27 Kasım 2017 | SÖYLEŞİ 138. Sayı (Kasım-Aralık 2017) | 4.719 kez okundu |
Danfoss TMA (Türkiye, OrtadoÄŸu, Afrika) Bölge BaÅŸkanı Levent TaÅŸkın ÅŸirket olarak enerji verimliliÄŸine yönelik çözümlerini dergimizle paylaÅŸtı. Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığının yüksek seviyede olduÄŸuna dikkat çeken bu nedenle de enerji verimliliÄŸinin önemine vurgu yapan TaÅŸkın, ÅŸehirlerde enerji verimliliÄŸi ve sürdürülebilir bir çevre için en iyi çözümün bölgesel ısıtma olduÄŸunu dile getirdi.
Firma olarak bölgesel ısıtma ve enerji verimliliÄŸine yönelik çözümlerinizden ve bahsedebilir misiniz?
Danfoss olarak, binalar ve binalardan oluÅŸan kasaba ve ÅŸehirler için enerji verimliliÄŸine yönelik çözümlerimiz bulunuyor. Genel olarak bir ÅŸehrin enerji sarfiyatının yüzde 40’ını binalar oluÅŸturuyor. Aynı zamanda doÄŸaya bırakılan karbondioksit salınımının da yüzde 49’u binalar aracılığıyla gerçekleÅŸiyor. Dolayısıyla binalar bir ÅŸehrin içerisindeki en büyük enerji potansiyeli, aynı zamanda da çevreye salınan atık gaz emisyonlarının indirilmesine yönelik en büyük potansiyel konumunda. Bunları kontrol edilebildiÄŸiniz sürece daha sürdürülebilir ve yaÅŸanabilir ÅŸehirler elde ediyorsunuz.
Mevcut binalarda bugünkü teknolojiler kullanıldığı zaman yaklaşık olarak minimum yüzde 30 seviyesinde enerji tasarrufunun yapılması mümkün durumda. EÄŸer bu durum bir takım karbonsuz enerji kaynakları, güneÅŸ enerjisi, jeotermal enerji ve atık ısılarla birleÅŸtirilerek yapılırsa yüzde 30 olan tasarruf oranının yüzde 40 ila 50 oranına kadar çıkma potansiyelinin olduÄŸunu görüyorsunuz. Bu sayede iki ÅŸey elde edebiliyorsunuz; birincisi tasarruf, ikincisi ise çevre kirliliÄŸinin azaltılması. Åžehirlerde bu ikisinin de yapılabildiÄŸi tek bir çözüm var, bölgesel ısıtma.
Bölgesel ısıtma hem yüzde 30 ila 50 arasında tasarruf saÄŸlıyor hem de karbon emisyonun yüzde 30 ile 40 oranında düÅŸürebiliyor. Bölgesel ısıtmayı yapabilmek için önemli elementlerden bir tanesi ÅŸehirlerdeki lokal ısı kaynaklarını kullanmak. Bu kaynaklar nelerdir diye bakacak olursak; bir ÅŸehirdeki çimento fabrikası, endüstriyel tesisler, süpermarketler, su arıtma tesisi, enerji santrali ya da jeotermal kaynağı gibi tesislerdir. Bu tesisler enerji üretiyorlar ve ürettikleri enerjiyi içeride kullanıp ısıyı tesisin dışına atıyorlar. Atılan ısı çevrime sokulduÄŸu taktirde kullanım ve ısınma için gerekli olan sıcak su elde edilebiliyor. Bu suyu binalara ısıtma amaçlı verdiÄŸinizde hiç yakıt kullanmadan var olan atık ısıyı kullanarak tasarruf elde edebiliyorsunuz. Var olan binalar daha öncesinde doÄŸalgaz ya da baÅŸka bir kaynak kullanıyorsa, bu kullanımı da sonlandırdığı için bu alanda da tasarruf saÄŸlayabiliyorsunuz. Dolayısı ile çift ÅŸekilde fayda saÄŸlayabiliyorsunuz.
