
ABB ile Kesintisiz Enerji, Sürdürülebilir Gelecek![]()
Yapay zekânın getirdiği yenilikler hayatın her alanına nüfuz ederken dünya genelinde enerji talebi hiç olmadığı kadar artıyor. ABB Türkiye Elektrifikasyon İş Birimi Satış ve Dağıtım Çözümleri Ülke Yöneticisi Cihan Üret, bu ihtiyacın yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılanabileceğinin altını çiziyor ve bu dönüşüm yolculuğunda ABB Türkiye’nin en güçlü çözüm ortağı olduğunu vurguluyor. Yapay zekânın hayatımızın her alanına nüfuz etmesi, beraberinde çok ciddi bir enerji ihtiyacını da getiriyor. Özellikle veri merkezleri, sunucular, çip üretimi ve sürekli çevrimiçi çalışan cihazların yaygınlaşması dünya genelinde enerji talebini hiç olmadığı kadar artırıyor. Fosil yakıtlardan uzaklaşıp elektrik odaklı bir sisteme geçmeye çalışırken, bu dönüşümün getirdiği elektrik talebi başlı başına yeni bir sınav oluşturuyor. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), elektriğin toplam nihai enerji talebindeki payının 2030’da yüzde 27’nin, 2050’de ise yüzde 50’nin üzerine çıkacağını öngörüyor. Bu artış yalnızca endüstriyel üretim değil, ticari ve konut kullanıcıları açısından da kesintisiz ve güvenilir enerji arzını kapsıyor. Elektrikli araç şarj istasyonlarından mutfaklardaki elektrikli ocaklara, mobil cihazlardan günlük yaşamın diğer vazgeçilmez unsurlarına kadar tüketicilerin elektriğe bağımlılığı her geçen gün artıyor. Bu talebin karşılanabilmesi ise enerji dağıtım altyapısının ciddi şekilde genişletilmesini gerektiriyor. Öyle ki 2050’ye kadar dağıtım hatlarının uzunluğunun 80 milyon kilometreden yaklaşık 166 milyon kilometreye çıkması bekleniyor. Bu, başlı başına devasa bir yatırım ve dönüşüm sürecini işaret ediyor. Tüm bu tablo bize enerji verimliliğinin artık sadece bugünün değil, geleceğin de en stratejik gündemlerinden biri olduğunu gösteriyor. Bir diğer önemli nokta ise yenilenebilir enerji. IEA’ya göre, yenilenebilir enerji kaynakları 2030’a kadar üç katına çıkacak. Şebekeler, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynakların enerji karışımına entegrasyonunda kritik bir rol oynuyor. Bu durum ise şebekenin daha akıllı ve esnek hale gelmesini gerekli kılıyor. Güneş ve rüzgâr gibi kaynaklar, uzun yıllar boyunca daha çok çevresel kaygılarla gündeme geliyordu. Ancak bugün geldiğimiz noktada bu kaynaklar yalnızca çevre dostu bir seçenek olmaktan çıkıp ekonomik, teknolojik ve hatta stratejik bir zorunluluk haline geldi. Enerji depolama çözümleriyle desteklendiğinde, bu kaynaklar artan talebi karşılamak için güçlü bir alternatif sunuyor. Dolayısıyla artan enerji ihtiyacı, bir yandan zorlukları beraberinde getirirken diğer yandan temiz enerji teknolojilerinin pazarını büyüterek sürdürülebilir bir dönüşüm için güçlü bir zemin hazırlıyor. Bu dönüşümü yönetebilen ülkeler ve şirketler, yalnızca enerji