrar üzerine çıktığını göstermekte. Keza yerli ve uluslararası analiz firmalarının ve finansal kurumların çalışmaları da Türkiye’nin büyümesinin devam edeceğine işaret ediyorlar.
Bununla birlikte, bugün bölge ekonomilerinde devam eden sistemsel ve politik sebeplere dayanan çevre ülkelerdeki finansal belirsizlikler ve krizler, Türkiye’nin gelişmekte olan ekonomiler arasındaki cazibesini her geçen gün arttırmaktadır. Yatırım yapabilecekleri veya borç kullandırabilecekleri ülkelerin azalması nedeniyle, Türkiye bugün bir çok bölgesel fon ve kurum için çok daha önemli bir konuma gelmiştir.
2010’da tekrar başlayan büyüme süreci ile enerji arzının, yakın zamanda talebin gerisinde kalacağını beklemekteyiz. Ekonomik ve finansal kriz ile bir bakıma ertelenmiş olan enerji krizi tekrar kapımıza dayanabilir. Bunu önlemenin tek gerçekçi yolu ekonomik ve finansal kriz öncesi belirlenen stratejiler dahilinde enerji arzının arttırılması olacaktır. Enerji kanununun gecikmesi ve yaşanan kriz nedeni ile şimdiye kadar başlaması veya tamamlanması gereken birçok proje beklemeye alınmıştı. Dolayısı ile kısa ve orta vadede bu faktörlerin elektrik fiyatlarını yukarı doğru hareketlendirebileceğini düşünüyoruz.
Diğer yandan artan yağışlar sayesinde hidroelektrik santrallerinin kapasite kullanımlarının artması, ekonomik, finansal kriz dolayısı ile talepte yaşanan düşüş ve daha rekabetçi bir piyasa yapısına geçilmesi şimdilik fiyat artışlarının durulmasına sebep olmuştur. Piyasanın kısa, orta ve uzun vadede nasıl oluşacağına dair yatırımcılar artık daha somut fikir sahibi olmaya başladılar. Bunun paralelinde serbest tüketici olabilmek için gerekli minimum enerji tüketimi seviyelerinin de aşağıya çekilmesiyle beraber, üreticiler ve tüketiciler ikili anlaşmalara yönelmeye devam etmektedir. Toptan elektrik alım ve satışında önemli artışlar görmekteyiz. Bu durumun giderek yaygınlaşması, enerji fiyatlarını kısa dönemli çalkalanmalardan koruyacak, daha uzun vadeli ve istikrarlı bir fiyat politikasının oluşmasına olanak tanıyacaktır.
Bu gelişmelere karşın daha yavaş ilerleyen bir alan ise yatırım tutarı daha küçük enerji projelerinin finansmanı oldu. Yerel bankaların teminatsız proje finansmanına halen sıcak bakmamaları ve yabancı bankaların da işlemleri küçük bulmasından dolayı ilgi göstermemeleri sonucunda, küçük projeler ne yazik ki halen klasik kurumsal krediler ve sponsorların teminatı ile finanse edilebilmektedir. Sponsorlarının finansal gücünün sınırlı olduğu bu projeler bu sebepten dolayı hala hayata geçirilememektedir. Bu da sektördeki büyük oyuncuların projeleri konsolide edebilmelerine olanak tanımakta. Daha çok yatırımcıyı piyasaya teşvik etmek için, küçük projelerin de çok uluslu fonlar (EBRD, EIB, IFC, IBRD v.b.) gibi bankalar tarafından desteklenen krediler ile proje finansmanı bazında finanse edilebilmeleri, hem bu projelerin önünü açacaktır hem de finansal piyasalarda proje finansmanı kültürünün yaygınlaşmasına yardımcı olacaktır.
Firmanız açısından 2011 yılı nasıl bir yıl oldu?
