27 Kasım 2017 | DOSYA 137. Sayı (Ekim 2017) | 5.558 kez okundu |
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından hazırlanan 2017 Dünya Enerji Perspektifi yayınlandı. Rapora göre global enerji sistemi ile baÄŸlantılı dört büyük ölçekli eÄŸilim belirlendi: temiz enerji teknolojilerinin artan bir hızla devreye alınması ve temiz enerji teknolojilerinde maliyetlerin azalması, enerjinin artan ÅŸekilde elektrifikasyonu, Çin’de daha fazla hizmet odaklı bir ekonomiye doÄŸru eÄŸilim ve daha temiz bir enerji portföyü trendi ve ABD’de kaya gazı ve kaya petrolünün toparlanma trendi. Bu eÄŸilimler enerji üreticileri ve tüketiciler arasındaki geleneksel ayrımların daha belirsiz hale geldiÄŸi ve Hindistan önderliÄŸinde yeni bir geliÅŸen ülke grubunun daha fazla ön plana çıkmaya baÅŸladığı bir dönemde meydana geliyor. Bu geliÅŸmelerin nasıl sonlanacağı ve birbiri ile nasıl bir etkileÅŸim içerisinde olacağı ise bu seneki Enerji Perspektifi’nin ana konusu.
Yeni Politikalar Senaryosunda, global enerji ihtiyaçları geçmiÅŸtekine kıyasla daha yavaÅŸ bir artış göstermekte ancak yine de günümüz ila 2040 arasında % 30 büyüme kaydedileceÄŸi öngörülüyor. Bu ise günümüz global talebine bir baÅŸka Çin ve Hindistan eklenmesi anlamına geliyor. Senede ortalama % 3.4 hızında büyüyen bir global ekonomi, bugünkü 7.4 milyar seviyesinden 2040’da 9 milyara ulaÅŸacak olan bir nüfus ve her dört ayda bir dünya ÅŸehir popülasyonuna Åžangay büyüklüÄŸünde bir ÅŸehir ekleyen ÅŸehirleÅŸme süreci öngörülerin temelinde yatan faktörler arasında. Enerji talebine olan en büyük katkı (yaklaşık % 30) ise Hindistan’dan gelmekte. Hindistan’ın global enerji kullanımımın 2040 yılına kadar %11 artması bekleniyor (bu oran öngörülen global popülasyon içindeki %18 payının hala oldukça altındadır). GüneydoÄŸu Asya ise global enerjide bir diÄŸer ağır yük ve enerji talebi Çin’in iki katı hızla artıyor. Toplamda, Asya’daki geliÅŸen ülkeler global enerji büyümesinin üçte ikisinden sorumlu ve geri kalanı ise ağırlıklı olarak Orta DoÄŸu, Afrika ve Latin Amerika’dan geliyor.
Yenilenebilir enerji yükseliÅŸte, kömür grevde
GeçtiÄŸimiz 25 yıla kıyasla, dünyanın kendi artan enerji ihtiyaçlarını karşılama ÅŸekli Yeni Politikalar Senaryosunda deÄŸiÅŸmekte olup bu senaryoda liderlik doÄŸalgazda, hızla yaygınlaÅŸan yenilenebilir enerjide ve enerji verimliliÄŸinde. Verimlilik iyileÅŸtirmeleri ise tedarik tarafındaki yükün azaltılmasında büyük rol oynamakta: enerji verimliliÄŸindeki iyileÅŸtirmeler olmadığında nihai enerji kullanımındaki öngörülen artış iki katından fazla olmakta. Yenilenebilir enerji kaynakları birincil talepteki artışın %40’ını karşılamakta ve bunların elektrik üretim sektöründeki hızlı büyümesi kömürün popüler yıllarının sonunu iÅŸaret etmekte.
