
Danimarka Büyükelçisi Ole Egberg Mikkelsen: “Türkiye ve Danimarka Başarılarını Birleştirirse, Ortaya Güzel Bir Kombinasyon Çıkar”![]()
İlk olarak bize Danimarka’nın 2050 için geliştirdiği enerji stratejisinden bahseder misiniz?
![]()
“Enerji Stratejisi 2050” Danimarka’da yakın bir zaman önce kabul edilerek, hayata geçmeye başlayan bir proje. Stratejinin ana hedefi uzun bir vadede fosil yakıtlardan tamamen kurtulmak. Ancak ilk aşamada gaz, akaryakıt gibi fosil yakıtların kullanımını %30 oranında azaltmayı amaçlıyoruz.
Şu anda Danimarka enerji bakımımdan kendine yetecek durumda, zira Kuzey Denizi’nde petrol ve gaz yataklarımız var. Ancak yakın gelecekte olmasa bile belki 20 yıl sonra bu kaynakların hepsi tükenecek. Danimarka da önceden hazırlıklı olmak adına böyle bir plan yaptı ve ben bunun çok doğru bir adım olduğunu düşünüyorum. Böyle bir hedefle yola çıkmak elbetteki pek kolay değil, oldukça uğraş ve mücadele gerektiren bir süreç bizi bekliyor. Öncelikle kaynaklarımızı çeşitlendirmeye ihtiyacımız var, tabii bunu mümkün hale getirirken de yeni teknolojilere de gereksinim duyuyoruz. Böyle bir plan çerçevesinde ilerlerken, asıl önemli olan da ekonomik büyümeye kısıtlama getirmeden bu işi gerçekleştirmektir. Kimileri “Eğer yeşil bir dünya istiyorsanız ekonomik büyümeye veda etmeniz lazım” diye yorum yapıyorlar, ancak bunun doğru olmadığını düşünüyorum. Bir şekilde ekonomik büyüme ile yeni stratejimizi kombine ediyor olmamız gerekiyor. Ve bu durum kendimize yeterliliğimizi daha da artıracak. Sürekli Orta Doğu’ya bağımlı olmak istemiyoruz. Özellikle şu günlerde oldukça kararsız bir bölgeye bağımlıyız ve fiyatlar durmadan aşağı yukarı inip, çıkıyor. Örneğin 1 yıl sonra petrole ne fiyat vereceğini bilmiyorsun, sadece bugünkünden fazla vereceğin belli ama miktarı belli değil. Bu durum gelecek için planlama yapmamızı aksatıyor. Dolayısıyla geliştirdiğimiz bu strateji ile birlikte, bu sürece yatırım yapmak bizim için çok önemli ve şu anda bu hedefleri gerçekleştirmeye çalışıyoruz.
Danimarka’nın mevcut enerji kaynakları hakkında da bizi bilgilendirebilir misiniz?
Danimarka’da bu alanda çok kuvvetli birkaç sektörümüz var. Bunlardan en çok bilinen ve etkin olanı tabii ki rüzgar enerjisi sektörü. Danimarka çok rüzgârlı bir ülke olduğu için genelde rüzgar enerjisine çok yatırım yapıldı ve bu alanda faaliyet gösteren çok büyük ve önemli şirketlerimiz var. Ancak konu sadece enerji üretimi değil esasında, enerjiyi verimli kullanmak da önemli bir husus. Kayıpları azaltarak, enerjiyi verimli kullanarak yenilenebilir enerjiye daha çok yönelebiliriz. Bir anlamda kullanmakta olduğunuz enerji miktarını azaltabilirseniz yani verimli kullanabilirseniz, fazla üretmenize de gerek kalmaz.
Danimarka’da yenilenebilir enerjileri destekleyecek teknolojilerimiz de mevcut. Rüzgarın dışında kojenerasyona da oldukça önem veriyoruz. Kojenerasyon, bölge ısıtmasında, soğutmasında ve elektrik üretiminde kullanılıyor, bütün prosesleri birleştiren bir teknoloji. Danimarka’da bu enerjileri elde etmek için çöpleri yakıyoruz ve çok büyük çöp yakma tesislerimiz var.