Likiditenin ortadan kaybolduğu ve şirketlerin hayatta kalma içgüdüsüyle tüm yatırımlarını askıya aldığı zor bir dönemin ardından, Daruma olarak biz krizden nispeten en az etkilenen alan olan enerji projelerindeki çalışmalarımıza devam ettik. Piyasadaki konsolidasyon hareketi ile yerli ve yabancı sermaye yatırımcılarımız için yoğun bir dönem içine girdik. Diğer taraftan orta ve büyük ölçekli yatırımcı müşterilerimizin projelerinin uzun vadeli finansman çalışmalarına olumlu bir şekilde devam ettik ve yeni müşteriler kazandık.
Finansal mühendislik açısından baktığımızda, finansal kriz ile bankaların sponsorlardan istedikleri öz kaynak miktarındaki artışlar ile sponsorların öz kaynak ihtiyaçlarına yardımcı olmaya yönelik sermaye finansmanı ve sermaye benzeri finansman ürünler ile ilgili çalışmalarımızı arttırdık. Daha çok mezanine finansmanı olarak bilinen ve hem borç hem de sermaye özelliği taşıyan bu finansal ürünü kullanarak, müşterilerimizin öz kaynak ihtiyaçlarının büyük bölümünü karşılayan yapılar oluşturduk. Bu yapıların icra edilmesi için de daha çok yurtdışı bazlı olmak üzere yatırımcı kaynakları geliştirdik.
Yenilenebilir enerji projeleri haricinde yoğunlaştığımız bir diğer konu da yerli kömür madenleri ve bunlara dayalı termik santral projeleri oldu. Enerji arzının sürdürülebilir ve güvenilir olmasının giderek daha çok önem kazandığı günümüzde, baz yükü teşkil edecek en önemli kaynak yerli kömür kullanacak termik santraller olacak. Biz de bu konuya odaklanıp uygun kömür rezervlerinden başlayarak, lisans sürecini, potansiyel yatırımcıları, finansman yöntemlerini, projeleri hayata geçirecek tedarikçileri ve EPC müteahhitlerini kapsayan çalışmalar yaptık.
ICCI’a sponsor oldunuz. Sizce ICCI ülkemiz enerji sektörü açısından ne anlam taşıyor? ICCI’ya sponsor olmayı niçin tercih ettiniz?
Bildiğiniz gibi Daruma olarak ICCI’yı 7 senedir desteklemekteyiz. ICCI bizce bugün Türkiye’nin bir numaralı enerji sektörü buluşması etkinliği haline gelmiştir. Hem bir konferans, hem de bir fuar imkanını beraber sağlayarak üç gün boyunca katılımcılar arasında yoğun ve verimli bilgi alışverişine imkan tanımaktadır. Panellerdeki konuşmalar alışılmışın dışında yeni bilgilerin paylaşılması, etkili bir şekilde kamuya ve hükümete yapıcı önerilerin iletilmesi ve aynı şekilde kamu tarafından sektör oyuncularının sorularının cevaplandırılması ve bilgilendirilmesi için fırsat sağlamaktadır.
Bizim için ICCI’da bulunmak sektörün nabzını tutmak, eski dostlar ile karşılaşmak, yeni iş ilişkileri geliştirmek ve birikimimizi sektör katılımcıları ile paylaşmak açısında çok önemli. Bu kadar önemli bulduğumuz bir etkinliğin devamını sağlamak için de ICCI’ya sponsor olarak destek vermeye devam ediyoruz.
İlginizi çekebilir... İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge... 'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros... ZeroBuild Summit'23 Direktörü Doç. Dr. Gamze Karanfil Kaçmaz: "Sıfır Enerji Bina'lara Dönüşümü Konu Alacağız"Bu yıl 4. kez düzenlenecek olan Uluslararası Sıfır Enerji Binalar Zirvesi ZeroBuild Summit'23'te; Sıfır Enerji Binalar'a dair tüm bileşenl... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.