2000 yılından bu yana, kömür temelli elektrik üretim kapasitesi yaklaşık 900 gigavat (GW) büyüme kaydetmiÅŸ durumda, ancak bugünden 2040 yılına kadar olan net ilaveler sadece 400 GW ve bunların büyük kısmı hala inÅŸaat halinde olan tesisler. Hindistan’da elektrik üretim portföyünde kömürün payı 2016 yılındaki üçte iki oranından 2040 yılından yarıdan aza düÅŸmekte. Büyük ölçekli karbon yakalama ve depolama süreçlerinin eksikliÄŸinde, global kömür tüketimi sabit bir trend izlemekte. Petrol talebi giderek azalan bir ivmeyle olsa bile 2040 yılına kadar artmaya devam etmekte. DoÄŸalgaz kullanımı ise 2040 yılına kadar % 45 artmakta; burada elektrik üretim sektöründeki büyüme daha sınırlı olurken esas artış endüstriyel talepte görülmekte. GeçtiÄŸimiz seneki Enerji Perspektifinden bu yana nükleer enerjiye yönelik beklentiler azalmış durumda ancak Çin üretim anlamında düzenli bir artışa liderlik etmekte ve 2030 yılı itibari ile nükleer temelli elektrik üretimi anlamında ABD’nin önüne geçip en büyük üretici olması beklenmekte.
Yenilenebilir enerjinin parlak geleceÄŸi
Yenilenebilir enerji kaynaklarının, pek çok ülke için en düÅŸük maliyetli kaynak oldukları için, 2040 itibarı ile global elektrik üretim tesisi yatırımlarının üçte ikisini teÅŸkil etmesi bekleniyor. Çin ve Hindistan liderliÄŸinde güneÅŸ pillerinin hızlı ÅŸekilde yaygınlaÅŸması 2040 itibari ile güneÅŸ enerjisinin en büyük düÅŸük karbonlu enerji kapasitesi olmasını saÄŸlayacak ve 2040’a gelindiÄŸinde toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin toplam payı %40’a ulaÅŸacak. Avrupa BirliÄŸinde, yenilenebilir enerji kaynakları yeni kapasitenin %80’ini teÅŸkil ederken, hem kıyı hem de kıyı ötesinde güçlü büyümeye baÄŸlı olarak rüzgar gücü 2030’dan hemen sonra önde gelen elektrik kaynağı olacak. enerji politikaları tüm dünyada tarife garantilerinden çok artan ÅŸekilde rekabetçi açık arttırma vasıtası ile, yenilenebilir enerjiyi desteklemeye devam etmektedir ve milyonlarca hanenin, yerleÅŸim bölgesi ve iÅŸletmenin doÄŸrudan dağıtılmış güneÅŸ pilleri sistemine yatırım yapması ile de elektrik üretimi sektörünün dönüÅŸümü hızlanacak. Yenilenebilir enerji kullanımındaki artış sadece elektrik üretim sektörü ile sınırlı deÄŸil. Tüm dünyada ısı ve ulaşım saÄŸlama anlamında yenilenebilir enerjilerin doÄŸrudan kullanımı da iki katına çıktı. Brezilya’da nihai enerji tüketiminde doÄŸrudan ve dolaylı yenilenebilir enerji kullanımının payı günümüzdeki %39 seviyesinden 2040 yılı itibari ile %45 seviyesine ulaÅŸacak. Buna kıyasla aynı dönemde global anlamda bu alanda %9’dan %16’ya bir artış görülecek.
GeleceÄŸimiz elektrikleniyor
Elektrik nihai enerji kullanımı anlamında yükselen trend olmaya devam etmekte ve 2040 yılı itibari ile nihai tüketimdeki artışın %40’ını teÅŸkil etmesi bekleniyor bu aynı zamanda petrolün son yirmi beÅŸ yıldır elde ettiÄŸi büyüme payı ile eÅŸ deÄŸerde. Endüstriyel elektrik motoru sistemleri Yeni Politikalar Senaryosunda elektrik talebindeki artışın üçte birini oluÅŸturuyor. Artan gelir seviyeleri ise milyonlarca hanenin yeni elektrikli cihazlar (‘akıllı’ baÄŸlantılı cihazların artan payı ile birlikte) ve soÄŸutma sistemleri satın alması ve kurulumu yapması anlamına geliyor.
