
"2015 İKA Enerji İçin Büyüme Yılı Olacak"![]()
2002 yılında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, proje yönetimi üzerine master eğitimini Nottingham Trent Üniversitesi'nde tamamlayan Koray Altınkılıç, birçok enerji şirketinde çeşitli departmanlarda görev aldı. 2012 yılının sonunda kurduğu İKA Enerji ve Mühendislik firması ile enerji projelerine danışmanlık hizmeti veren Altınkılıç, dergimizin sorularını yanıtladı.
Öncelikle firmanızın yaptığı çalışmalardan kısaca bahsedebilir misiniz?
2006 yılından beri Türkiye’de rüzgar enerjisi sektöründe aktif çalışan firmalarda hizmet vermekteyim. Bu doğrultuda bir rüzgar enerjisi santralinin (RES) kurulum aşamasında projenin yatırımcısıyla rüzgar analizini yapan firmalar, rüzgar türbin üreticileri, işin alt yapısına hizmet verecek alt yükleniciler arasındaki “Köprünün” eksikliğini yaşadığım projelerde çok hissettim. 2012 yılına kadar 600 MW kadar “RES” projesini hayata geçiren ekiplerde görev alarak hem yatırımcı tarafında hem de anahtar teslim hizmet sağlayıcısı rüzgar türbin firmasının tarafında karşılaşılan güçlükleri birebir deneyimleme fırsatım oldu. Bu şekilde sektörel bir “İhtiyaç” olarak gördüğüm hizmetlerimizi şirketimizde sunmaya karar verdik. İKA Enerji, proje henüz fikir aşamasındayken doğru yatırım sahasının bulunması, rüzgar ölçümlerinin istenen standartlarda yapılması, türbin tedarik ve alt yapı işlerinin ihalelerinin hazırlanması, yönetilmesi, ihale sürecinin ardından ilgili sözleşmelerinin hazırlanması, proje sahasının sonraki inşaat ve lojistik süreçleri düşünülerek irdelenmesi, iş programının proje sahasının gerçekleri doğrultusunda hazırlanması ve güçlü bir proje ekibi kurularak işin yönetilmesi alanlarında “RES” yatırımcılarına hizmet vermektedir. Esnek organizasyonumuz sayesinde bize ihtiyaç duyulan her konuda yatırımcılarımızı desteklemeye özen gösteriyoruz. Diğer taraftan işverenimizi sektörel yapıyı da düşündüğümüzde çok iyi anladığımız için kendilerinin ihtiyacı olan hizmeti paketler halinde kendilerine sunabiliyoruz. Bu doğrultuda özellikle kendi alanlarında uzman 6 kişilik mühendislik ekibimizle hizmet ediyoruz. Bizim buradaki en büyük katma değerimizin “Yerli” bir firma oluşumuz ve “RES” yapımı konusundaki deneyimimiz olarak söyleyebilirim
Türkiye’de gerçekleştirmiş olduğununuz ve devam eden projelerden bahsedebilir misiniz?
Daha önceki profesyonel deneyimlerimizle beraber ekip olarak Türkiye’de toplamda 1000 MW’nin üzerinde rüzgar analizinin gerçekleştirilmesi, saha fizibilitesinin gerçekleştirilmesinin yanı sıra 600 MW üzerinde projenin hayata geçirilmesinde görev almış bulunuyoruz. İKA Enerji çatısı altında ulusal ve uluslararası projelere hizmet verdiğimizi söylemek isterim. Bu kapsamda Fas Krallığı’nda yer alan Foum El Oued Projesi (50,6 MW), Çandarlı’daki Pitane RES Santrali (5 MW) kontrat yönetimi, proje yönetimi ve şantiye yönetimi üzerinde hizmet verdiğimizi projeler arasında yer almaktadır. Diğer taraftan bugüne kadar 80 MW’nin üzerinde proje için anlaşma ya da satın alma aşamasında olan yatırımcılara rüzgar analizi, türbin sözleşme maddelerinin değerlendirilmesi ve sonrasında alt yapı teknik şartnamesinin hazırlanması konusunda hizmet verdik.
Burada önemli bir parantezi de lisanssız elektrik üretim pazarında gerçekleştirdiklerimize ayırmak istiyorum. Şirketimiz 2012 yılından beri lisanssız pazarda RES kurmak isteyen birçok yatırımcıya danışmanlık hizmeti sağlamıştır. Bunlardan bir tanesi de Boğaziçi Üniversite’sidir. Türkiye’de kendi elektrik tüketimini yine kendi rüzgar elektrik santralinde ürettiği elektrikten karşılayan ilk üniversitesi kampüsü olan Boğaziçi Üniversitesi Sarıtepe Kampüsü’nün RES projesinin teknik şartnamelerinin hazırlanması, ihale dokümantasyonun kontrolü, yerel idarelerle okul adına iletişimin sağlanması, tip projeler üzerinden proje bütçesinin hazırlanması ve ihale süreçlerinin ardından, türbin tedarik firmasının seçilmesi ve proje yönetiminde görev aldık. Projemizde kullandığımız Enercon E-44 modeli türbinimizi 26 Aralık 2014 itibariyle devreye almış bulunuyoruz. Bu proje lisanssız pazarın bildiğim kadarıyla RES olarak bu çaptaki ilk devreye alınan projesi olmasının yanı sıra bir zamanlar üniversite eğitimi aldığım kuruma profesyonel hayatta hizmet etme fırsatı sağlaması açısından da benim için çok özel bir proje olmuştur. Ayrıca proje kapsamında temel ve türbin üzerine yerleştirilen sensörler yardımıyla türbin üzerinde detaylı analiz çalışmaları yapılabilecektir. Özetle büyük türbin pazarındaki misyonumuzu ulusal ve uluslararası projeler de dahil olmak üzere küçük türbin pazarında da devam ettiriyoruz.
