
EDAM Türkiye’nin Nükleer Enerji Modelini İrdeledi![]()
EDAM İcra Kurulu Başkanı Sinan Ülgen’in editörlüğünü üslendiği ve araştırma sürecine Boğaziçi Üniversitesi’nden Prof. Dr. İlhan Or ve Doç. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, İstanbul Aydın Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hasan Saygın ve Sabancı Üniversitesi’nden Doç. Dr. İzak Atiyas’ın katıldığı raporda, projenin enerji birim fiyatı, yatırım finansman modeli ve güvenlik analizi gibi kamuoyunca merak edilen boyutları incelendi.
![]()
EDAM Başkanı Sinan Ülgen basın toplantısının açılış konuşmasını yaptı ve “Akkuyu için Rusya ile yapılan anlaşmanın çok önemli bir ekonomik avantaj sunduğu açık. Görülüyor ki, riskler de önemli olsa da kontrol edilebilir seviyede. Ama bu risk kontrolünün nasıl gerçekleştirileceğini sivil toplum ve kamu yönetimi birlikte tartışmalı” dedi. Nükleer Enerji santrallerinin tartışmalı bir alan olduğuna ve sunduğu önemli ekonomik avantajlara karşın ciddi bir risk barındırdıklarına dikkat çeken Ülgen, “Türkiye’nin nükleer enerjiye geçiş sürecinin toplumun çeşitli kesimleri tarafından ideolojiden uzak şekilde tartışılması ve bir ortak akıl yaratılması büyük önem taşıyor” şeklinde konuştu.
Doç Dr. Gürkan Kumbaracıoğlu ise Akkuyu’nun Ruslar için ticari değil siyasi niteliğe sahip bir proje olduğunu söyledi. Kumbaracıoğlu bu görüşünün temelini de Rusların bu projeden elde edecekleri gelirin aslında santralin maliyetlerini bile zor karşılayacak bir miktara tekabül etmesine bağladı. Doç. Dr. Gürkan Kumbaracıoğlu, “Akkuyu, Türkiye açısından çok avantajlı bir proje, santral ile elektrik fiyatları aşağıya çekilebilir” dedi.
2010 Mayıs ayında Rusya Federasyonu Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti arasında imzalanan anlaşmanın çok uç bir örnek olduğuna değinen Doç. Dr. İzak Atiyas, “Akkuyu çok iyi pazarlık edilmiş ve maliyet artışlarından kaynaklanabilecek tüm risklerin Rus ticari şirketinin sorumluluğuna bırakıldığı bir proje gibi görünüyor. Bu açıdan bakıldığında yönetici şirkete maliyetleri minimumda tutma dürtüsü aşılayan bir niteliğe sahip” diye konuştu. Buna karşılık nükleer santraller söz konusu ise emniyet ve güvenliğin yüksek maliyetle sağlanabileceğini anlatan Atiyas, gerçek bir güvenlik için çok ciddi denetim ve düzenlemelerin yapılmasının gerekliliğini vurguladı.
Basın toplantısının son konuşmacısı Prof. Dr. Hasan Saygın ise raporu hazırlarken objektif bir çalışma yaptıklarını ve hayata geçirilecek olan projenin dikkat çekici avantajlara karşın güvenlik boyutunda kimi risklerin olduğunu ifade etti. Saygın konuşmasının devamında, “G. Kore ve Japonya bu modele yanaşmadı. Akkuyu’da atıkları Rusya, ülkesine geri götürecek. Bomba yapmanın önüne geçmek için atıkların geri alınması Rusya’nın inisiyatifinde” derken dünyada 420 nükleer santral bulunduğunu ve Akkuyu’nun 9’luk depreme dayanıklı olduğunu belirtti.
İlginizi çekebilir... iNOVAT ve CATL Arasında 608 MWh'lik Batarya Tedarik Taahhüdü: Yeni Dönemin İlk AdımıTürkiye'nin bataryalı enerji depolama sistemleri (BESS) alanındaki öncü firmalarından iNOVAT ile dünyanın önde gelen batarya üreticisi CATL, Türki... "Türkiye RES ve GES Ekipmanlarında Rekabetçi Değil"Temiz enerji sektörünün Türkiye ve dünyadaki paydaşlarını bir araya getiren 3'üncü Wenergy Expo Temiz Enerji Teknolojileri Fuarı, sektörün gelecek... YEO Teknoloji, 500 MWh ile Bölgenin En Büyük Enerji Depolama Tesisini KuracakYEO Teknoloji, Azerbaycan'ın enerji şebeke işleticisi Azernerji CJSC ile 500 MWh kapasiteli anahtar teslim enerji depolama sistemi kurulumu için 9... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.