Elektrik, geleneksel kullanım alanlarındaki artışına paralel olarak, ısı ve ulaşım saÄŸlama alanına da giriÅŸ yapıyor ve nihai tüketimdeki payı neredeyse dörtte bire yükseliyor. Endüstriyel teÅŸviklerin ve politika desteklerinin giderek artması ile baÄŸlantılı olarak bugün 2 milyon araç seviyesinde olan global elektrikli araç filosunun 2040 yılı itibari ile 280 milyon araca çıkacağını ön görmekteyiz. Gelecekteki elektrik ihtiyacının boyutu ve güç kaynağının dekarbonize edilmesi zorluÄŸu, neden 2016 yılında ilk defa olarak elektriÄŸe olan global yatırım seviyesinin petrol ve doÄŸalgaza olan yatırımı geçtiÄŸini ve elektrik güvenliÄŸinin neden politika gündeminde hızla üst sıralara yükseldiÄŸini açıklıyor. Ekonominin tamamında dijital teknolojilerin artan ÅŸekilde kullanılması verimliliÄŸi arttırıyor ve elektrik sistemlerinin esnek iÅŸletimini kolaylaÅŸtırıyor, ancak bu aynı zamanda çözüm getirilmesi gereken yeni potansiyel zayıflıklar da ortaya çıkartıyor.
Çin deÄŸiÅŸtiÄŸinde her ÅŸey deÄŸiÅŸir
Çin kendi kalkınması anlamında yeni bir döneme giriyor. Devlet baÅŸkanının ‘enerji devrimi’ çağırısı, ‘hava kirliliÄŸi ile mücadele’ ve daha hizmet temelli ekonomik modele geçiÅŸ enerji sektörünü yeni bir yöne doÄŸru sürüklemekte ve artık enerji politikasının temel odak noktası elektrik, doÄŸalgaz ve daha temiz kaynaklar, yüksek verimlilik ve dijital teknolojiler oluyor. Talepteki artış 2000 ila 2012 yılları arasında senede %8 seviyesinden ciddi bir düÅŸüÅŸle, 2012’den bu yana olan %2 seviyesine geriledi ve Yeni Politikalar Senaryosunda 2040 yılına kadar senede ortalama %1 seviyesine kadar azalması öngörülüyor. Enerji verimliliÄŸi düzenlemesi bu düÅŸüÅŸün büyük kısmını açıklıyor. Yeni verimlilik tedbirleri olmaksızın, 2040 yılındaki nihai tüketim seviyesi %40 daha fazla olacak. Buna raÄŸmen, Çin’deki gayri safi enerji tüketimi 2040 itibari ile Avrupa BirliÄŸi’ndekinden yüksek olacak. Çin’in yaptığı seçimler global trendlerin belirlenmesinde büyük rol oynayacak ve temiz enerjiye geçiÅŸi hızlandırabilecek. Çin’in temiz enerjiye geçiÅŸinin boyutu, teknoloji ihracatı ve dışarı yatırım seviyesi düÅŸük karbonlu enerji geçiÅŸin arkasındaki momentumun kilit belirleyicisidir: Yeni Politikalar Senaryosunda dünyanın yeni rüzgar gücü ve güneÅŸ enerjisi sistemlerinin üçte biri Çin’de kurulacak ve Çin elektrikli araçlara yapılan global yatırımın %40’dan fazlasını temsil edecek.
