Dünya çapında süregelen iklim krizi, ülkelerin yenilenebilir rüzgar enerjisine dair yatırımlarını artırmasındaki ana nedeni oluşturuyor. 2020 yılında dünya genelinde kurulan 93 GW’lik yeni kapasiteyle 743 GW kurulu rekor kapasiteye ulaşan rüzgar enerjisi, küresel olarak 1,1 milyar ton karbondioksit azalımı sağlayarak iklim değişikliğinin neden olduğu kötü etkilerin önüne geçmeye yardımcı oluyor. Birçok ülkenin iklim krizi ile mücadelede rüzgar enerjisinin rolünü daha iyi kavradığını belirten Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, 2025 yılına kadar 20 GW kurulu rüzgar gücüne ulaşma hedefi olan Türkiye’nin doğru yatırım ve politikalarla iklim krizine karşı büyük bir güç sergileyebileceğini dile getiriyor.

İklim Krizine Karşı Global Mücadele Sürüyor

Gelecek yaşamlarımız için tehdit oluşturan iklim krizi kırmızı alarm vermeye devam ederken, krizle mücadele eden ülkeler rüzgar enerjisine yaptığı yatırımları artırıyor. Öyle ki 2020 yılında dünya çapında kurulan 93 GW yeni kapasiteyle rekor büyüme kazanan rüzgar enerjisi piyasası, son on yılda tam dört katına çıktı. Böyle bir büyümede Çin ve ABD’nin büyük katkılarının olduğunu ancak karbon nötrlüğünü sağlamak için global önlemler ve politikalar uygulanması gerektiğini vurgulayan Ali Aydın, temiz bir gelecek için rüzgar enerjisinin önündeki engelleri kaldırmanın krizle mücadelede en önemli adım olacağını vurguluyor.

Türkiye’de Rüzgar Enerjisi Yatırımı Artıyor

Dünya genelinde 743 GW kurulu güç kapasitesine ulaşan rüzgar enerjisi, iklim değişikliğinin önündeki engelleri kaldırmak için savaş vermeye devam ediyor. Daha temiz bir gelecek için yapılan çalışmalarda ise Türkiye rüzgar enerjisi sektörünün kamu kurumları, yatırımcıları ve servis firmalarıyla birlikte büyük katkıları bulunuyor. Mevcut olarak 10 GW kurulu rüzgar gücüne sahip olan Türkiye’nin, 2025 yılına kadar 20 GW kurulu rüzgar gücüne ulaşma hedefi olduğunu belirten Ali Aydın, yeni kurulacak rüzgar enerjisi santralleri için kurulum, bakım ve servis sektöründe teknik yetkinliklerin ve insan kaynağının global kaliteyi sunabilecek düzeyde olduğunu aktarıyor. Ayrıca, rüzgar enerjisine yönelik yapılan yatırımların Türkiye’yi hem temiz hem de ekonomik açıdan güçlü bir geleceğe taşıyan önemli bir amaç olduğunu aktaran Aydın’a göre, santrallerin kurulumuna ve bakımlarına uygulanacak hassas işlemler, bu yatırımları korumada öncelik verilmesi gereken noktaları oluşturuyor.