krizlerini aşmakla kalmayacak; aynı zamanda küresel ölçekte stratejik bir avantaj da elde edecek. ABB olarak siz bu konuda nasıl çözümler sunuyorsunuz? Aslında tam da bu noktada ABB’nin gücü ortaya çıkıyor. Bizim uzmanlık alanımız; artan enerji talebini güvenilir, esnek ve sürdürülebilir bir şekilde karşılayacak ve bu dönüşümü mümkün kılacak çözümler geliştirmek. Danışmanlık, proje mühendisliği, eğitim, devreye alma ve yaşam döngüsü yönetimi gibi hizmetlerle yalnızca ürün değil, sürdürülebilirlik ve elektrifikasyon yolculuğunun her aşamasına eşlik eden çözümler geliştiriyoruz. ABB olarak Türkiye’de güçlü saha yapılanmasıyla orta gerilim ve alçak gerilim dağıtım panoları, akıllı şalt ürünleri ve enerji izleme çözümleri gibi elektrifikasyonun temel bileşenlerini sahada hayata geçiriyoruz. Bu sayede sadece büyük endüstriyel tesislerde değil; alışveriş merkezlerinden otellere, kamu binalarından metro ve tramvay gibi altyapı projelerine kadar birçok farklı yapı için enerji verimliliği çözümleri sunuyoruz. Dünyanın dört bir yanındaki 10 teknoloji merkezimizde, 800’den fazla Ar-Ge mühendisimizle birlikte orta gerilim anahtarlama ekipmanlarından akıllı şebeke çözümlerine kadar geniş bir yelpazede teknoloji üretiyoruz. Bu çözümler, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor; aynı zamanda geleceğin yeşil enerji dönüşümüne de hazırlık sağlıyor. Örneğin, enerji depolama sistemlerini şebekeye sorunsuz bağlayarak dalgalı enerji üretiminin dengesini sağlıyor, mikro şebeke ve dijital izleme çözümleri ile operatörlerin enerjiyi daha akıllıca yönetmesini mümkün kılacak çözümler sunuyoruz. Bu sayede şebekeler sadece güvenilir değil, aynı zamanda daha verimli ve esnek bir yapıya kavuşuyor. Çözümlerimizden birkaçını öne çıkarmak gerekirse: • UniGear orta gerilim anahtarlama sistemimiz, 25 yılı aşkın süredir dünya genelinde şebeke güvenliğinin temel taşlarından biri. Bugüne kadar 700.000’den fazla panel kullanıma sunuldu. • VD4 Vakum Devre Kesicilerimiz, 35 yılı aşkın süredir iki milyondan fazla kurulumu ile global bir standart haline geldi. • Relion® koruma rölelerimiz ise hassas arıza tespiti, gelişmiş izleme ve sistem korumasını bir arada sunarak şebekelerin dayanıklılığını artırıyor. • eHouse çözümlerimiz ise mühendislik, malzeme temini, test ve devreye alma süreçlerini kapsayan anahtar teslim çözüm yaklaşımımız sayesinde özellikle veri merkezlerinde son derece başarılı projelere imza atıyor. Bir asrı aşan uzmanlığımızla geliştirdiğimiz çözümlerimiz, enerji arzını güvence altına almakla kalmıyor; aynı zamanda yenilenebilir enerji ve depolama sistemlerinin şebekeye sorunsuz entegrasyonunu mümkün kılıyor. Mikro şebekeler, akıllı trafo merkezleri ve dijital izleme sistemlerimiz sayesinde operatörler gerçek zamanlı veriyle şebekeyi yönetebiliyor, talep ve arz arasındaki dengeyi koruyabiliyor.