Çin global gaz talebinde öngörülen artışın dörtte birini saÄŸlamaktadır ve 2040 yılı itibari ile öngörülen 280 milyar metre küplük ithalatı Avrupa’nın ardından Çin’i ikinci sıraya koyuyor ve Çin’i global gaz ticaretinin temel taşı haline getiriyor. 2030 itibarı ile Çin en büyük petrol tüketicisi olarak ABD’yi geçecek ve 2040 yılı itibari ile günde 13 milyon varile ulaÅŸacak. Ancak otomobil ve kamyonlara yönelik çok sıkı verimlilik tedbirleri 2040 itibari ile dört araçtan birisinin elektrikli olmasını öngören bir trend, Çin’in artık global petrol kullanımında teme itici güç olmaktan çıkacağını iÅŸaret etdiyor – 2025 sonrasında talep artışı Hindistan’da daha fazla olacak. Çin kömür pazarlarındaki güçlü varlığını devam ettirecek ancak rapordaki öngörülere göre, kömür kullanımı 2013 yılında tepe noktasına ulaÅŸtı ve 2040 yılına kadar neredeyse %15 oranında azalması öngörüldü.
ABD kaya gazı devrimi ihracata dönüyor
Maliyet etkin bir biçimde yeni kaynakları ortaya çıkartma anlamında kayda deÄŸer bir yetkinliÄŸin ortaya çıkması ABD petrol ve doÄŸalgaz toplam üretimini diÄŸer ülkelerin bugüne kadar ulaÅŸabildiÄŸinden %50 daha yüksek bir seviyeye taşıyacak, hali hazırda zaten doÄŸalgaz anlamında net ihracatçı konumunda olan ABD 2020’lerde net petrol ihracatçısı olacak. Rapordaki öngörülerde, ABD sıkı petrol üretiminde 2010 ila 2025 yılları arasında görülecek olan günde 8 milyon varillik artış petrol piyasaları tarihinde tek bir ülkenin ulaÅŸtığı kesintisiz en uzun petrol üretim artış dönemine damga vuracak. ABD kaya gazı üretiminde 2008 yılından sonraki 15 yıl boyunca görülen 630 bcm’lik bir artış daha önce doÄŸalgaz tarafından kırılmış olan rekor seviyeyi çok rahat ÅŸekilde aÅŸacak. Bu ölçekte bir geniÅŸleme Kuzey Amerika içerisinde çok farklı sonuçlar ortaya koyacak ve petrokimya ve diÄŸer enerji-yoÄŸun endüstrilerde büyük yatırımları arttıracak. Bu aynı zamanda uluslararası ticaret akışlarını yeniden düzenleyecek ve yükümlü tedarikçi ve iÅŸ modellerini de zorlayacak. 2020’lerin ortasında ABD dünyanın en büyük sıvılaÅŸtırılmış doÄŸalgaz (LNG) ihracatçısı ve bundan bir kaç yıl sonra net petrol ihracatçısı olacak kendi rafinerilerinin konfigürasyonuna uygun olan daha ağır ham petrol türlerinin ise temel ithalatçısı olarak kalacaktır ancak hafif ham petrol ve rafine ürünler anlamında daha fazla ihracat yapacak.
Petrol devri henüz bitmedi
2025 yılına kadar ABD global petrol üretimindeki artışın %80’ini temsil edecek ve fiyatlar üzerinde aÅŸağı baskıya yol açacak, ve bu sebeple dünya tüketicileri henüz petrol devrine veda etmeye hazır deÄŸiller. 2020’lerin ortalarına kadar, Yeni Politikalar Senaryosunda talep büyümesi saÄŸlam bir ÅŸekilde devam edecek ancak bundan sonra, daha yüksek verimlilik ve yakıt deÄŸiÅŸimi yolcu taşıtlarında petrol kullanımını azaltacağı için ciddi oranda yavaÅŸlayacak (her ne kadar global araç filosunun 2040 yılı itibari ile iki katına çıkıp 2 milyara ulaÅŸması beklense de). DiÄŸer sektörlerden gelen güçlü itici güç petrol talebinin 2040 yılına kadar günde 105 milyon varil seviyesine doÄŸru artmaya devam etmesini saÄŸlamak için yeterli olacak: petrokimyasal üretim amacıyla petrol kullanımı büyümenin arkasındaki en büyük sebeplerden olup bunu kamyonlara (yakıt verimlilik politikaları günümüzde global otomobil satışlarının %50’sini kapsarken, global kamyon satışlarının sadece %50’sini kapsamaktadır), havacılığa ve deniz taşımacılığına yönelik artan tüketim izlemekte.