Danimarka’da Kopenhag ÅŸehri sırf bu ÅŸekilde ısınabiliyor, sadece atık ısıyla. Biz Türkiye’de bir kömür santralinden çıkan atık ısıyla bir kasabanın ısıtılmasını saÄŸlıyoruz halihazırda. İstanbul’da ise Teknopark’ta 200 dairelik bir binanın ısıtılmasını saÄŸlıyoruz bu ÅŸekilde. Bu yapıların akıllı sistemlerle ve yönetimlerle kontrol edilmesi gerekiyor. Yani dijitalleÅŸen ortamdan bunları uzaktan kumanda ile istediÄŸiniz gibi yönetebiliyorsunuz. Bu ikisini birleÅŸtirdiÄŸiniz ve bu durumu bir devlet politikası haline getirdiÄŸiniz zaman; yeni yapılan tüm binalarda öncelikle yapılan yerde mevcut bir ısı kaynağı var mı, ben bunu nasıl kullanabilirim, bunu kullanarak mevcut binaya nasıl daha az doÄŸalgaz ya da baÅŸka bir yakıtı sokabilirim ve bunu nasıl kontrol edebilirim konusunu düÅŸünüyorsunuz, böylece ÅŸehirlerde hem enerji tasarrufu hem de sürdürülebilir konfor ile çevreye yönelik yeÅŸil bir yaÅŸam saÄŸlayabiliyorsunuz.
Türkiye’de buna benzer hayata geçirmiÅŸ olduÄŸunuz projeler bulunuyor mu?
Buna benzer bir çalışmayı Soma’da gerçekleÅŸtirdik. Soma’daki termik santraldeki atık ısıyı aldık ve belediye ile yaptığımız çalışmalar sonucunda binalarda kullandık. Atık ısıyı alıp çevrimden geçirerek ÅŸu an için 8 bin konutu kapsayan ısıtma ve sıcak su iÅŸlemine baÅŸladık. Bu konutların ilk etapta bin kadarı devreye alındı ve geçen kış bu konutların harcadığı yakıtın bir önceki yıla göre yüzde 60 oranında azaldığını gördük. Dolayısıyla bu yakıt kendini iki ya da üç yılda amorti edebilecek hale geliyor. İstanbul’daki Teknopark’ta benzer bir ÅŸekilde ısıtma sitemine çözüm getirdik orada da yüzde 40’lık bir tasarruf saÄŸlandı. Sadece bu tip ısı merkezlerinde deÄŸil, büyük soÄŸuk hava depolarının ya da alışveriÅŸ merkezlerinin olduÄŸu yerlerde soÄŸutmayı saÄŸlarken ısıyı çekiyor ve atıyorsunuz. Bu ısıyı da alarak yine benzer sistemlerle mevcut binaların ısıtmasında kullanabiliyorsunuz. Mesela Anadolu yakasında Meydan AlışveriÅŸ Merkezi’nin soÄŸutma ünitelerinin ısısını alarak halen binanın ısıtılmasını saÄŸlıyoruz. Dolayısıyla ÅŸehirleÅŸmenin öncelikli konulardan birincisi, sistemin içerisinde nerede tasarruf saÄŸlayabilirim, baÅŸka hangi kaynakları kullanarak daha az yakıt kullanılmasını saÄŸlayabilirim sorularına yanıt aramak. DiÄŸeri ise bu yapılar nasıl birlikte çalışır, kontrol edilebilir, ölçülebilir ve takip edilebilir hale getirilebilir sorularını yanıtlamaktır. Bir diÄŸeri ise bu konuları birleÅŸtirebilmektir. Söz konusu noktaları birleÅŸtirdiÄŸinizde bu sistemleri kurmak mümkün. Ek olarak teÅŸvik sisteminin olması gerekiyor. Bunun için de kredi sistemlerinin açılması, düÅŸük faizli kredilerin verilmesi gibi teÅŸviklerle sürecin hızlandırılması önemli.
