200x200 piksel Reklam Alanı

Türkiye'de Yeşil Hidrojen Talebi 2050'de 6 Milyon Tona Çıkabilir

Türkiye'de Yeşil Hidrojen Talebi 2050'de 6 Milyon Tona Çıkabilir

27 Mart 2025 | HABERLER
657 kez okundu

Uluslararası danışmanlık, denetim, güvence, strateji, kurumsal finansman ve vergi hizmetleri şirketi EY, Türkiye Yeşil Hidrojen çalışmasını yayımladı. Çalışma; Avrupa Birliği’ne ihracat yapan ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin, AB’nin karbon ayak izini azaltmaya yönelik hayata geçirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na (SKDM) olan uyumunu ve kapsama girecek sektörleri nasıl etkileyeceğini inceliyor. Karbon yoğun ürünlerin ithalatında ek maliyetler uygulayarak yeşil dönüşümü teşvik etmeyi hedefleyen SKDM, 2027 yılında uygulanmaya başlayacak. SKDM'nin ilk etapta çimento, demir-çelik, alüminyum ve gübre sektörlerini kapsaması planlanıyor. İlerleyen dönemde ise kimya, seramik, cam ve mobilite gibi sektörlerin de kapsam dahilinde olması bekleniyor.

EY Türkiye ekipleri; Yeşil Hidrojen Analizi kapsamında Türkiye’deki demir-çelik, çimento, seramik, alüminyum, cam, enerji, mobilite, kimya ve gübre sektöründeki 20 öncü sektör oyuncusunun üst düzey yöneticileri ile yeşil hidrojen kullanımı, SKDM etkileri, AB'ye ihracat hacimleri ve karbonsuzlaştırma faaliyetleri gibi kritik konuları görüştü.

Kimya sektörü en yüksek ihracat rakamına sahip
Uluslararası Ticaret Merkezi verilerine göre; Türkiye'nin 2019-2023 yılları arasında, SKDM etkisi altındaki önemli sektörlerde ihracat büyümesinin %7,4 olduğu görülüyor. Sektörler bazında incelendiğinde ise; demir ve çelik ihracatının 2019'da %41,45 olan payının 2023'te %35,3'e düştüğü ve bu durumun jeopolitik zorluklar ile artan enerji maliyetlerinden kaynaklandığı görülüyor. Alüminyum ihracatı 2019'daki %7,73’lük oran 2023'te %9,93'e çıkarken, çimento ihracatının 2019'da %10,43 olan payı 2023'te %9,61'e hafif bir düşüş gösteriyor. Kimya ihracatının ise 2023'te 20,63 milyar dolarlık değerle en büyük ihracat sektörü haline gelmesi ve 18,91 milyar dolara sahip demir-çelik sektörünü 1,72 milyar dolar fark ile geride bırakması dikkat çekiyor.

SKDM’nin getirdiği mali baskılar, karbon emisyonunu azaltmak için yeşil hidrojeni sürdürülebilir bir çözüm haline getiriyor. EY analizine göre; Türkiye'nin 2020 yılında yaklaşık 0,8 milyon ton hidrojen kullandığı ve %99’unun gri olduğu tahmin ediliyor. Çalışmada, 2050 yılında Türkiye’de yeşil hidrojen talebinin 5,5-6 milyon tona çıkabileceği değerlendiriliyor.

2040 yılından itibaren yeşil, mavi ve gri hidrojen talebinin piyasada birbirine çok yakın olacağını ve bu tarihten itibaren bu durumun yeşil hidrojen lehine değişmesi bekleniyor.

Öte yandan Türkiye Ulusal Enerji Planı’na göre, Türkiye’de 2030 yılında 2 GW, 2035’te 5 GW, 2053’te 70 GW elektrolizör kapasitesine ulaşılması planlanıyor. Tüm bu politikalar doğrultusunda, hedeflenen yıllık üretim kapasitelerinin 2030 yılında 175-180 bin ton, 2035 yılında 400-450 bin ton, 2053 yılında ise 6-6.5 milyon ton hidrojen olması tahmin ediliyor.

Sektör paydaşları ile yapılan görüşmeler doğrultusunda; sektörlerin yeşil hidrojen kullanma eğiliminde çimento, demir-çelik, seramik ve kimya olarak 4 sektör öne çıkıyor:

• Çimento: Çimento sektöründe, karbon emisyonlarını azaltmak için ciddi adımlar atılıyor. Sektör; alternatif yakıtlar, yenilenebilir enerji kaynakları ve yeşil hidrojen kullanımı gibi teknolojilere yatırım yaparken, Türkiye'de karbon yakalama teknolojileri için gerekli altyapı ve desteğin yetersizliği önemli bir zorluk olarak görülüyor. Özellikle AB’nin SKDM düzenlemeleri, bu sektördeki şirketlere dönüşümün kapısını açıyor.