2020’lerin sonuna doÄŸru ABD sıkı petrol üretiminin artışının sonlanması ve OPEC dışı üretimin bütünüyle geri kalması ile, piyasa pazar beklentisini dengeleme anlamında artan ÅŸekilde Orta DoÄŸu petrolüne bağımlı olacak. 2040 yılına kadar toplam 670 milyar varillik yeni kaynağın üretilmesine yönelik büyük çaplı bir yatırıma olan ihtiyaç sürmekte olup bunun amacı ağırlıklı olarak talepteki artışı karşılamaktan çok mevcut sahalardaki azalmaları telafi edecek..
İlave politika ve altyapı desteÄŸi global elektrikli araç filosunda çok daha hızlı bir büyümeyi tetikliyor ve 2040 yılı itibari ile global elektrikli araç filosu 900 milyon araca ulaÅŸacak. Önde gelen petrol üretim bölgelerinin azalan hidrokarbon ciroları fırtınasını az hasarla atlatabilecekleri anlamındaki olumlu bir varsayım ile birlikte, bu öngörü 2040 yılına kadar fiyatları varil başına 50 ila 70 dolar arasında tutmak için yeterli. Ancak bu global petrol kullanımında temel bir deÄŸiÅŸimi tetiklemek için yeterli deÄŸil.
Yolcu araçlarının elektriÄŸe hızlı ÅŸekilde dönüÅŸümü olması durumunda bile global talepte tepe noktasına ulaşılması diÄŸer sektörlerde daha güçlü politika aksiyonları gerektirecek. Aksi taktirde, petrol fiyatlarının daha düÅŸük olduÄŸu bir dünyada, tüketiciler benzinli araçtan elektrikli araca geçme ya da onu daha verimli ÅŸekilde kullanma anlamında çok az ekonomik motivasyona sahip olacak. DiÄŸer yandan, öngörülen talep artışının güçlü olacağı beklentisi yanında, en azından yakın dönemde, 2017 yılında, ard arda üçüncü yılda da yeni konvansiyonel projelerde düÅŸük yatırım olması gelecekteki pazar dengesi anlamında düÅŸündürücü bir gösterge olup 2020’lerde yeni üretimin yetersiz kalması anlamında ciddi bir risk arz ediyor.
Global doÄŸalgaz pazarları anlamında yeni bir düzen
Yeni Politikalar Senaryosunda doÄŸalgaz talebi artmaya devam etmekte ve global enerji talebinin dörtte birini teÅŸkil etmekte. Bu da doÄŸalgazı petrolden sonra global enerji portföyündeki ikinci en büyük yakıt kılıyor. Orta DoÄŸu gibi kaynak zengin bölgelerde, özellikle petrolün yerini alabildiÄŸi durumlarda doÄŸalgaz kullanımımın yaygınlaÅŸtırılması kolay olmakta. ABD’de üretimin fazla olması sebebi ile 2040 yılına kadar elektrik üretiminde doÄŸalgaz temelli üretim, kömür kullanımını sınırlayan ulusal politikaların yokluÄŸunda dahi, ciddi bir paya sahip olacak.
Ancak doÄŸalgaz talebinde ön görülen büyümenin %80’i, Çin, Hindistan ve Asya’daki diÄŸer ülkeler baÅŸta olmak üzere geliÅŸmekte olan ekonomilerde meydana gelecek. Bu ülkelerde doÄŸalgazın büyük kısmının ithal edilmesi gerekli (bu sebeple nakliyat maliyetleri yüksektir) ve altyapı yeterli deÄŸildir. Bu durum, bu bölgedeki politika öncelikleri için doÄŸalgazın çok uygun olduÄŸu, diÄŸer fosil yakıtlara kıyasla daha düÅŸük karbondioksit ve kirletici emisyonlar ile ısı, enerji ve mobilite saÄŸladığı ve hava kalitesi anlamındaki yaygın problemleri çözmeye yardımcı olduÄŸu gerçeÄŸini yansıtıyor.
