Küresel yeÅŸil dönüÅŸüm, sürdürülebilir bir geleceÄŸi inÅŸa etme hedefiyle dünya geneli enerji üretiminde ve tüketicinin talebinde köklü bir deÄŸiÅŸim dalgası yaratıyor. Bu doÄŸrultuda temiz enerji kaynaklarına yapılan yatırımlar sürekli artış gösteriyor. Eksim Holding çatısı altında faaliyet gösteren Eksim Enerji’nin, yüzde yüz yenilenebilir enerji alanındaki yatırımlarıyla yenilenebilir enerjinin geleceÄŸinde önemli bir rol almaya hazırlandığını kaydeden Eksim Enerji CEO’su Arkın Akbay, 2035 Enerji DönüÅŸüm Planı ve yenilenebilir enerjide küresel durum üzerine deÄŸerlendirmelerde bulundu.
ABD’li uluslararası yönetim danışmanlık firması McKinsey & Company’nin 2024 Global Enerji Perspektifi Raporu üzerinden küresel fotoÄŸrafı yorumlayan Arkın Akbay, “Raporda, Paris AnlaÅŸması’nın imzalanmasından bu yana geçen dokuz yılda önemli ilerlemeler kaydedildiÄŸi belirtilse de dalgalı seyreden emtia ve ekipman maliyetlerine karşı alınacak önlemler, enerjide bağımsızlık hedefi ve en önemlisi de iklim deÄŸiÅŸikliÄŸinin yıkıcı etkisi göz önünde bulundurulduÄŸunda, enerji dönüÅŸümünde hızlanmamız gerekiyor. Devletlerin politika deÄŸiÅŸikliklerine ve küresel uzlaşıya odaklanması ve bu yönde somut adımlar atması ÅŸart. Özel sektör taahhütlerinin artmasına raÄŸmen emisyonların hedeflenen hızda azalmadığını temkinli olarak takip ediyoruz. Enerji talebi beklenildiÄŸi gibi artıyor. Bu durum, mevcut kapasitenin dönüÅŸmesini aÅŸan ölçüde temiz enerji kaynaklarını devreye almamız gerektiÄŸini bizlere gösteriyor. Net sıfır hedeflerine zamanında ulaşım için ekonomik yeÅŸil finansmanın devreye girmesi kritik bir hale ulaÅŸtı.” ÅŸeklinde konuÅŸtu.
Yenilenebilir enerji talebi artışında yapay zeka etkili olacak
Küresel enerji talebinin 2050 yılına kadar yüzde 18 artacağına deÄŸinen Akbay, “Bu büyümenin çoÄŸunun, GüneydoÄŸu Asya, Hindistan ve Orta DoÄŸu gibi geliÅŸmekte olan ekonomilerin büyümesinden kaynaklanacağı öngörülüyor. Özellikle yüksek ısı gerektiren proseslerin de elektrikle karşılanacağı çözümlerin devreye girmesi, elektrikli araçların artan pazar payı, yapay zekanın iÅŸ modellerinde yükseliÅŸi ve bu doÄŸrultuda veri merkezlerinin talebi, enerji talebinin artış hızına pozitif etki ediyor. Yapay zeka çözümleri, küresel ekonomiye yıllık 10 ila 15 trilyon dolar arasında ekonomik deÄŸer yaratma potansiyeline sahip. Veri merkezlerince, 2050 yılına kadar toplam elektrik talebinin yüzde 5 ila yüzde 9 yükselebileceÄŸi tahmin ediliyor. Bu talep artışı öngörüsünün dörtte birini bile karşılayabilmek için küresel ölçekte 50 ila 75 GW ek temiz enerji kaynağına ihtiyacımız olacak.” dedi. Bu ek talebin karşılanması sürecinde sürdürülebilirliÄŸin nasıl saÄŸlanacağının öne çıktığını vurgulayan Akbay, “YeÅŸil finansmanın etkin olarak devreye girmesi, talebin karşılanması, refahın tabana yayılması, gelir eÅŸitsizliklerinin azaltılması ve iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi yönünün ekosistemi tamir edecek ÅŸekilde dönüÅŸtürülmesi için azami önem taşıyor. Artık ekipmanı en ekonomik nerede üretiyorsak oraya yerli üretim dahil ekonomik finansman kaynaklarını sunabilmeliyiz. Ülkeler adil bir paylaşım ile kalkınmak için birlikte çalışmalı. Yalnızca büyük oranda kendisinin ürettiÄŸi ve bir diÄŸerine ihraç ettiÄŸi ekipmanın finanse edildiÄŸi mevcut ortamı geride bırakmalı.” ifadelerini kullandı.
