Şirketinizi tanıtarak, faaliyet alanınız hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Kuruluş ile ilgili görüşmeleri Temmuz 2010’da başlayan EGESSC, Türk-Alman ortaklı olarak Eylül 2010’da İzmir’de kurulmuş ve rüzgar enerji santrallerinin kurulumu ile servis hizmetlerini vermek üzere faaliyete geçmiştir. 

 

Şirketimizin Türk ortağı rüzgar ölçüm direklerinin imalat, kurulum ve bakım-onarım hizmetlerini veren EGERES Enerji Danışmanlık Müh. Hiz. Ltd. Şti.’dir. Alman ortaklarımız ise Wildeshausen/Almanya konuşlu SSC Montage GmbH ve SSC Windenergy Service GmbH firmalarıdır.

 

Türkiye’nin bölgedeki rüzgar potansiyeli yüksek ülkeler arasında yer alması ve bu konuda ciddi yatırımlar planlanıyor olması kapsamında türbin kurulumu ve servis hizmetleri konusunda EGESSC, markadan bağımsız hizmetleri yüksek kalitede sunmak amacıyla faaliyetlerini planlamıştır ve hayata geçirmek üzere çalışmalarını sürdürmektedir.

 

Firmanızın hedefleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

 

Alman ortaklarımız SSC Montage ve SSC Windenergy Service firmaları, 10 yılı aşkın süredir aralarında Türkiye’nin de bulunduğu İtalya, Romanya, İngiltere, Belçika, Hollanda ve Almanya gibi birçok Avrupa ülkesinde rüzgar enerji santralleri kurulumu yapmakta, kanat, dişli kutusu, jeneratör gibi büyük parçaların değişimi, komple nacelle ve jeneratör bakımları da dahil olmak üzere türbin markasından bağımsız olarak servis hizmetleri vermektedir. 

 

Önümüzdeki yıllarda ülkemizde rüzgar enerji santrallerine 10-12 GW’lık bir kapasite ayrılmış olup, ortalama 2,5-3 MW’lık türbin seçimleri söz konusu olduğunda 4000 civarında türbin kurulacağı anlamına geliyor. Doğal olarak SSC grubunun Avrupa’da yakalamış olduğu başarı ve bilgi birikimini ülkemize getirilmesinde lokal partner olarak EGESSC çok önemli bir rol üstleniyor. Temel hedefimiz, yatırımcılarımıza daha iyi hizmet götürebilmek ve kaliteden ödün vermeden rekabetçi bir firma olmak.  

 

EGESSC firmasının sektöre ve Türkiye’ye neler kazandıracağını düşünüyorsunuz?

 

Ben daha önce Ankara’da bir doğalgaz çevrim santralinin işletmesini yaptım. Burada karşılaştığımız sorunların başında yabancı menşeli ürünler ile ilgili alınan servis hizmetlerinin yurtiçinden karşılanamaması ve yurtdışından karşılanması mecburiyetine bağlı olarak da maliyetlerdeki artış ve gecikmeler ilk sırada yer alıyordu.

 

Yaşanan üretim kayıplarının azaltılabilmesi, bu hizmetlerin olması gereken yüksek kalitede ve hızlı bir şekilde karşılanabilmesi ile mümkün oluyor. 

 

Bu da türü ne olursa olsun enerji santrallerinin eksiksiz kurulumu ile başlayan, kaliteli servis hizmetleri, doğru ve etkin bir şekilde yapılacak acil müdahaleler ile devam eden bir süreç. 

 

Rüzgar enerjisi alanında yatırımcılarımızın yaşadığı problemleri en aza indirgeyecek EGESSC benzeri uzman yapılara ciddi anlamda ihtiyaç olduğu yadsınamaz bir gerçek. 

 

Daha önce de belirttiğim gibi birkaç sene içerisinde yurtiçinde olduğu kadar yurtdışında da adını duyuracağına inandığımız EGESSC, nitelikli personeli ile üreticilerimizin ihtiyacını maliyet etkin bir şekilde yurtiçi kaynaklarla çözmekle kalmayacak, aynı zamanda bu hizmetlerimizi yurtdışında da sağlayarak ülke ekonomisine katkıda bulunacaktır.

 

Yenilenebilir enerji alanında faaliyet gösteren bir firmasınız. Yenilenebilir Enerji Kanunu’nu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Yenilenebilir Enerji Kanunu, özellikle yerli katkının desteklenmesi açısından önem arz etmektedir. Bilindiği üzere, elektromekanik malzemeler yurtdışından ithalat yolu ile getirilmekte, halihazırda ihtiyacın çok altında ve belli türbin parçaları ile ilgili yerli üretim gerçekleştirilmektedir.

 

YEK ile sağlanan katkı paylarının rüzgar enerji potansiyeli yüksek olan ve türbin üreticisi firmaların önemli hedefleri arasında yer alan ülkemize daha fazla yabancı yatırımcı getireceğini düşünüyorum. Yerli ortaklarla da desteklenecek bu sürecin, istihdam yaratılması açısından da kıymeti büyüktür. 

 

EGESSC olarak montaj ve servis konularında faaliyetlerimizin merkezine oturttuğumuz yerli bilgi birikimi ve yetişmiş insan gücü yaratma hedefinin, yerli üretim konusunda da geçerli olduğuna inanıyoruz. 

 

Bu amaca yönelik yapılacak her türlü yatırımın; montaj ve servis hizmetlerinde kullanılan malzemelerin olduğu kadar, üretim alanında ihtiyaç duyulan malzeme ve ekipmanların üreticisi konumundaki firmaları da harekete geçireceğini, ürün yelpazelerini genişletmek ve daha yüksek kalitede, daha rekabetçi çözümler sunmak gibi ek faydalar sağlayacağını öngörmek de yanlış olmaz sanıyorum.

 

Jeopolitik konumunun iyi değerlendirilmesi durumunda Türkiye, sadece kendi ihtiyacı için üretim yapmakla sınırlı kalmayacak, belli bir bilgi birikimi ve üretim kapasitesini yakaladıktan sonra, Ortadoğu Bölgesi ve Türki Cumhuriyetler başta olmak üzere dünya çapında mal ve hizmet sağlıyor olacaktır.

 

Türkiye’de enerji sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

Türkiye enerji sektöründe maliyet etkin ve rekabetçi koşullar oluşturulabilmesi amacıyla gerçekleştirilen özelleştirmeler, son yıllarda büyük yoğunluk kazanmıştır.  Dolayısıyla özel sektör olarak halen yolun başında olunduğu unutulmamalıdır. İleriye dönük olarak sektörde verimliliğin daha yüksek seviyelere taşınacağını ve birleşmeler olacağını, şirket ölçeklerinin büyüyeceğini tahmin ediyoruz. 

 

EPDK ve TEİAŞ kontrolünde yürütülen elektrik enerjisi faaliyetlerinde de doğal olarak nitelikli hizmet verecek firmalara, her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyulacağını tekrar belirtmek isterim. 

 

EGESSC’nin de aralarında bulunduğu uzmanlık firmalarının sayısı arttıkça, ayrılan sermaye miktarları büyüdükçe, yatırımcılarımızın ve şirketlerimizin sadece Türkiye içerisinde değil, yurtdışında da başarılı olacağına inancımız tamdır.