Danimarka’da, Türkiye’de olduğu gibi çöp atma yerleri yoktur, çünkü bütün çöpler yakılır. Çöplerin kullanılmamasını anlayamıyorum, çünkü çöp yani atık ister biyolojik, ister evsel atık olsun, enerji demek ve bu konuda gelişmiş birçok teknoloji de mevcut. Sadece bunu bir kamu meselesi ve kamusal bir süreç haline getirmek önemli. İşte Danimarka hükümeti de bunu yapıyor.
Danimarka ve Türkiye ilişkilerine bir geçiş yaparsak, Danimarka Türkiye’nin AB üyeliğine nasıl bakıyor, değerlendirebilir misiniz?
Bizim Türkiye’nin AB’ye girişini destekleme yönünde çok açık bir politikamız var. Türkiye kriterleri yerine getirirse, AB’ye gireceğini düşünüyoruz. Görüşmeleri hiçbir şekilde bloke etmiyoruz ve Türkiye’nin AB’ye üye olması konusunda kararlı bir davranış sergiliyoruz. Danimarka, her zaman AB’nin genişlemesi konusunda öncülük etmiştir. Zamanında Doğu Avrupa ülkelerinin Birliğe girişine karşı olanlara da karşı durduk. Danimarka aday ülkelerin gerekli olan reformları yapması koşuluyla, genişlemenin hep yanında olmuştur. Burada iyi olan şey, bu düşüncenin sadece Danimarka hükümetinin kanaati olmamasıdır. Kamuoyu eğilimlerine de bakarsanız, Danimarka halkının da Türkiye’nin AB’ye katılması konusunda olumlu düşünceleri var. Nüfusumuzun hemen hemen %5’i her yıl turist olarak Türkiye’ye geliyor ve Türkiye’yi biliyorlar. Danimarka 2012 yılının ilk yarısında dönüşümlü olarak yapılan AB başkanlığını üslenecek ve katılım sürecine aktif olarak dahil olacak.
Danimarka ve Türkiye arsındaki ticari ilişkileri nasıl değerlendiriyorsunuz? Şu anki ilişkilerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Hayır, tabii ki ilişkilerimiz yeterli boyutta değil. Arada büyük hiç dokunulmamış alanlar var, bunu düzeltmek için çok çalışıyoruz. Türkiye ile ticaret konusunda teşvik edeceğimiz birçok faaliyet ve etkinlik var. Sadece Danimarka’nın Türkiye’ye satış yapması olarak değil, ticareti iki taraflı olarak düşünmek gerekiyor. Yatırım yapmayı ve yapılmasını istiyoruz. Son olarak Türkiye Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Nisan ayında Danimarka’ya gitti, akabinde de Dışişleri Bakanımız Bayan Espersen de 1,5 ay önce İstanbul’u ve sonra da Ankara’yı ziyaret etti. Bu süreçte ekonomik bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleşti ve başlık; “Türkiye ve Danimarka: Sürdürülebilir Büyüme için İşbirliği” idi. Başlıktan da anlaşılacağı gibi biz iki ülke arasında gerçekleşmesi muhtemel işbirliğini başarmak istiyoruz. Türkiye ekonomik büyüme oranları bakımından oldukça başarılı ve dünya ortalamasına göre iyi bir konuma sahip. Danimarka da sürdürülebilirlik yaratma konusunda oldukça başarılı, ekonomik büyümeyi azaltmadan enerji tüketimini azaltmaya yönelik çeşitli çalışmaları var. İki ülkenin bu başarılarının son derece iyi bir kombinasyon oluşturacağını düşünüyorum. Bu zaten bakanlarımızın da mutabakata vardığı bir konu.
Ticari ilişkiler bakımından bir önemli konu daha var diye düşünüyorum o da şu ki, bizler birbirimize rakip durumda değiliz. Türk ve Danimarka firmalarının tamamen farklı faaliyetleri ve hepsinin kendilerine özel uzmanlıkları var. Bunları üst üste koyunca başarılacak çok şey olduğu görülüyor. Büyüme ve sürdürülebilirlik, bugün de yaptığımız bu başlığın bir parçasıdır. Sanırım burada esas mesele, bunu gerçekleştirmek için çok çalışmaya ihtiyacımız olduğudur. İş çevreleri önlerindeki imkanların, fırsatların bilincinde olmalı. Bizim resmi olarak yapabileceğimiz şey, bu firmaları bir araya getirmektir ama gerçek çalışmayı, zorlu çalışmayı onlar yapacak.