“2035 vizyonuna katkımızı yatırımlarımızla sürdüreceÄŸiz”
Küresel durum ile birlikte Türkiye’nin Yenilenebilir Enerji 2035 vizyonunu da deÄŸerlendiren Akbay, “DüÅŸük karbon teknolojilerinin yaygınlaÅŸtırılması, enerji verimliliÄŸinin artırılması ve yenilenebilir enerji kapasitesinin geniÅŸletilmesi gibi stratejiler, ülkemizin de enerji gündeminde yer alıyor. Küresel ısınmanın 1,5°C’yi aÅŸmaması hedefine ulaÅŸmak için 2030’a kadar karbon emisyonlarının yüzde 50 oranında azaltılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzındaki payının yüzde 65-80 seviyelerine çıkarılması gerektiÄŸi belirtiliyor. Bu doÄŸrultuda Türkiye’nin 2035’e kadar rüzgar enerjisine yönelik belirlediÄŸi 80 milyar dolarlık ve üretilen enerjinin taşınabilmesi için açıkladığı 28 milyar dolarlık iletim sistemi yatırım hedefi, yenilenebilir enerji sektörüne küresel trendlerin de önüne geçen bir vizyon kazandırıyor. 120.000 MW kurulu güç hedefine ulaÅŸmak için her yıl devreye alınacak 7.500 MW rüzgar ve güneÅŸ projeleri, Türkiye’nin enerji bağımsızlığı ve arz güvenliÄŸi yolunda kritik bir rol üstlenerek sanayimizin rekabetçiliÄŸine de deÄŸer katacak. Depolamalı rüzgar ve güneÅŸ enerji santralleri, mevcut tesislere kapasite artışı ve öz tüketim projeleriyle desteklenen bu büyüme planı, birim alanda enerji üretim verimini artıracak ve karbon salımını azaltacak kıymetli bir içeriÄŸe sahip.” dedi. Akbay, 2035 vizyonuna Eksim Enerji yatırımlarıyla katkı sunmaya devam edeceklerini de ekledi.
“Yerli ekipman üretimine verilen katkı sürdürülebilir büyümeyi hızlandıracak”
Yerli ekipman kullanımına sunulan katkı payının depolama ünitelerinde de uygulanmasının, enerjide yeÅŸil dönüÅŸümü ivmelendireceÄŸini ifade eden Akbay, “YEKDEM ve yerli katkı payı destekleri, sanayimizin ürün yelpazesini geniÅŸletmenin yanı sıra ihracatımıza da katkı saÄŸladı. Özel sektör ve devlet kurumları arasındaki yenilenebilir dönüÅŸüm finansmanına yönelik iÅŸ birliÄŸi, küresel rekabette güçlü bir konum edinmemizi destekliyor. Yenilenebilir enerji kaynakları, alternatifleri olan fosil yakıtlara oranla daha ekonomik maliyet fırsatı sunarak ülkemizin ortalama elektrik enerjisi maliyetlerinin düÅŸmesine katkıda bulunuyor. Bu vesileyle sanayimizin rekabetçiliÄŸini artırıyoruz. Sektör olarak entelektüel ve mali sermaye birikimini, üretim kalitesinin ve kurulu gücün artırılmasına kullanabiliyoruz, tüketicilerimize daha ekonomik elektrik enerjisi tedarik ediyoruz. Artık sıra sanayimizin uzun vadeli elektrik tedarik anlaÅŸmaları ile elektrik enerjisi maliyetlerine uzun süreli öngörülebilirlik saÄŸlamasına geldi. Böylece sanayimiz rekabetçiliÄŸini ve yenilikçiliÄŸini artırmak için kendi alanındaki verimlilk yatırımlarını önceliklendirebilecek, kendisine enerji yatırımları ile çok da hakim olmadığı yeni bir odak alanı açmamış olacak.” dedi.
R E K L A M