Özetle ABB’nin çözümleri yenilenebilir enerji entegrasyonunu kolaylaştırıyor, enerji verimliliğini artırıyor ve geleceğe dönük esnek bir altyapı sağlıyor. Yani ABB, sadece ürün sağlayan bir firma değil; enerji dönüşümünü destekleyen ve şebekeyi daha akıllı, güvenli ve esnek hâle getiren bir çözüm ortağıdır. Müşterilerimiz için en temel avantaj, güvenilir ve kesintisiz enerji akışının sağlanmasıdır. Çünkü günümüz dünyasında, bir fabrikanın üretimini durdurması ya da bir veri merkezinin birkaç dakikalığına bile kapanması çok ciddi krizlere ve maliyetlere yol açabiliyor. ABB Türkiye’nin sunduğu çözümler sayesinde müşterilerimiz operasyonlarını kesintisiz şekilde sürdürebiliyor, beklenmedik enerji kesintilerinin önüne geçebiliyor. Bunun yanı sıra çözümlerimiz, yenilenebilir enerji yatırımlarının daha verimli kullanılmasını da sağlıyor. Örneğin, güneş ve rüzgâr gibi dalgalı üretim yapan kaynakların şebekeye entegre edilmesinde bizim teknolojilerimiz kritik rol oynuyor. Bu sayede müşterilerimiz, enerji yatırımlarından en yüksek verimi alabiliyor ve karbon ayak izlerini azaltarak çevreye olan etkilerini en aza indirebiliyor. Bir diğer önemli avantaj ise esneklik. Bugün yatırımlarını yapan bir şirket, gelecekteki enerji talebini ve teknolojik dönüşümü de düşünmek zorunda. Bizim sunduğumuz çözümler, sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmıyor; müşterilerimizin altyapılarını yarının koşullarına hazır hale getiriyor. Yani enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve esneklik, hepsi bir arada sunuluyor. Kısacası ABB Türkiye, müşteriler için yalnızca teknik bir sağlayıcı değil; onların enerji dönüşümünde güvenilir bir yol arkadaşı. Peki ABB’nin stratejisi bu büyüyen talebi yönetmek için nasıl şekilleniyor? Stratejimizin merkezinde müşterilerimiz ile uzun vadeli iş ortaklıkları var. Bu uzun vadeli iş ortaklıklarımız ile sadece ürün tedarik eden bir firma olmaktan ziyade müşterilerimizin sürdürülebilir enerjiye geçiş yolculuğunda iş birliği yapan bir çözüm ortağıyız. Ekipmanın uygun fiyatlı ve erişilebilir olmasını sağlayarak tedarik sıkıntılarını önlüyor, geleceğe uyumlu çözümler geliştiriyor, güvenilir ve dayanıklı ürünlerimizle ve teknik desteğimizle aslında müşterilerimizin enerji güvenliğini ve dönüşümünü destekleyen bir ekosistem sunuyoruz. ABB olarak geliştirdiğimiz ekipmanlar, bileşenler ve akıllı şebeke çözümleriyle enerji altyapısının güvenilirliğini artırıyor, şebekelerin daha esnek çalışmasını mümkün kılıyoruz. Özellikle güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir kaynakların şebekeye sorunsuz bağlanabilmesi, bu stratejinin en önemli parçalarından biri. Bunun yanında stratejimizin bir diğer ayağı, ürünlerimizin güvenilirliği ve dayanıklılığı. Enerji yatırımları uzun vadeli ve yüksek maliyetli projeler. Bizim sunduğumuz çözümler, müşterilerimizin bu yatırımlardan maksimum geri dönüş almasını güvence altına alıyor. Yani yalnızca bugünkü talebi karşılamıyor, aynı zamanda gelecek on yılların altyapısını da garanti altına alıyoruz.
Enerji verimliliği artık sadece teknik bir gereklilik değil; daha yalın, daha çevreci ve daha rekabetçi bir gelecek inşa etmenin en kritik anahtarı. ABB Türkiye olarak, iş ortaklarımızla birlikte bu vizyonu hayata geçiriyor ve şirketlerin rekabette öne çıkmasına destek oluyoruz. İlginizi çekebilir... Hareket'ten Umman'da 8,4 Milyon Dolarlık Rüzgar Enerjisi OperasyonuHareket'in terzi usulü mühendislik çözümleri ve operasyonel kabiliyetiyle uluslararası enerji projelerinin tercih edilen çözüm ortağı olduğunu bel... YEO Teknoloji, 100 milyon dolarlık GES için Astronergy ile anlaştıTürkiye'de telekomünikasyon sektöründeki en büyük Yap-İşlet-Devret (ESCO model) güneş enerjisi santrali (GES) yatırımında önemli bir adım daha atı... YEO Teknoloji, yurtdışında 1 GW hedefine koşuyorYEO Teknoloji, global enerji yatırımcısı kimliğiyle Avrupa'daki gücünü artırıyor.... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.