Danfoss olarak binaların atık ısıdan yararlanabilecek ÅŸeklide planlanmasında, atık ısıların kapasitesi, bu kapasite ile kaç binanın ya da ÅŸehrin yararlanabileceÄŸi, bunların hesaplanması, dizaynı, bu sitemlerin kurulması, danışmanlığının yapılması gibi konulara yönelik kanunların ve yönetmeliklerin Avrupa’da nasıl hayata geçirildiÄŸine iliÅŸkin bilgimizi ve tecrübemizi hem bakanlıklarla hem ilgili kurumlarla hem de sektördeki mühendislik firmalarıyla paylaÅŸmaya her zaman hazırız. Türkiye bir inÅŸaat ülkesi… Gelecek için yapılan yapılarda ÅŸu anda boÅŸa sarf edilen enerjilerin bugünden düÅŸünülüp ülkeye kazandırılması önemli. Çünkü enerjinin yüzde 70’ini ithal ediyoruz. Bu yüzde 70’in yüzde 40’ı binalarda kullanılıyor ve bu yüzde 40’ın yüzde 30’unu da tasarruf edebilme olanağımız bulunuyor. Elde ettiÄŸimiz her tasarrufu çocuklarımız için, saÄŸlık politikamız için, yaÅŸlılarımız için kullanma ÅŸansımız var neden bu parayı atalım? Bu birinci önemli mesajdır. Türkiye’de yönetmeliklere uygun olmayan 60 milyona yakın eski bina var. Çok sayıda da endüstriyel tesis bulunuyor. İkinci mesaj, bu tesislerin bazı yenileme çalışmaları sonrası verimliliklerinin yüzde 30 oranında artırılması mümkün oluÅŸudur, dolayısıyla bu iki konunun iyi ele alınması gerekiyor. Yeni yapılacak binalarda bu standartların analiz edilip kurulması, geçmiÅŸe yönelik olan yapılar içinse teÅŸvikle düzeltmelerinin yapılması gerekiyor. Ülkede büyük bir potansiyel var. Enerji kaynaklarını üretip satabilen bir ülke konumunda deÄŸilken neden bu kadar bol harcayalım?
Ülke olarak bu konuları daha fazla dikkate alıyor olmamız, bunun için de bazı bakanlıkların birlikte çalışması gerekiyor. Türkiye’de biraz da bu yönde sıkıntılar bulunuyor. Enerji Bakanlığı enerji verimliliÄŸi konusuyla ilgileniyor ama Çevre ve Åžehircilik Bakanlığı’nın da bu çalışmalara dahil olması teÅŸvik sitemi konusunda da Maliye Bakanlığı’nın da bu sistemde yer alması gerekiyor.
TeÅŸvik sistemi konusunda sizin görüÅŸleriniz nelerdir? Nasıl bir sistemin olmasını öngörürsünüz?
TeÅŸvik sistemi konusunda Avrupa’da uygulanmış ve baÅŸarılı olmuÅŸ modeller bulunuyor. TeÅŸviki birkaç alanda gerçekleÅŸtirebilmeniz mümkün. Birincisi yenilenebilir enerji kaynakları kullanımı. Türkiye’de de devreye yeni girmiÅŸ, elektrik enerjisini üretip ihtiyaç fazlası olan elektriÄŸi dağıtım ÅŸirketleri aracılığıyla satışının gerçekleÅŸtirilebilmesini saÄŸlamış bir yapı mevcut. Konutlarda üretilen elektriÄŸin daha iyi fiyata satın alınıp ihtiyaç olan elektriÄŸin ise üreticiye daha düÅŸük fiyatlarla satılıp, yapılan yatırımın 3 yıl içerisinde geri dönüÅŸümünün saÄŸlanabileceÄŸi sitemlerinin daha fazla olması gerekiyor.