Danimarka sizce Türkiye enerji pazarına nasıl bakıyor? Türkiye enerji piyasasında, Danimarka firmalarını çekici kılan nedir?
Bu konuda bence en önemli etken hızla büyüyen ekonomidir. Örneğin büyüme oranınız belki %8-9 civarındadır ama enerji için hiçbir önlem almazsanız, enerji kullanımınız da en az %8 hatta daha fazla artar. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Zira Türkiye’nin yeterli enerji kaynakları yok. Biraz hidroelektrik, biraz rüzgar enerjisi için kaynağı var. Sanırım bir miktar da petrol var. Dolayısıyla, Türkiye enerji bakımından bir şey yapmadıkça, sizin de bildiğiniz gibi enerji faturanız giderek büyüyecek ve büyüyecektir. Cari borçların artmasındaki belki tek ve en önemli nedenlerinden birinin giderek artan enerji faturaları olduğu görülecektir. Enerjiyi, Ortadoğu, İran, Azerbaycan’dan vb. alıyorsunuz. Bu da Danimarka firmaları ile kuvvetli işbirliği imkanları yaratıyor. İşbirliği sonucunda enerji faturalarında azalma olabilir diye düşünüyorum.
İstanbul gibi büyük bir şehirden ne kadar çöp veya evsel atık çıkacağını düşünebiliyor musunuz? Bunlar arazi doldurmada kullanılıyor. Burada çöp arabaları ne kadar çok. Bunun yerine yakıldığını düşünün, adeta enerji gibi. Sadece bir kojenerasyon tesisine ihtiyaç var, ancak tabi bunun için bir kamu politikası olması lazım. İşte bu alanda beraber çalışabiliriz. Belki 30 ya da 40 yıl önce bizim böyle bir prosesimiz vardı. Bu alanda odaklanmak ve bu deneyimimizi Türkiye ile paylaşmak istiyoruz. Tabii bunu “kazan - kazan” esasına göre yapmak istiyoruz. Türkiye de Danimarka’da birçok iş yapabilir. Bunun çok güzel örnekleri de var.
Türkiye’de şimdilerde gündemde olan nükleer enerji konusunda fikrinizi alabilir miyiz?
Evet bu konuda büyük tartışmalar var ama sonuçta buna siz karar vereceksiniz. Büyükelçi olarak sadece Danimarka’nın durumunu sizlerle paylaşabilirim. Bu konu 1980’lerde Danimarka’da da çokça tartışıldı ve bir seçenekti. Danimarkalılar nükleer enerjiyi istemediler, biz sadece nükleer enerjiden üretilen elektriği satın alıyoruz. Burada sadece kurulmasıyla ilgili kararın verilmesi önemli değil, emniyet ve güvenlik konularındaki belirsizliklerin ve uzun dönemde nükleer atıkların saklanması konusunun da önemi büyük. Belki de bu nedenle Danimarkalılar bunun bir seçenek olmadığına karar verdiler. Ancak nükleer enerjiyi kullanan diğer ülkelere de kararlarında saygı duyuyoruz. Sınır komşumuz İsveç’te bu enerji için altyapı var mesela ama bizde yok. Bizde onun yerine rüzgar enerjisi var. Söylediğim gibi bu Türklerin karar vermesi gereken bir konu. Olumlu olumsuz yanlarını değerlendirip karar vermeniz gerekiyor.
Okuyucularımız için vermek istediğiniz özel bir mesaj var mı?
Türkiye’ye olan yakın ilgimizin altını tekrar çizmek isterim. Türkiye ve Danimarka’nın birbirlerine sunacakları imkanları tanımak için gözlerimizi açmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Bu olgu Danimarka iş dünyasında epeyce konuşuluyor, biz de bu konuların enerji sektöründe hızlanmasını umuyoruz.
İlginizi çekebilir... Escon Enerj, CEO'su Onur Ünlü: "Doğru Kojenerasyon Tasarımı Maksimum Verimlilik Sağlar"Dergimizin sorularını yanıtlayan Escon Enerji CEO'su Onur Ünlü ile ülkemizdeki enerji verimliliği potansiyeli ve Escon Enerjı'nin hedeflerini ... İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge... 'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.