• Demir - Çelik: Demir ve çelik sektörü, yüksek emisyon yoğunluğu ve kullandıkları teknolojileri nedeniyle büyük bir karbon ayak izine sahip. Sektörde bazı şirketler karbon azaltım yol haritası hazırlarken, bazılarının ise bu alanda henüz herhangi bir çalışma yapmadığı görülüyor. Sürdürülebilir enerji kaynaklarına yönelik araştırmalar ise devam ediyor.

• Seramik: Seramik sektöründe yeşil hidrojen ve SKDM konusunda genel bir farkındalık olduğu ve şirketlerin maliyet artışları ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda çeşitli stratejiler geliştirdikleri görülüyor. Elektrik ve doğalgaz maliyetleri, firmaları yenilenebilir enerji projelerine yönlendiriyor. Bununla birlikte yeşil hidrojenin büyük ölçekli bir uygulaması henüz bulunmuyor ancak küçük çaplı pilot projeler ve araştırmalar yürütülüyor.

• Kimya: Kimya sektöründe ise yeşil hidrojen üzerine yapılan çalışmaların genellikle kademeli olarak ilerlediği görülüyor. Şirketler, yeşil hidrojeni özellikle biyoyakıtlarla birlikte stratejik bir yatırım alanı olarak değerlendiriyor. Ancak mevcut projelerin maliyetleri ve teknolojik güvenliği, yeşil hidrojene geçişi sınırlayan faktörler arasında yer alıyor. Şirketler, yeşil hidrojenin değer zincirindeki konumunu değerlendirirken ulaşım ve güvenlik konularına da önem verdiklerini belirtiyor.

EY Parthenon Şirket Ortağı Cem Çamlı, raporla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye Yeşil Hidrojen Analizimiz doğrultusunda, Türkiye’deki birçok sektörün SKDM düzenlemelerinden etkileneceğini görüyoruz. Türkiye'nin çimento sektörünün karbon azaltımına odaklandığını ancak AB'nin SKDM düzenlemelerinden kaynaklanan altyapı eksiklikleri ve baskılarıyla karşı karşıya olduğunu söyleyebiliriz. Aynı zamanda, SKDM kapsamında olan demir ve çelik sektörü de yüksek emisyonlara sahip. Bazı firmalar karbonsuzlaşma planları yaparken bazılarının da henüz harekete geçmediği dikkat çekiyor. Seramik sektörü ise artan maliyetler nedeniyle sürdürülebilirliğe odaklanarak yenilenebilir enerjiye geçiş yapıyor, ancak yeşil hidrojen kapsamında henüz pilot aşamasında.

Tüm bu sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda; yenilenebilir enerji maliyetlerindeki düşüş, elektrolizör maliyetlerinin azalması ve verimliliğindeki gelişmeler, yeşil hidrojen üretiminde önemli ilerlemeler sağlayacaktır. Bu teknolojik gelişmeler sayesinde, günümüzde yüksek olan yeşil hidrojen fiyatlarının gelecekte, özellikle yenilikçi teknolojilerin ve üretim süreçlerinin olgunlaşmasıyla birlikte, kilogram başına 2 ABD doları seviyelerine kadar gerilemesi bekleniyor. Bu potansiyel fiyat düşüşü, yeşil hidrojenin daha geniş ölçekte benimsenmesine ve enerji sektöründe daha rekabetçi bir yenilenebilir enerji kaynağı haline gelmesine olanak sağlayabilir. Türkiye’de yakın gelecekte, yeşil hidrojen ile ilgili mevzuat, düzenleme ve teşviklerin de şekillenmesini bekliyoruz.”


 

İlginizi çekebilir...

GÜYAD Başkanı Cem Özkök: "Yenilenebilir Enerji Kurulu Güç Artışı Hızlanacak"

Ulusal emisyon hedefleri doğrultusunda yenilenebilir enerji kurulu güç artışını hızlandırmayı hedefleyen yasal düzenlemeyle ilgili olarak bir açıklama...
24 Haziran 2025

Tunçmatik Şarj İstasyonu Ağı Genişliyor

Elektrikli araç pazarının Türkiye'de ivme kazandığı bir dönemde, Tunçmatik, köklü deneyimini ve enerji alanındaki uzmanlığını bu yeni sektöre taşı...
23 Haziran 2025

Sıcaklar, Elektrikli Araçları Zorluyor, Bu 6 Önlemle Menzilinizi Koruyun

Elektrikli araçlar, sıfıra yakın emisyon değerleri ve düşük enerji maliyetleriyle bireysel ve kurumsal kullanıcıların gözdesi haline geldi. Ancak elek...
20 Haziran 2025

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & Doğalgaz Dergisi
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • YeşilBina Dergisi
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.