Bugün yatırım geri dönüÅŸ süreleri beÅŸ ila yedi yıl kadar sürüyor, bu süreç üç yıla kadar düÅŸecek olursa tüketici bunu daha hızlı kabul edebilir. Avrupa bu sistemi gerçekleÅŸtirdi. Var olan enerji verimliliÄŸine yönelik yönetmeliklerde bırakın teÅŸviki; ceza ya da kontrol dahi bulunmuyor. Dolayısıyla kontrolün olmadığı hiçbir yerde uygulamanın olması zaten mümkün deÄŸil. Yönetmelikle birlikte alt yapının iyi hazırlanıp kontrol sisteminin oluÅŸturulması gerekiyor. Yönetmelik hayata geçmeden önce buna ait ilgili birimlerin de hazırlanması gerekli. Ben üreticiysem ve enerji sınıfı yüksek ürünler üretmem gerekiyorsa bana birkaç yıl verilmesi ve bu süre zarfında üretim gerçekleÅŸtirmem, gerçekleÅŸtiremiyorsam ürünlerimin satılamayacağını beyan etmem ve bütün sektörün bu ürünleri üretmeye teÅŸvik edilmesi gerekiyor. Aynı zamanda bu ürünleri denetleyecek kiÅŸilerin yetiÅŸtirilmesinin ve bütün bu yapılarla birlikte düÄŸmeye basıldığında sistemin çalışmasının saÄŸlaması gerekiyor. Bu alanlarda aksama olmaksızın sürecin yürütülmesi önemli. Aksama olduÄŸunda ya kiÅŸi sayısı yetersiz kalıyor ya da denetimler yapılamıyor veya üretici baskı ile yönetmeliÄŸin tarihi erteleniyor. Bu konularda daha düzenli organizasyon olursa ÅŸu an ithal ettiÄŸimiz enerjiden minimum yüzde 30 ila 40 oranında tasarruf etme potansiyelimiz olabilir. Bu da milyarlarca dolar anlamına geliyor. Bunu nasıl bilinçli bir ÅŸekilde yapabiliriz, nasıl enerji politikası haline getirebiliriz konusu üzerinde durmalıyız.
Danfoss’u enerji tasarrufu konusunda rakiplerinden ayıran özellikleri nelerdir?
Fark yaratmadığınız ya da artı bir deÄŸer katmadığınız sürece tercih edilmezsiniz ve müÅŸterinin aklında kalmazsınız. Bizim sektörde fark yarattığımız iki konu var; birincisi ürün, ikincisi hizmet.Üründeki farkımız ÅŸu; müÅŸteri isteklerine yönelik çok hızlı yanıt vererek, ürünleri deÄŸiÅŸtirerek, yeni ürün üretebilecek bir R&D merkezimiz var ve biz Ar-Ge’ye yıllık ciromuzun yüzde 4.2’sini yatıran dünyada ve Avrupa’daki tek ÅŸirketiz. Genellikle bu oran 2 ile 3 arasındadır. Yani ÅŸirket sahipleri ve ortakları parayı tutmak yerine çok daha fazlasını teknolojilerde kullanıyor. Bugün dijitalleÅŸmede kullanılan tüm R&D ekipmanları, üretimde 3D yazıcılar dahil en son teknolojileri kullanan bir ekibimiz var. Dünya’da 5 tane Ar-Ge merkezi açan tek firmayız. Dolayısıyla da beÅŸ farklı kıtada müÅŸterilerin isteklerini alıp bu ürünlerin farklı özelliklerini yaratan ve test eden ve bunu pazara sunan bir yapıya sahibiz. Bir diÄŸeri ise birbiriyle iletiÅŸim kuran ve konuÅŸan ürünler üretiyoruz. Bir binada birden fazla ürünümüz varsa bunların birbiri ile iletiÅŸimi sayesinde tek bir yerden kontrolü, ölçülmesi, raporlanması mümkün. Bu da bugün cep telefonuyla ya da herhangi bir gözlem odasında bütün akışı tek bir düÄŸme ile kontrol edebilme ve online servis imkanı veriyor müÅŸteriye. Bu da sunduÄŸumuz artı bir fayda.
EÄŸitime çok önem veriyoruz. Kendi bayilerimiz ve sektördeki mühendislerin kullanabileceÄŸi 5 bine yakın online eÄŸitim programı geliÅŸtiren tek firmayız. Bu programlar ile ürünleri, sistemleri, kullanımı, arızayı, montajı ve dizaynı eÄŸitim olarak sunan tek ÅŸirketiz diyebilirim.
Online eğitim konusunda biraz daha detaylı bilgi verebilir misiniz?
Danfoss’un sektörü eÄŸitmek amacıyla farklı konularda binlerce eÄŸitimi var ve bunu sunabilen tek firmayız. Åžirketin bir online eÄŸitim portalı bulunuyor. Pazarlama, finans, teknoloji, ürün ve montaj konularında, ısıtma ve soÄŸutma gruplarından portala baÅŸvurulduÄŸu zaman giriÅŸ izni veriliyor, istenilen eÄŸitim modülü ve istenilen zamanda seçiliyor, eÄŸitime alınıyor, sonrasında bazılarında var olan sınav mekanizmasına giriliyor. Bu da hem bayilerimiz hem de çalışanlarımız için her gün kendini geliÅŸtirme fırsatı saÄŸlıyor.