2020’lerin ortası itibarı ile bazı ülkelerde daha ucuz bir yeni enerji üretim ÅŸekli olan yenilenebilir enerji doÄŸalgaz temelli elektrik üretim tesislerini lider konumdan dengeleyici konuma taşıyacak. Verimlilik politikaları da doÄŸalgaz kullanımımın sınırlanması anlamında rol oynuyor: doÄŸal gazdan üretilen elektrik 2040 yılına kadar yarıdan fazla artış sergileyecek olmakla birlikte, ilgili doÄŸalgaz kullanımı yüksek verimliliÄŸe sahip tesisler sebebi ile sadece üçte bir oranında artıyor. Yeni bir doÄŸalgaz düzeni ortaya çıkıyor ve ABD LNG üretimi daha esnek, daha akışkan ve global bir pazara doÄŸru geçiÅŸi hızlandırıyor. Günümüz üretim bolluÄŸu ve düÅŸük fiyatları döneminin ötesinde de doÄŸal gazın ekonomik ve güvenli kalmasını saÄŸlamak ona yönelik uzun dönemli beklentiler anlamında kritik önem taşıyor. 2040 yılına kadar, LNG öngörülen uzun mesafe doÄŸalgaz ticaretinin yaklaşık %90’ını teÅŸkil edecek: bir kaç istisna ile, özellikle Rusya ve Çin arasında açılan hat, önde gelen boru hatları LNG’nin opsiyonelliÄŸini ödüllendiren bir dünyada hayatta kalma savaşı verecek.
DiÄŸer yandan doÄŸalgaz üretimi çeÅŸitlilik de kazanıyor: tüm dünyada doÄŸalgaz sıvılaÅŸtırma tesislerinin sayısı 2040 yılına kadar iki katın çıkacak ve artış özellikle, baÅŸta ABD ve Avusturalya olmak üzere, Rusya, Katar, Mozambik ve Kanada’dan kaynaklanacak. Fiyat bilgisi, petrole endekslenmek yerine artan ÅŸekilde, farklı doÄŸalgaz kaynakları arasındaki rekabete baÄŸlı olmaktadır. Varış noktası esnekliÄŸi ile, ve doÄŸalgaz merkezi temelli fiyatlandırma ve spot bulunabilirlik ile, ABD LNG’si doÄŸalgaz pazarının tamamında öngörülen deÄŸiÅŸimlerin pek çoÄŸu için katalizör görevi görecek. Her ne kadar, deÄŸiÅŸimin sürati ya da yönünü ile ilgili belirsizliÄŸin yeni yatırımları geciktirmesi durumunda doÄŸalgaz pazarlarında bir sert düÅŸüÅŸ olması riski olsa da, yeni doÄŸalgaz düzeni doÄŸalgaz güvenliÄŸi anlamında kazanımlar getirebilecek. Daha uzun vadede daha büyük ve daha sıvı bir LNG pazarı enerji sisteminde bir baÅŸka yerdeki azalan esnekliÄŸi telafi edebilecek (örneÄŸin bazı ülkelerde kömür temelli üretim devre dışı kaldıkça daha düÅŸük yakıt-deÄŸiÅŸtirme kapasitesi gibi). Tahminlerimize göre 2040 yılında önde gelen ithal edici bölgelerin ithalat seviyelerini %10 kadar arttırması yaklaşık on gün kadar sürecek; bu süre bugün Avrupa, Japonya ve Kore’de gerekli olan süreden bir hafta daha az.