Türkiye’de yatırımcıların yenilenebilir enerji konusunda nasıl bir bakış açıları bulunuyor?
Bu soruyla konferanslarda ve meslek örgütlerinin rüzgar enerjisi ile ilgili düzenledikleri oturumlarda da çok karşılaşıyorum. Aslında sıfır noktasında sektörün bugünkü durumunu elimizdeki sayısal veri üzerinden incelersek hala hazırda daha yapılması gereken çok iş olduğunu göreceğiz. 2014 yılı sonu itibariyle 4000 MW’lerde olduğunu ön gördüğümüz kurulu RES gücümüz ve devlet büyüklerimizin önümüze koyduğu 20.000 MW hedefimiz bulunuyor. Aslına geriye dönüp baktığımızda son 20 yıllık süreçte sektörün özellikle 2005 yılındaki teşviklerden sonra ivme kazandığını görüyoruz. Bu tarihten sonra oransal olarak bile yüksek sayılabilecek nitelikte kapasitenin ulusal şebekeye bağlandığını beraberce yaşadık. Rüzgar Enerjisi sektörü görece henüz yeni bir sektör olduğundan dolayı işin resmi tarafında yeni yönetmelik gereksinimleri ya da var olan yönetmeliklerde çeşitli düzenleme ihtiyaçları sektörün tüm paydaşlarına ciddi zaman ve ne yazık ki para kaybına yol açtı. Ancak yatırımcıların bu süreçte kararlı tutumları ve temiz enerjiye olan sevdaları sektörün her sene büyümesini sağladı. Şüphesiz işin resmi süreçler tarafında yatırımcıların önünü her geçen gün daha açan nitelikte yenilikler gelmeye devam edecektir.
Yenilenebilir enerji konusunda mevzuatta eksik gördüğünüz noktalar bulunuyor mu?
Geçtiğimiz “Mayıs Sendromu”nda da tecrübe ettiğimiz üzere işin resmi işleyen tarafında yatırımcıların önünün açılması ihtiyacı halen ciddi bir şekilde devam etmektedir. Ancak devletin gerçek yatırımcıyı ayırt etme noktasında ellerinde lisans bulunduran tüzel kişilerin tam hedefini ortaya çıkarmak gibi bir görevi var. Resmi süreçlerde sıkışan yatırımcı zamanında belgeleri içeri sunamayınca bir sıkıntı yaşandı. Bizim de takip ettiğimiz ve teklif verdiğimiz birçok proje bundan dolayı başlayamadı. Ancak mevzuatın esnetilmesiyle beraber yatırımcının önü açılmış ve gerçek yatırımcılar özellikle 2014’ün ikinci yarısından sonra ellerindeki projelere devam ettiklerini izledik.
EPDK’teki girişimlerimiz doğrultusunda aslında Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliği’ne bir ek yapılması ihtiyacını ortaya koyduk. Üniversitelerimiz 10 MW’a kadar lisans gerektirmeden kendi arazilerinde yine kendi ihtiyaçlarını karşılamak için RES kurabiliyorlar. Ancak özellikle devlet üniversitelerimizin bir kampüste ürettikleri elektrik enerjisinin aynı ildeki diğer bir kampüste kullanımını sağlamak ticari mevzuat üzerinden mümkün değildi. Aslında biraz da bundan dolayı biz de Boğaziçi Üniversitesi’nin projesini “Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği” üzerinden gerçekleştirdik. Bu sayede farklı kampüslerdeki elektrik tüketimlerinin mahsuplaşmasının önünü açmış olduk.
Firmanız açısında 2014 yılının değerlendirmesini yapabilir misiniz? 2015 yılı için beklentileriniz nelerdir?
2014 yılının ilk dönemi özellikle 2013 yılının son döneminde ülke genelinde var olan sıkıntılı ekonomik havadan kaynaklı orta yoğunlukta geçtiğini söyleyebiliriz. Bu dönemde daha çok ofis işlerine ağırlık verdik ve saha fizibiliteleri gerçekleştirdik. 2014’ün özellikle ikinci yarısıyla başlayan dönemden itibaren ciddi bir yoğunluğumuz bulunuyor. 2015 yılında hizmet edeceğimiz projeler 2014’ün sonu itibariyle belli oldu diyebilirim. 2015 yılını İKA Enerji için bir büyüme yılı olarak ön görüyoruz.
Son olarak eklemek istediğiniz?
Ben köşenizde İKA Enerji’ye de yer verdiğiniz için teşekkür etmek istiyorum. Enerji ve Çevre Dünyası Dergisi yayınlarını ilgiyle izlemeye devam edeceğim.
İlginizi çekebilir... Escon Enerj, CEO'su Onur Ünlü: "Doğru Kojenerasyon Tasarımı Maksimum Verimlilik Sağlar"Dergimizin sorularını yanıtlayan Escon Enerji CEO'su Onur Ünlü ile ülkemizdeki enerji verimliliği potansiyeli ve Escon Enerjı'nin hedeflerini ... İzocam Genel Direktörü Murat Savcı: 'Yalıtım Kendini Geri Ödeyen Bir Sistemdir'Sürdürülebilir bir gelecek için yalıtım uygulamalarının yaygınlaşması gerektiğini ifade eden
İzocam Genel Direktörü Murat Savcı, yalıtımın kendini ge... 'Elektrostatik Filtreler Toz Emisyonunun Tamamına Yakınını Temizliyor'2019 yılında Türk, Alman ve Danimarka ortaklığında kurulan INKWER firmasının Genel Müdürü Murat Erdem dergimizin sorularını yanıtladı. Erdem, elektros... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.