Bu konulara ek olarak insanlarla birebir temasa çok önem veriyoruz. Projeciler, mimarlar, devlet kademelerinde bakanlıklar gibi; buradaki inÅŸalara bilgi vermek, tecrübelerimizi paylaÅŸmak, yapılan uygulamaları göstermek gibi faaliyetlere önem veriyoruz ve bu da bizi farklı kılıyor. Yani sadece ürün satmak ya da müÅŸteriye proje bazında ziyaret deÄŸil, yılın içerisindeki bazı aktivitelerle müÅŸterinin bilgisini arttırmak, yeni teknolojiler ve tecrübelerimiz hakkında onu aydınlatmak gibi bir misyonumuz var. Bizim, müÅŸteri çaÄŸrısına 24 saat içerisinde cevap verme hedefiyle çalışan bir call center (çaÄŸrı merkezi) sistemimiz var. Aynı zamanda da aynı gün içerisinde servis hizmeti verecek ÅŸekilde bir organizasyonumuz var, dünyanın neresinde olursa olsun. Dolayısıyla bizim ürünlerimiz daha çok üretimde ve binada kullanıldığı için tüketicinin bir günden daha fazla sorun yaÅŸayıp ısıtma konforundan da eksik kalmasını istemiyoruz, bunu da sektörde en iyi ve en hızlı ÅŸekilde gerçekleÅŸtiren firmayız.
Son olarak eklemek istediÄŸiniz bir konu bulunuyor mu?
Türkiye hızlı büyüyor, dolayısıyla biz bölgemiz içerisinde Türkiye’ye oldukça önem veriyoruz. Danfoss Türkiye’de DAF ve Sondex satın alımlarını gerçekleÅŸtirdi ki bunlar önemli yatırımlar olarak nitelendiriliyor. Aynı zamanda ekip çok hızlı büyüyor. MüÅŸteri memnuniyetimiz gittikçe artıyor. Bizim ÅŸu anda yapmak istediÄŸimiz, Türkiye’deki bütün baÅŸarıyı çevre ülkelere nasıl taşıyabiliriz sorusunu yanıtlamak ve bunu faaliyete dökmektir.
Büyük potansiyeli olan İran ve Azerbaycan’a bu bilgilerimizle birlikte nasıl bir gelecek kurgulayabiliriz, onun üzerinde çalışıyoruz. Åžu anda aldığımız iki ÅŸirkette bu üretimi yapıyoruz, geleceÄŸe yönelik planlarımız bulunuyor. Bizim için önemli olan müÅŸterilerin memnuniyeti, mümkün olduÄŸu kadar sektörde en iyi hizmeti veren ve bunu da mümkün olduÄŸu kadar online yapabilen bir yapı olarak örnek olabilmek. Åžu anda Türkiye’de bu online hizmet vereceÄŸimiz alt yapıyı oluÅŸturduk; sipariÅŸ yönetiminden sevkiyata, ÅŸikayet yönetiminden teknik desteÄŸe ve satış sonrası hizmetlere kadar her iletiÅŸimi hızlı ve kolay bir ÅŸekilde müÅŸterilerimize sunabilir durumdayız ki bu da bizi farklı kılıyor. Her yerde olduÄŸu gibi Türkiye’de de rekabetimiz var ve rekabetten korkmuyoruz çünkü sunduÄŸunuz hizmetlerimizin bizi farklı kıldığına inanıyoruz.
EÄŸitimler, satış sonrası hizmetler ve seminerler dahil olmak üzere tüm hizmetlerimizden sektörün mümkün olduÄŸu kadar yararlanmasını hedefliyoruz. Katılım ne kadar artıyorsa biz insanlara ne kadar ulaÅŸabiliyorsak o kadar faydalı oluyoruz, Danfoss olarak bu stratejimiz devam edecek.
R E K L A M