Hava kalitesi
Politikalar artan ÅŸekilde hava kalitesine odaklanıyor ve bütün önde gelen hava kirletici maddelerin global emisyonları projeksiyonlara dahil edildi ancak bunların saÄŸlık üzerindeki etkileri ÅŸiddetli olmaya devam ediyor. Pek çok endüstriyelleÅŸmiÅŸ toplumda yaşı ilerleyen popülasyonlar hava kirliliÄŸinin etkilerinden daha fazla zarar görüyorlar ve ÅŸehirleÅŸme de trafikten kaynaklanan kirleticilere maruz kalma oranını arttırabiliyor. Yeni Politikalar Senaryosunda, her ne kadar kirlilik kontrol teknolojileri daha yaygın ÅŸekilde uygulansa ve enerji hizmetleri daha verimli ÅŸekilde saÄŸlandığı için ya da (rüzgar ve güneÅŸ enerjisinde olduÄŸu gibi) yakıt yanma süreci olmaksızın saÄŸlandığı için diÄŸer emisyonların önüne geçilse de, tüm dünyada dış mekan hava kirliliÄŸinden kaynaklanan prematüre ölümler bugünkü 3 milyon seviyesinden 2040 yılında 4 milyon seviyesine yükselecek.
GHG emisyonları
Global enerji kaynaklı CO2 emisyonları, her ne kadar artış yakın zamanda düzlüÄŸe ulaÅŸmış olsa da, Yeni Politikalar Senaryosunda 2040 yılına kadar hafif bir artış sergileyecek. Bu sonuç, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi anlamındaki olumsuz etkileri engellemekten çok uzak ancak bazı olumlu iÅŸaretler mevcut. Yeni Politikalar Senaryosunda öngörülen 2040 emisyonları bir önceki perspektifte olandan 600 milyon ton daha az.(36.3 gigaton[Gt]’a kıyasla 35.7 Gt). Çin’de CO2 emisyonlarının, düÅŸüÅŸe geçmeden önce 2030 yılında 9.2 Gt seviyesinde (ÅŸu anki seviyelerin sadece çok az üzerindedir) düzlüÄŸe ulaÅŸması bekleniyor. her ne kadar elektrik talebi %60 artsa ve global GSYH %125 yükselse de, günümüz ila 2040 arasında, elektrik üretim sektöründen kaynaklanan global emisyon seviyesi %5 artış ile sınırlı kalacak. Ancak elektrik üretim sektöründe görülen deÄŸiÅŸim hızı eÅŸsizdir: ulaÅŸtırma sektöründe petrol kullanımından kaynaklanan CO2 emisyonları 2040 itibarı ile (düzlüÄŸe eriÅŸecek olan) kömür kaynaklı elektrik üretim tesislerinden gelen CO2 emisyonları ile ancak aynı seviyede, ve de aynı zamanda endüstriyel sektörden gelene emisyonlarda da %20 artış var.
Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu
Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosu, sürdürülebilir ekonomik kalkınma için çok önemli olan bir dizi enerji baÄŸlantılı hedefe ulaÅŸma anlamında bütünleÅŸik bir yol sunmaktadır: iklim stabilizasyonu, daha temiz hava ve modern enerjiye evrensel eriÅŸim, ve de aynı zamanda enerji güvenliÄŸi risklerinin azaltılması. Bu senaryonun baÅŸlangıç noktası bir dizi istenilen sonuçtur ve senaryo bunların ortaya konulabilmesi için nelerin gerekli olacağını dikkate alır. Bu sonuçların ortak noktası CO2 emisyonlarında erken bir tepe noktası elde edilmesi ve ardından Paris SözleÅŸmesi ile uyumlu ÅŸekilde hızlı bir düÅŸüÅŸ olmasıdır. Buradaki temel bir bulgu, bu süreci daha fazla zorlu hale getirmeksizin elektrik ve temiz piÅŸirmeye evrensel eriÅŸimin mümkün kılınabileceÄŸi ÅŸeklinde. Buna ilave olarak Daha Hızlı GeçiÅŸ senaryosu ile de politikaların CO2 emisyonlarında nasıl daha da hızlı ve sert bir düÅŸüÅŸü tetikleyebileceÄŸini ve iklim risklerini nasıl sınırlayabileceÄŸini inceledik.
Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosunda, düÅŸük karbon kaynakları 2040 yılına kadar enerji portföyündeki paylarını iki kat arttırarak %40 seviyesine çıkartmaktadırlar, verimliliÄŸi arttırmaya yönelik bütün alternatifler devreye alınmaktadır, kömür talebi hızlı bir düÅŸüÅŸe geçmektedir ve petrol tüketimi bunun ardından tepe noktasına ulaÅŸmaktadır. Elektrik tüketimi tamamen dekarbonize hale gelmekte ve 2040 itibari ile yenilenebilir kaynaklara (%60), nükleer kaynaklara (%15) ve de aynı zamanda karbon yakalama ve depolamadan – endüstriyel sektörden gelen emisyonların azaltılmasında eÅŸit seviyede önemli rol oynayan bir teknoloji - gelen katkıya (%6) dayalı olmaktadır. Elektrikli araçlar hızlı ÅŸekilde popüler olmakta ve yaygınlaÅŸmaktadır ancak ulaÅŸtırma sektörünün dekarbonizasyonu aynı zamanda, özellikle kara yolu taşımacılığı için olmak üzere bu alanda çok daha sıkı verimlilik tedbirlerinin alınmasını gerekli kılıyor.
DoÄŸalgaz ve temiz enerji geçiÅŸleri
Petrol ve kömür kullanımı azaldıkça ve yenilenebilir kaynaklar güçlü bir yükseliÅŸe geçtikçe, Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosunda doÄŸalgaz global enerji portföyünde tek başına en büyük yakıt haline geliyor. DoÄŸalgaz kullanımı ile baÄŸlantılı net iklim faydalarının garantilenebilmesi – güçlü bir sera gazı olan metanın atmosfer sızıntılarının minimize edilmesi anlamında ciddi adımlar atılmasına baÄŸlı. Sürdürülebilir Kalkınma Senaryosunda, doÄŸalgaz kullanımı 2030 yılına kadar yaklaşık %20 artıyor ve 2040 yılına kadar ağırlıklı olarak bu seviyede kalıyor. DoÄŸalgazın katkısı bu senaryoda bölgelere, sektörlere ve zamana göre deÄŸiÅŸiklik gösteriyor. Yenilenebilir alternatiflerin (özellikle bazı endüstriyel sektörlerde) pek fazla mevcut olmadığı ağırlıklı olarak kömüre dayalı enerji sistemlerinde (Çin ve Hindistan’da olduÄŸu gibi), ya da deÄŸiÅŸken yenilenebilirlerin yüksek oranda enerji sistemine entegre edilebilmesi için mevsimsel esnekliÄŸin gerekli olduÄŸu yerlerde doÄŸalgaz önemli rol oynamakta. DoÄŸalgaz ve petrol deÄŸer zinciri boyunca metan sızıntısı problemine çözüm getirmek amacıyla aksiyon alınması doÄŸalgazın çevre dostu olduÄŸu tezinin savunmasını desteklemede önemli olacak: bu emisyonlar sadece metanın antropojenik emisyonları olmakla kalmamakta, bunlar aynı zamanda yatıştırması en ucuz olan emisyonlardan. Petrol ve doÄŸalgaz operasyonları sebebiyle tüm dünyada atmosfere yayılan tahmini 76 milyon tonluk metanın azaltılmasına yönelik maliyetlerin ilk global analizini sunuyoruz, bu analizde, bu emisyonların %40-50’si hiç bir net maliyet olmaksızın azaltılabilmektedir çünkü yakalanan metanın deÄŸeri azaltma tedbiri maliyetlerini karşılamaktadır.
Yeni Politikalar Senaryosunda bu tedbirlerin uygulamaya alınması 2100 itibari ile ortalama global yüzey ısısının azaltılması anlamında, Çin’deki bütün kömürle çalışan elektrik üretim santrallerinin kapatılması ile aynı etkiye sahip olacak.
R E K L A M